Namazda esnemek şeytanın vesvesesidir diyorlar; bu doğru mudur?

Tarih: 21.07.2006 - 16:57 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Esnemek, uykusuzluk, yorgunluk veya can sıkıntısı sebebiyle kişinin istem dışı bir şekilde, ağzını açarak uzunca nefes alıp vermesidir. Bu hâl, bir bakıma dalgınlık ve gaflet göstergesidir.

Halk arasında “hapşırma” diye de bilinen “aksırma” ise, nefes kaslarının basınçlı hareketiyle, kişinin içerisindeki havayı bir anda ağız ve burun yoluyla şiddetlice dışarı atmasıdır. Aksırmak vücûtta meydana gelen bir zorlama sonucu olur ve bu ihtiyâcı duyan kimse aksırdığı an ferahlar. Dolayısıyla bu durum esnemenin aksine vücût için bir zindelik vesilesidir. Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- de aksırmanın Allâh Teâlâ'nın hoşlandığı bir durum olduğuna, esnemenin ise şeytandan geldiğine dikkat çeker:

“Biriniz esneyeceği zaman gücü nisbetinde onu gidermeye çalışsın (Ağzını açarak hâh demesin). Çünkü bir kimse esnediğinde şeytan ona güler. ” (Buhârî, Edeb, 125)

Hadis-i şerifte şeytandan geldiğine dikkat çekilen esneme, genellikle çok yiyip içmek, karnı tıka basa doldurmak, hareketsizlik ve uyku hâlinin öne geçmesi gibi durumlardan kaynaklanır. Ayrıca esnemeye sebep olan durumlardan her biri şeytanın hoşlandığı işlerdir. Bu sebeple esnemek uygun bir davranış değildir. Mümkün mertebe önüne geçilmesi, her şeye rağmen engellenemediği durumlarda ise ağzın el ile kapatılması gerekir.

Gaflet sebebiyle meydana gelen esnemeden kurtulmanın değişik yolları vardır. Özellikle namazda esnememek için şu hususlara dikkat etmek lâzımdır:

- Tuvalet âdâbına riayet etmek,
- Her namaz için yeni bir abdest almak,
- İftitah tekbiri alırken elinin tersiyle masivayı arkaya attığının farkında olmak,
- Euzü besmeleyi şuurlu bir şekilde söylemek.

Namazda esnemek ise çirkin bir davranıştır. Hele bir de esnerken garip sesler çıkarmak daha da çirkindir. İnsan ne yapıyorsa onun hakkını vermeli, kendi anlamına uygun olarak yapmalıdır. Özellikle namaz kılan bir kişinin esnemesi veya gerinmesi, onun namazdan bir şey anlamadığını ve ne yaptığını bilmediğini göstermeye yeter. Böyle şuursuzca kılınan bir namaz, çevresindekileri rahatsız edeceği gibi, insanı da Kur'an'da belirtilen, “fuhşiyat ve münkerattan” da alıkoymaz. Yani insanın yapabileceği kötülüklerden ve çirkinliklerden engellemez. Bu sebeple, hadisi şeriflerde belirtildiği gibi, vakti girer girmez, ertelenip yorgunluk ve tembellik basmadan o vaktin namazı kılınmalıdır. Nitekim, şeytanın insanı oylayıp namazı ertelettiği hususunu daha önce belirtmiştik. Böyle, kendisine gaflet gelmiş ve rehavet çökmüş olarak namaza duran bir kişinin, önce kimin huzuruna çıktığını çok iyi bilmesi ve namazını da bir o kadar uyanık ve dinç kılması gerekir.

Binaenaleyh, Peygamberimizi (asm), insanın böyle, gafilce namaz kılmasını hoş görmediği için, değişik şekillerde ikaz etmiş ve namazda esnemenin şeytandan olduğunu belirtmiştir. Nitekim, Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edilen bir hadisi şerifte, normal zamanda bile esnemenin şeytanından olduğunu belirterek şöyle buyurmuştur:

“Esnemek şeytandandır. Binaenaleyh sizden herhangi biriniz esneyeceği zaman gücü yettiği kadar onu tutsun.” [Müslim, Zühd, 56, (2994); Tirmizi, Salât, 273/370; A. Hanbel, Müsned, II/397, 517]

Ebu Saidi’l-Hudri kanalıyla gelen bir hadiste ise, Rasül-i Ekrem (asm)’in;

“Biriniz namazda iken esneyeceği zaman gücü yettiği kadar esnemeyi hapsedip tutsun, çünkü şeytan girer.” [Müslim, Zühd, 57, (2995), 58, 59]

buyurduğu rivayet edilmektedir.

Hadisi şeriflere bakıldığı zaman, her iki hâlde de insanın esnemeyi hapsetmesi, gerek namazda gerekse, içinde bulunduğu toplumda, ağzını sonuna kadar açarak esnemekten kaçınması emredilmektedir.

Müslüman her yerde âdâbı muaşeret kurallarına uyan, nazik ve kibar bir insan olmak durumundadır. Çünkü kişinin yaptığı iyi veya kötü (özellikle kötü olan) bir davranışı, temsil ettiği din ile bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Bu yüzden insanların en nazik davranışlı olanı Sevgili Peygamberimiz (asm), Müslüman’ın davranışlarına dikkat etmesi, kendini daima kontrol altında tutmasını ve başkalarına tiksinti verebilecek şekilde ağzının içini göstermemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Bunun yanı sıra, ağzını alabildiğine açıp yayarak esneyen bir insanın, o anda kısmen müdafaasız kaldığını bildiği için, içeri girebilecek mikroplara ve diğer istenmeyen şeylere karşı da bu hadis-i şerifi ile uyarmıştır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 300.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun