Alacağını zekâta saymak caiz midir?

Tarih: 29.08.2006 - 09:11 | Güncelleme:

Soru Detayı
İki sene kadar önce bir arkadaşıma üç-beş ayda geri ödenmek üzere borç vermiştim. Ancak arkadaşın maddi durumu gittikçe bozulduğu için borcunu hâlâ ödeyemedi. Bu alacağımın tamamını veya bir kısmını zekâtıma sayabilir miyim? Zekât olabilmesi için bu düşüncemi arkadaşıma söylemeli miyim?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hanefilere göre alacağı zekâta saymak uygun görülmüyor. Çünkü "zekât verirken paranın sahibinin mülkiyetinde olması ve zekât niyetiyle vermesi gerekir." denilmektedir. Bu açıdan en güzeli alacaklının borçluya zekâtını vermesi, borçlunun da alacaklıya borcunu ödemesidir. Fakat bunu bir şart olarak ileri sürmek doğru olmaz. Yani zekât vermekle sorumlu olan kimse, borçlusu bulunan bir muhtaca "Bana olan borcunu vereceksen sana zekât veririm." diyerek zekât verirse caiz olmaz.

Ancak şart koşmadan her iki taraf bunu niyet ederlerse verilen şey zekât sayıldığı gibi borç da kapanmış olur. Hatta borçlu olan kimse alacaklıya "Benim durumum müsait değildir, bana zekât verirsen ben senin borcunu kapatırım." dese, o da verirse yine caizdir. Çünkü şartlı olarak verilmemiştir. Belki bir teklif vaki olmuştur(el-Envar, l/151).

Konunun bu özelliğinden dolayı borçludaki parayı zekâta saymak için, "Borçluya önce zekât vermeli, sonra da alacağını hemen arkasından istemeli." diyenler olduğu gibi; "Borçlu borç para bulup borcunu ödemeli, ödediği borçtan da kendisine hemen zekât verilerek yaptığı borçtan kurtarılmalı." diyenler de vardır... Geçmişteki uygulamalar da böyle olmuştur. Batık parayı zekâta sayar duruma düşmemek ve fıkıhtaki temlik şartını da uygulamış olmak için buna gerek görülmüştür.

Ancak temliki dar manada anlamadan doğan bu uygulama, borçluyu rencide edebileceğinden dolayı, İslami Araştırmalar’ın (İlmihali)’nde ve Diyanet’in diğer görüşlerini yansıtan tespitlerinde verilen bilgilere göre, borçluya, “Sendeki alacağımı zekâta saydım, kendini borçlu hissetme, artık rahat ol! Borcun silinmiştir...” demek de zekâtı vermiş olmak için yeterli bir ifade olarak kabul edilebilir. Para verip geri isteme gibi rencide edici temlik zorlamasına gerek yoktur. Temliği böyle geniş manada anlamak ihtiyaç sahiplerinin lehine olduğundan tercih edilen görüş olmalıdır, denmektedir.

Bu görüşün ihtiyaç sahibi borçluları rahatlattığına dikkat çekilmekte, böylece alacağı zekâta saymanın kolaylaştığı da ifade edilmektedir. Eğer başka bir çare yoksa, borçlu da muhtaç ve fakir ise bu tercihten yararlanılabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun