Kâbe'nin mahiyeti nedir; bulunduğu yerin, alanının ve yakın çevresinin maddi ve manevi bir özelliği var mıdır?

Tarih: 29.03.2011 - 14:25 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kâbe’nin temelinden yeşil taşların çıktığı doğru mudur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bizim bildiğimiz kadarıyla, Kâbe'nin kıymeti  tevhid akidesinin simgesi, Allah’ın hakikî mabud olduğunun nişanesi, gökteki meleklerin "beytu’l-mamur" kâbesine mukabil, yeryüzü sakinleri olan insanlar tarafından kendisine yapılan ibadet için bir mâbed olmasından kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifadeyle Kâbe'nin şerefi, fazileti mekândan kaynaklanan fiziki bir unsur olmasından değil, manevî konumundan kaynaklanan tevhidin simgesi, metafizik bir üstünlük nişanesi olmasındandır.

Yeşil taşların çıkıp çıkmaması bir tarafa, her tarafı yeşil taşlarla donatılmış olsa bile, o taşlara binaen Kâbe'nin alacağı herhangi bir üstünlük söz konusu değildir. Kâbe'nin en üstün taşı "Haceru’l-Esved" denilen bir köşe taşıdır. Bununla beraber, Hz. Ömer’in,

 “Vallahi ben bilirim ki sen ne zararı ne de yararı olmayan bir taşsın; eğer Resulullah’ın seni öptüğünü görmeseydim, seni asla öpmezdim.”

şeklindeki sözleri, İslam anlayışını güzelce yansıtan bir  yaklaşımdır.

“İnsanı, konuşan / düşünen bir varlık” olarak tarif ederler. Buna göre, insanı insan yapan ruhu, düşüncesi / aklı ve konuşabilen olmasıdır. Ama bunun yanında gözleri, kulakları, kaşları, kirpikleri de önemlidir.

Bunun gibi, Kâbe ile ilgili başka bazı değerlerin değerlendirilmesi mümkün olsa bile, asıl değeri, onun Allah’ın evi, mabedi, tevhidinin simgesi, uluhiyetinin nişanesi olmasındandır.

Diğer taraftan, Kâbe'nin üstü tâ arşa kadar ve altı ferşe kadar uzanan bir “amud-u nuranî”dir.

"Amud" kelime olarak sütun ve direk anlamındadır. Kâbe, üste ve alta doğru uzanan nurani bir sütun ve direk gibidir. Üste doğru uzanıp da Arş'a kadar giden bir nurani sütun olmasından, arşta ve sema alemlerine de kıble oluyor. Orada melekler, o nurani sütun etrafında tavaf yapıp ibadet ediyorlar.

Bu nedenle yeryüzünde veya yer altında hatta uzayda olanlar bile Kâbe tarafına dönmekle bu “amud-u nuranî”ye yönelmiş olurlar. Nitekim Allah’ın emri, Kâbe tarafına yönelerek namaz kılmaktır:

"Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durduğunu görüyoruz. Elbette seni hoşlanacağın bir kıbleye döndüreceğiz. (Bundan böyle) yüzünü Mescidü'l-Haram tarafına çevir. Nerede olursanız yüzlerinizi o yöne çevirin..." (Bakara, 2/144)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kâbe’nin, dünyanın merkezi olduğu iddiasına ne dersiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun