Allah her şeyi en güzel biçimde mi yaratmıştır?

Tarih: 09.05.2011 - 10:48 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eğer öyleyse, neden "eşeklerin seslerinin çirkin ve kötü" olduğunu söylüyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde bile, hakiki bir güzellik yönü vardır. Evet, kâinâttaki her şey, her olay ya bizzat güzeldir, ona zâtı i‘tibârıyla güzel denilir. Veya netîceleri yönüyle güzeldir ki, ona hüsn-i bil-gayr denilir. Bir kısım olaylar var ki, görünüşü çirkin, karışıktır. Fakat o görünen perdenin altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. Örneğin, bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında nihâyetsiz güzel çiçek ve muntazam bitkilerin tebessümleri saklanmıştır. Fakat bazı insanlar, hem dış görünüşe düşkün, hem de hep kendini düşündüğünden, sadece dışına bakıp çirkinlikle hükmeder. (bk. Nursi, Sözler, On Sekizinci Söz)

Demek ki güzellikler, bir açıdan hakiki ve dolaylı güzellikler olmak üzere iki çeşit olabiliyor. Dolaylı güzellikler, başka güzelliklerin fark edilmesine, anlaşılmasına katkı sağladığı için güzeldir. Eşeklerin sesi başka seslerinin güzelliğinin anlaşılmasına katkı sağladığı için dolaylı olarak güzeldir. Bu nedenle ayette,

“O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yarattı, insanı yaratmaya da çamurdan başladı.” (Secde, 32/7) buyurulmuştur.

Burada bilinmesi gereken çok önemli bir nokta da şudur: Allah’ın her şeyi güzel yaratmış olması demek, insanların hoşuna gidip gitmeme noktasından değil, Allah’ın sonsuz ilim, kudret ve hikmetini gösteren harika bir sanat eseri olarak var edilmesi demektir. Biz insanlara göre  hoş olmayan eşeğin sesindeki musikî ritimler, ses dalgalarındaki kalın-tiz periyotlardaki harika sanat ve bu sesin çıkması için gereken hançerenin harika sanat estetiği bir yaratılış harikasıdır.

Kur’an’da yer alan ifade ise, insanlara verilen bir edep dersidir. İnsanların hayvanlar gibi, bağırarak konuşmamaları, avaz avaza gürültülü bir ortam oluşturmamaları için yapılan bir karşılaştırma söz konusudur. Yani, eşeğin sesinin çirkinliğinden ziyade, onun yüksek periyoduna, insanların kulaklarını tırmalayan yönüne işaret edilmiştir. Bununla, insanlık camiasında yüksek sesle, konuşmanın, -bu asra işaretiyle de- müzik aletlerinin, radyo ve televizyon seslerinin sonuna kadar açılmasının doğru olmadığına, insanları rahatsız edeceğine işaret edilmiştir.

Kur’an, insanlara hitap ediyor ve insanların anlayacakları dilden konuşuyor. Araplar cahiliye döneminde yüksek sesle konuşmayı marifet sayıyor, sesini fazla yükselterek karşıdakine üstünlük sağlamaya çalışıyorlardı(bk. Kurtubî, ilgili ayetin tefsiri). Kur’an’da bu âdetin çirkinliğine işaret edilmiş, örnek olarak da Araplar arasında birçok yönden kötü bir misal olarak kabul ettikleri eşeğin sesini vermiştir ki, tesirini göstersin.

Diğer taraftan, bazı kişilerin kabadayılık yapıp yüksek sesle ve uyumsuz cümlelerle konuşmaları, hem onların kültür yapısını, eğitim seviyesini yansıtır hem de insanlara saygısızlıklarını gösterir. Cenâb-ı Hak o gibilerin ölçüsüz kaba konuşmalarını saygılı ve medenî bir kalıba dökmelerini sağlamak için

“O hâlde yürüyüşünde mu‘tedil ol; sesini de alçalt! Çünki seslerin en çirkini, elbette eşeklerin sesidir!” (Lokman, 31/19)

şeklinde uyarıcı bir benzetmede bulunuyor. (bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri, Lokman Suresi 19. ayetin tefsiri)

Bu açıklamalardan, birçok yönden bir edep ve adap dersi verilen bu ayetin bunca hikmetlerini görmeyip, kendimizce bir kusur telakki ettiğimiz eşeğin sesine takılmanın ne kadar yanlış olduğu açıkça görülmüştür.

Demek, bize düşen, bizi yaratan Allah’ın sonsuz hikmetine, ilmine, kudretine, doğruluğuna inanmaktır; anlamadığımız şeyleri kendi cehaletimize vermektir. Bu da önemli bir edep dersidir biz insanlar için...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun