Neden birden fazla ilah olamaz?

Tarih: 14.11.2017 - 01:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kısacası neden birden fazla ilah olamaz?
- Bu sorum uzun oldu ama cevaplarsanız hiçbir delilleri kalmayacak.
​- Felsefecilerin bazıları mantık kurallarını Rabbimiz yarattı der. Mesela Rabbimiz kendinden büyük taş yaratabilir mi sorusuna o felsefeciler hem yaratır hem de kaldırır çünkü mantık kurallarına dahil değildir diyorlar.
- Bazıları da o olay mantık hatasıdır. Rabbimizin sıfatlarına terstir yani üç kenarlı dikdörtgen olur mu gibi bir soru olduğunu söyler.
- Hristiyanlara da biz birden fazla ilah olursa diğer ilahlar ya muhtaç ya da atıl olur deriz. Onlar da bize cevap olarak hem üç ilah -tövbe haşa- olur. Hem de muhtaç veya atıl olmaz diyorlar. Çünkü bizim ilahlarımız -sümme haşa- mantık kurallarının üstünde diyorlar veya ilahlarımızın tanımı zaten üç tane olmasıdır diyorlar.
1) Bunlara nasıl cevap verilebilir?
2) Ben bunu bir videoda izlemiştim ama hala ilk başta dediğim olay yani hem kaldırır hem de yaratır yani mantık kurallarının üstündedir olayını anlamadım. Orayı da izah eder misiniz?
3) İş bölümü yapan -tövbe haşa- ilahlar olamaz mı? Hem o zaman sonsuz güçte olduklarından sonsuz bir şekilde anlaşmazlık çıkmadan iş bölümü yaparlar?
4) Bir zerrenin bile sahibi başka bir ilah -tövbe- olamaz mı?
5) Birden fazla ilah olursa ya muhtaç ya da atıl olur ama neden muhtaç veya atıl olan ilah olamaz?
6) Rabbimiz bu dünyayı yaratmasaydı o da mı atıl olurdu? Veya burada atıl olurken farzı muhal olarak iki ilah olsa ve birisi istediğini yapsa ve öbürkü de istemediği için hiç bir şeye karışmasa o zaman ikincisi de mi atıl olurdu?
- Rabbimiz yaratmasaydı atıl değilse bu da değil ve iki ilah olabilir diyorlar ve karışmadığı için atıl olup olmayacağını bilemeyiz diyorlar? Cevabınız nedir?
7) Bu Hristiyanların çok ilah olduğuna dair -tövbe- delilleri varsa bunlara nasıl cevap verirsiniz?
- Uzun bir soru oldu ama bu konuda vesvese geldiği için size soru sordum.
- Lütfen uzun ve ayrıntılı bir şekilde maddeleri ele alın. 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sorularınızın tamamını dikkate alarak cevap vermeye çalışacağız:

1. “Felsefecilerin bazıları mantık kurallarını Rabbimiz yarattı der. Mesela Rabbimiz kendinden büyük taş yaratabilir mi sorusuna o felsefeciler hem yaratır hem de kaldırır çünkü mantık kurallarına dahil değildir diyorlar.” “Kendisinden büyük taş kaldırmak veya yaratmak” “kendisinden büyük” ifadesiyle mantık dışına çıkmıyor.

Kendilik, büyüklük gibi zatlık ve nitelik bildiren tümel kavramlar mantığın öğeleridir.

Dolayısıyla “kendinden büyük taş kaldırabilir.” “Ya da kendinden küçük taş kaldırabilir” önermesi de mantık içindedir. Bu ise Allah Teala'yı yaratılmışlar gibi düşünmek anlamına geldiği için boş bir sanıdan ibarettir.

Üç kenarlı dikdörtgenin olması da olamaması da yaratılmış bir konumdur.

Allah, insan aklının ve âleminin konusu ve nesnesi değildir. Ona ancak bildirdiği üzere iman ederiz.

Ne zâtında, ne sıfâtında, ne de ef'âlinde naziri yoktur, şebihi olamaz!.. (bk. Şura, 42/11)

2. Ne birlik ne de çokluk Allah Teala'ya uygun nitelemeler değildir.

Cenab-ı Mevla sayılmak bakımından bir olmadığı gibi üç veya daha fazlası da değildir. Nicel ve nitel birlik, teklik, çoklukta teklik, teklikte çokluk gibi insan zekâsının temel kodları ile bilinemez. Bu kodlar yalnızca bu âlemi sahibi namına dolaylı yoldan tanımak için verilmiştir.

Akıl yürütme ile ancak felsefi bir tanrı tasavvuru oluşturulabilir. Lailahe illallah, her durumda bu tasavvurları yıkar atar.

“Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (hikmetine) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan.” (Enam, 6/103)

Allah’a ancak doğrudan doğruya iman ile bağlanılabilir.

3. İlahlık kavramı İslamiyet'te doğrultulmuştur.

Atıl, birden çok, sınırlı, muhtaç ilah anlayışları kavramın doğasına terstir. Bunlar ilah adıyla adlandırılamayacakları gibi, ilahlık nitelemesi ile de nitelenemezler.

Bu akıl yürütme çizgisinde o halde "En mükemmel ilah nasıl olur?" sorusu da anlamsızdır. Çünkü o da tasarıma, tahayyüle dayalıdır. İslam “la ilahe” sözüyle ellerimiz ya da zihnimiz ile kendimize göre ilah yapmamızı reddeder. İlla Allah ifadesi ile de her tür beşer tasavvur ve tahayyülüne dayalı ilah anlayışını reddettiğimizde Allah Teala'ya giden iman yolunu bulabileceğimizi belirtir.

4. Allah Teala’nın delili değil burhanı olur.

Delil aklın ve duyuların konusu ve nesnesi olan şeylerde geçerlidir. Burhan ise bunun ötesine bakar. Bu anlamda başta Hz. Peygamber Efendimiz (asm), Allah Teala’nın en büyük burhanıdır. Bu nedenle Allah Teâlâ’ya olan iman ancak “Muhammed Rasulullah” ibaresini Lailahe illallah ile eş değerde kabulle mümkündür.

Hristiyanlar Antik Grek Felsefesi ile başlangıçtaki saf imanlarını birleştirdiler. Bu nedenle de ortaya felsefi bir tanrı anlayışı çıktı. Onların ortaya koydukları üçleme ile ilgili akıl yürütmeler ateist düşüncenin bir tepki olarak doğmasına neden oldu.

“Ama bazıları bütün görünmez varlık türlerine, Allah’ın yanında (Ona denk) bir yer yakıştırmaya başladılar, halbuki onları(n tümünü) yaratan Odur ve cehaletleri yüzünden Ona oğullar ve kızlar isnat ettiler! O, sonsuz ihtişam sahibidir ve insanların her türlü tasavvur ve tahayyülünü aşan bir yüceliğe sahiptir.” (Enam, 6/100)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun