Beşik kertmesi dinimize göre caiz mi? Dinimizde beşik kertmesi diye bir şey var mı?..

Tarih: 28.12.2006 - 16:50 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Çocukları, ergenlik çağına gelmeden velilerinin nikahlamasına -bazı bölgelerde sözlemelerine, karşılıklı vaatleşmelerine- beşik kertmesi denilmektedir.

Küçüklerin -onlara bir tercih hakkı tanımadan- evlendirilmelerinin fıkıhtaki yerini ve uygulamayı özetleyelim:

1. Bütün fıkıhçılar değil, bir kısım fıkıhçılar, "Çocuklar ergenlik çağına gelmeden velileri tarafından evlendirilebilir." demişlerdir. Ancak bunlar da, velilerde ve evlendirilen kişilerde aranacak bazı şartlar ileri sürmüşler, bu şartların gerçekleşmemesi durumunda hakime veya çocuğa -ergenlik çağına geldiğinde- akdi bozma hakkı vermişlerdir.

Çocuğun küçük yaşında velisi tarafından evlendirilmesinin cevazı, "Hz. Aişe'nin, ergenlik çağına gelmeden önce, babası tarafından Peygamberimizle evlendirilmesi" örneğine ve Arapların bu konudaki geleneklerine dayandırılmıştır. Halbuki burada evlendirilen kişi Âlemlere Rahmet olan (asm) Efendimiz'dir, O'nun durumu istisnadır ve O, kendisi istemediği halde birisiyle evlendirilmiş kadınlar ve kızlar kendisine başvurduklarında, daima evlenme akdini bozdurmuştur, evliliği bitirmiştir.

2. Küçüklerin velileri tarafından evlendirilmelerini caiz görmeyen İslâm müctehidleri vardır ve şeriatı uygulayan Osmanlı devleti yaptığı son Aile Kanununda bu ictihadı benimsemiş, kanunlaştırmış (mad. 7) ve hilafete tâbi mahkemelerde uygulatmıştır. Kanunun ilgili maddesiyle ilgili gerekçesinin sadeleştirilmiş özeti şöyledir:

"Küçük kız ve erkek çocukların velileri tarafından evlendirilmelerinin caiz ve geçerli olduğu dört mezheb imamınca benimsendiği için, uygulama da buna göre oluyordu. Zamanımızda durum değiştiği için, bu konuda yeni bir usul benimsemek gerekmiştir. Hayat mücadelesinin şiddetlendiği zamanımızda velilerin ilk vazifeleri, küçük çocukları evlendirmek değil, iyi bir tahsil ve terbiye vererek yetiştirmektir. Bunu ihmal eden birçok veli ya başlık almak ya mürüvvetlerini görmek veya iyi bir mirasa konmak için çocukları evlendiriyor, felaketlerine düğünle temel atıyorlar, bu evliliklerin çoğu daha ilk gününden ölü doğan çocuğa benziyor. Bu gibi evliliklerle ilgili davaların ne kadar çok ve şaşırtıcı olduğunu anlamak üzere hem fıkıh kitaplarına, hem de mahkeme sicillerine bakmak yeterlidir. İkisi de büyük müctehidlerden olan Ebû Bekr el-Asamm ve İbn Şübrüme hem çocukların buna ihtiyaçlarının bulunmadığını, hem de ileride -bilhassa bozma imkânı da vermeyen ictihadlara göre- onların hürriyetlerini bağladığını göz önüne alarak "hiçbir kimsenin küçükleri evlendirme hakları yoktur" ictihadında bulunmuşlardır. (Bu müctehidlere göre Hz. Aişe olayı Peygamberimiz'e mahsustur, başkalarına teşmil edilemez.) Asırlardan beri elde edilen felaketli denemeler de bu imamların ictihadlarını teyit etmektedir. İşte bu sebeplerle kanunun yedinci maddesi bu iki zatın ictihadlarına göre düzenlenmiştir."

Eğer Osmanlı devleti ortadan kalkmamış olsaydı, ülkesinde bu kanun yürürlükte olacaktı; yani şeriata göre küçükleri kimse evlendiremeyecekti. Nitekim bugün aile kanunlarını şeriata göre düzenleyen İslâm ülkelerinde de uygulama böyledir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun