Allah Teala, Kur'an-ı Kerim'in Allah katında bulunan levh-i mahfuz adındaki kitaptan indirildiğini bildiriyor. Bunu açıklar mısınız?

Tarih: 17.01.2007 - 02:01 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Hayır, hayır! Kur’ân onların iddia ettikleri gibi beşer sözü değildir. O, Levh-i Mahfuz'da olan pek şerefli bir Kur’ân’dır." (Büruc, 85/21-22)

İşte şanlı bir Kur'an! İşte tüm bilmediklerinizi bildirecek, tüm korktuklarınızdan sizi kurtaracak, tüm umduklarınıza sizi kavuşturacak bir kitap. Hem de Mecîd olan Allah’tan gelme Mecîd bir kitap. Levh-i Mahfuz’da olan, yani her türlü tahriften, her türlü bozulmadan, her türlü eksiklik ve fazlalıktan muhafaza edilmiş, Allah katında sabitleştirilmiş, kıyâmete kadar insanları hakka, hidâyete, doğruya, cennete ulaştıracak bir kitap.

Levh-i Mahfuz; Arapça'da korunmuş levha demektir. İslâm'da olmuş ve olacak her şeyin yazılmış olduğu manevî levhayı dile getirir. Olmuş ve olacak şeyler Allah'ın bilgisine bağlı olduğundan Levh-i Mahfuz doğrudan Allah'ın ilim sıfatı ile ilgilidir. Korunmuş (mahfuz) olarak nitelenmesinin nedeni, burada yazılı olan şeylerin herhangi bir müdahale ile değiştirilmekten, bozulmaktan uzak olmasıdır. Kur'an'da Ümmü'l-Kitap (Kitapların Anası, Ana Kitap), Kitabun Hafîz (Koruyan Kitap), Kitabun Mübîn (Apaçık Kitap), Kitabın Meknun (Saklanmış Kitap), İmamun Mubîn (Apaçık İnen Kitap) ve sadece Kitap olarak da anılır. İnsanların başlarına gelecek şeyleri de ihtiva ettiği için Kitabul-Kader (Kader Kitabı) da denir.

"Levh-i Mahfuz" adı Kur'an'da yalnız bir âyette geçer. Bu âyette Kur'an'ın Levh-i Mahfuz'da bulunduğu bildirilir. Ancak hiçbir tanım getirilmez. Buna karşılık birçok âyette nitelikleri belirtilerek tanımlanır. Buna göre Levh-i Mahfuz içinde hiçbir şeyin eksik bırakılmadığı (En'âm, 6/59), olacak şeylere ait bilgileri saklayan (Kâf, 50/4), yeryüzüne ve insanlara gelecek tüm belaların yazılı bulunduğu (Hadîd, 57/22) her şeyin sayılıp tespit edildiği (Yâsîn, 36/12), gökte ve yerdeki tüm gizliliklerin açıkça belirtildiği (Neml, 27/75), temiz yaratılan meleklerden başka kimsenin dokunamayacağı apaçık, korunmuş, koruyan, saklanmış ve ana kitaptır.

Evet, işte elinizde böyle korunmuş şanlı bir kitap durmaktadır. Öyleyse sağda solda kurtuluş aramayın! Buna gelin! Bununla beraber olun ki kurtulasınız. Unutmayın ki kitapsız kurtuluş mümkün değildir!

Olmuşların ve olacakların, zamandaki bütün anların ve mekandaki bütün varlıkların, kısacası, her şeyin yazılı bulunduğu bir “levha”dır bu alem. İlahi ilmin aynası, kaderin defteri, kainatın programıdır.

Bilgilerin korunduğu bu alemin insandaki küçük örneği, “hafıza”dır. Şehadet aleminde mercimek kadar küçük bir et sembolüyle temsil edilen hafıza, başımızdan geçen olayları, gördüğümüz yerleri, tanıdığımız insanları, duyduğumuz sesleri, tattığımız tatları, hayatımız boyunca edindiğimiz bütün intibaları, öğrendiğimiz bütün bilgileri içine alır, ama yine de dolmaz. Dağlar, denizler, ovalar, gökyüzü, yıldızlar, büyük küçük her şey ondadır.

- Bütün bu işler, o mercimek küçüklüğündeki et parçasının marifeti olabilir mi hiç?

Hafıza, zekanın hazinesi, tefekkürün sermayesi, benliğimizin tarihidir. Ruhumuza takılan en değerli cihazlardan biridir. Hafızasız bir zeka işimize yaramaz. Çünkü biz, eskiden öğrendiklerimize dayanarak düşünürüz.

Hafızanın bir de ebedi hayatımıza bakan yönü vardır. Hafıza, bir senet, bir vesika, bir belgedir. Ahiretteki muhasebe vaktinde, dünyada işlediğimiz sevapları ve günahları göstererek bize şahitlik eder.

“Levh-i mahfuz”un küçük bir misalidir bize verilen. Nasıl insanın başından geçenler bütün olaylar hafızasında yazılıyorsa, kainattaki bütün olmuş, olan ve olacak olaylar da o büyük hafızada yazılıdır. Her iki “levha”da da Rabbimizin “Hafiz” ismi tecelli eder.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun