Öğle namazının ilk sünneti sonraya bırakılır mı? Neden sabah namazının sünneti farzından sonra kılınmaz?

Tarih: 27.01.2007 - 14:08 | Güncelleme:

Soru Detayı
Hanefiyim. Öğlenin dört ekatlık ilk sünnetini herhangi bir sebeple (cemaate yetişmek vs.) kılmayıp, farzı ve son sünneti kıldıktan sonra kılabileceğimi söylüyorlar. Nasıl niyet edeceğiz? Sonradan kılınca ilk sünnet olmaktan çıkar. Çok mühim olan sabah namazının ilk sünneti bile farzdan sonra kılınamazken, bu nasıl olur? Namazın sıralaşını bozmuş olmaz mıyız? Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsem çok memnun olurum. (kaynaklarıyla)
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri de daha sonra kılınarak kaza edilir. Meselâ, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı takdirde, farzı kılıp iki rekât sünnetten sonra ayrıca kılınır.

Bu konuda farzdan sonra, önce ilk sünnet sonra son sünnet diyenler olmuşsa da tercih edilen önce son sünnetin sonra ilk sünnetin kılınması gerektiğidir. Burada ilk sünnetin kazası kılınmış olmaktadır. Bu sebebten nasıl olsa ilk sünnet kazaya kalmış son sünnet hiç olmazsa vaktinden sonraya kalmasın diye bu şekilde olması (yani önce son sünnet sonra ilk sünnetin kılınması) uygun görülmüştür.

Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine cumanın iki rekât farzından sonra kaza edilerek kılınır, îki rekât kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri aynen bu şekilde dört rekât olarak kaza edilir. Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri kılınmadıkları zamanlar kaza edilmezler. Meselâ ikindi ve yatsı namazının sünnetleri farzdan önce kılınmadıkları zaman, daha sonra kılınmazlar.

Sabah namazının farzından sonra nafile namaz kılınmaz. Ancak güneş doğana kadar kaza namazı kılınabilir. Farzdan sonra sünnet kılınmamasının sebebi, sünnetten sonraki vaktin tamamen farz ibadete ayrılması ve güne farz ibadetle başlamak içindir. Bunlar birer hikmettir. Ancak esas maksat Allah böyle emrettiği içindir.

Kerâhet Vakitleri:

Beş vakit vardır ki, bunlara kerâhet veya mekruh vakitler denir. Bunlarda bazı ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır.

Ukbe b. Âmir el-Cühenî'den şöyle dediği nakledilmiştir:

"Rasûlüllah (s.a.s) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklıyordu. Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gök yüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar." (Müslim, Müsâfîrîn 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 51; Tirmizî, Cenâiz 41; Nesaî, Mevâkît 31, 34, Cenâiz, 89; İbn Mâce, Cenâiz 30; Dârimî, Salât 142).

Bu hadiste belirtilen üç vakit şunlardır:

a. Güneşin doğmasından itibaren, 40-50 dakika sonrasına kadar.

b. Güneşin, başımızın üzerinde, tam dik bulunduğu vakit.

c. Batmazdan önce, güneşin gözleri kamaştırmaz hale gelmesinden, batmasına kadar olan vakit.

Bu üç kerâhet vaktinde ne kazaya kalmış farz namazlar, ne vitir gibi vacip namaz, ne de daha önce hazırlanmış bulunan bir cenaze namazı kılınamadığı gibi, daha önce okunmuş bir secde âyetinden dolayı "tilâvet secdesi" de yapılamaz. Aksi takdirde iâde edilmeleri gerekir. Ancak o günün ikindi namazına güneş batmazdan önce başlanmışsa, yarıda bırakılmayarak tamamlanır. Sabah namazını kılarken güneşin doğması ise, namazın bozulmasına sebep olur. Böyle bir namaz daha sonra iâde edilir.

Bunların dışında iki vakit daha vardır ki, yalnız nâfile namazları etkiler. Ebû Said el-Hudrî'den şöyle dediği nakledilmiştir:

"Rasûlüllah (s.a. s)'i şöyle derken işittim:

"Sabah namazı kılındıktan sonra, güneş doğuncaya kadar başka namaz yoktur. İkindi namazından sonra, güneş batıncaya kadar başka namaz yoktur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/19, II/42, III/95).

Bu iki vakitte yalnız nâfile namaz mekruhtur. Farz ve vacip bir namaz kılmak mekruh değildir. Cenaze namazı kılınabilir, tilâvet secdesi de yapılabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun