Ahiret için yaptığımız hayır duaları mutlaka kabul olur mu? Allah (cc), kullarının her duasına icabet eder, kişinin duasını hakkında hayırlıysa dünyada verir veya cenette dileğini verirmiş?..

Tarih: 05.03.2007 - 12:17 | Güncelleme:

Soru Detayı
Allah (cc), kullarının her duasına icabet eder, kişinin duasını hakkında hayırlıysa dünyada verir veya cenette dileğini veririmiş. Ya peki bizim duamız, hidayete ermek veya günahlardan uzaklaşıp onun sevdiği kullarından olmamız ise, bu da kesinlikle bizim için hayırlı bir şey olduğuna göre, yürekten yaptığımız bu duamıza Allah Teala icabet eder mi?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bizler kul olduğumuzun idraki içerisinde bulunğumuz sürece Allah’tan istediklerimizin ve isteyebileceklerimizin sınırı yoktur. Peygamberimiz (s.a.v), kendisi en yüksek makamlara talip olmuş ve bunları Allah’tan istemiştir.

Çünkü Allah (c.c), kendisinden bir şey istenilmesinden ve isteyene vermekten hoşlanır.(1). Bu nedenle Peygamberimiz, Allah’a dua etme ve isteme konusunda ashabını ve ümmetini uyarıp istemede sınırsızlığı öğretmiş; çokça ve bolca isteyebileceğimizi söylemiştir. Ayrıca yüce ve mutlak zengin olan Allah’ın, kendisinden istemeyene gazap ettiğini de bildirmiştir.(2) Kendisi de zaten Allah’tan istenebilecek şeylerin en güzelini ve en pahalılarını istemiştir. Mesela:

“Makam-ı Mahmud’u” istemiş; sonra ümmetine kıyamet günü “şefaat etmeyi” istemiştir. Kendisinin vefatı sırasında Cebrail’in refakat istemiştir. Bize de ayrıca Allah’tan neler isteyebileceğimiz konusunda birçok ipucu vermiştir. Bunlardan biri de şöyledir:

“Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin; hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar…”(3)

Şu halde, “Allah’tan neler isteyelim, neler istemeyelim, neler yerinde olur, neler olmaz?” gibi düşünceleri bir tarafa bırakarak, ondan dünyalık ve âhiretlik, her şeyimizi ama her şeyimizi istemeliyiz. Bir şartla ki, bütün dua ve ibadetler için geçerli olan ihlâs ve samimiyetle. Evet, ihlâsla ve samimi olarak Allah’tan kim ne isterse Allah ona istediğini verir, mahrum bırakmaz.

Kendisine hiçbir şey zor gelmeyen yüce Allah da, bizden razı olduktan ve bizi kabul ettikten sonra, bizim istek ve ihtiyaçlarımızı yerine getirecektir. Biz, küçük-büyük, önemli-önemsiz demeden; ne olursa olsun, her şeyimizi “yalnız ondan istemeliyiz.” Zira Onun hazinesinde “yok” yoktur; yeter ki biz isteyelim ve istemesini bilelim…

Bu konuyu Üstad Bediüzzaman şöyle ifade etmektedir:

“Eğer desen: "Bir çok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki, âyet umumîdir... her duaya cevap var ifade ediyor."

"Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevap vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek Cenab-ı Hakk'ın hikmetine tâbidir. Meselâ: Hasta bir çocuk çağırır: "Ya Hekim! Bana bak." Hekim: "Lebbeyk" der... "Ne istersin?" cevap verir. Çocuk: "Şu ilâcı ver bana" der. Hekim ise; ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte Cenab-ı Hak, Hakîm-i Mutlak hazır, nâzır olduğu için, kulun duasına cevap verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat insanın hevaperestane ve heveskârane tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbaniyenin iktizasıyla ya matlubunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez.”
(4)

Ayrıca bu konuda gelen hadisi şerifler de vardır ki, Ebû Hüreyre (r.a)’tan rivayet edilen bir hadisi şerifte, Peygamberimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğu nakledilmektedir:

“Acele etmediği müddetçe her birinizin duasına icâbet olunur. Ancak şöyle diyerek acele eden var: "Ben Rabbime dua ettim, duamı kabul etmedi.” (5)

Müslim'in diğer bir rivâyeti şöyledir:

“Kul, günah talep etmedikçe veya sıla-i rahmin kopmasını istemedikçe duası icâbet görmeye (kabul edilmeye) devam eder.”

Yine Tirmizî'nin rivâyetinde ise şöyledir:

“Allah'a dua eden herkese Allah icâbet eder. Bu icâbet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.”(6)

Hadisten de anlaşılacağı gibi, insan günah ve haram sayılan şeyleri istemedikçe duası kabul olunuyor.

Dipnotlar:

(1) Tirmizî, Daavât 126 (3566).
(2) Tirmizî, Daavât 3, (3370); İbnu Mâce, dua 1, (3827).
(3) Tirmizî, Daavât 149, (3607, 3608).
(4) İman ve Küfür Muvazeneleri 102.
(5) Buhârî, Daavât, 22.
(6) Tirmizî, Daavât 145

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun