Evlatlık, evlat edinme, yuvadan çocuk almak konusunda bilgi verir misiniz?

Tarih: 29.06.2006 - 11:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Evlatlık alınan bir çocuk büyüdüğünde, üvey annesine yabancı oluyor mu?
- Ve bunun giderilmesi için dini hüküm nedir?
- Bir ailenin, başka birinin çocuğunu veya bir yetimi kendilerine çocuk edinmesinin hükmü nedir?
- Evlat edinmek ve mirası ona bırakmak caiz midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evlat edinme, bir başkasının çocuğunu kendi ailesi içine katma âdeti, tarihin her devrinde tatbik edilen bir husustur. Bilhassa İslâm'dan önceki Cahiliye Devrinde bu âdet daha yaygındı. İsteyen kimse, seçtiği herhangi bir kimseyi öz çocukları arasına katarak onu evlatlık aldığını ilân ederdi. Aldığı çocuğa “Sen benim oğlumsun, ben sana vârisim, sen de bana vârissin.” diyordu. Böylece, o çocuk öz oğlu sayılıyordu. Ailenin bir ferdi olduğu gibi, aynı zamanda aile fertlerinin sahip olduğu hak ve vazifelere de ortak oluyor, ailenin ismini alıyordu. Evlatlık edinen kimse bu çocuğun babası sayılıyordu. Evlat edinenin hanımı da çocuğun annesi yerine geçiyordu. Oğlanın hanımı da bu babanın gelini kabul ediliyor, dolayısıyla, boşandıktan sonra gelini ile evlenmesi mümkün olmuyordu.

Peygamberimiz de (a.s.m.) Zeyd bin Haris'i kendisine evlatlık olarak almıştı. Hz. Zeyd küçük yaşta köle olarak satılmış, Hz. Hatice de onu satın almıştı. Daha sonra onu Peygamberimize hediye etti. Hz. Zeyd, Peygamberimizin hizmetinde bulunuyordu. Babası ve amcası, kurtarma akçesi karşılığında onu Peygamberimiz (asm)'den istemeye geldiler. Peygamberimiz Hz. Zeyd’i serbest bıraktı. Fakat Zeyd, Peygamberimizi baba ve amcasına tercih ederek, onun yanında kalmayı kabul etti. Bundan sonra Peygamberimiz onu kölelikten azad etti. Hazır bulunan cemaata hitap ederek, “Şâhit olunuz, Zeyd benim oğlumdur, ben onun vârisiyim, o da benim vârisimdir.” buyurdu. Bunun üzerine babası ve amcası memnun olarak ayrıldılar. Bundan sonra Hz. Zeyd Peygamberimizin evlatlığı olmuştu. Artık “Muhammed’in oğlu Zeyd” diye çağrılıyordu. (Üsdü’l-Gâbe, II/225)

Hak din gelince, Cahiliye devrinde yapılan ve uygulanan âdet ve alışkanlıklar birer birer değişiyor, insanlara meşru olan yol gösteriliyor, bâtıl ve haksızlıkların yerini hak ve adalet esasları alıyordu. Cahiliye âdetlerinden birisi de o zamanki uygulanış şekliyle evlatlık müessesesiydi.

İnsan tabiatına aykırı düşen bu uygulamayı Cenab-ı Hak hem açık emirle, hem de Peygamberi üzerinde fiilen tatbik etmekle kaldırdı.

Bu konudaki âyetin meali şöyledir:

“Allah, evlatlıklarınızı oğullarınız gibi tutmanızı meşru kılmadı. Bunlar, sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir. Onları (evlat edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın. Allah yanında en doğrusu budur. Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yoktur.” (Ahzab, 33/4-5)

İşte bu âyet-i kerime ile evlatlık âdeti kaldırılmış oldu. Meşru olmayan bu âdet haram kılındı. Çünkü evlatlıkla ne hakiki bir evlat olunur ne de evlatlık edinen kişi gerçek bir baba olur.

Bu yasaklama ve “Sen benim oğlumsun.” demekle hiçbir çocuğun gerçek bir evlat olmadığı hususunda Peygamberimize Allah’ın emirleri bildirildi. Evlatlığın boşadığı hanımın “babalık” tarafından nikâhlanmasının meşru sayıldığı açıklandı. (Ahzab, 33/37)

Evlatlık müessesesinde şu mahzurlar bulunduğu için dinimizde yasaklanmıştır. Önce meşru olmayan bir yolla başkasının çocuğunu kendi evlâdı yerine getirerek, haksız ve sahte bir muamele yapılmaktadır. Yabancı bir çocuğu evlat kabul etmek fıtratı değiştirmektir. Mukaddes olan nesil meselesini tahrif etmek, çocuğun asıl ana babasının unutulmasına sebep olmaktır.

İkinci olarak, bu çocuk büyüyünce aile içerisinde mahremiyet hususlarına riayet edilmeyecektir. Tesettür, bakma ve temas gibi durumlara uyulmayacaktır. Oğlansa ailenin bütün kadınlarıyla bir arada bulunacak, kızsa ailenin bütün erkekleriyle birlikte yaşayacaktır. Halbuki, ister kız olsun ister oğlan; evin hanımı annesi olmadığı gibi, o ailenin akrabası da evlatlığın ailesi sayılmaz, bir yabancıdan farksızdır. Bunlar büyüyünce aile içinde bulundukları müddetçe devamlı haramla yüz yüze bulunacaklardır.

Başka bir mahzur da evlatlık olarak alınan çocuk mirasa ortak olacaktır. Böylece daha yakın akrabalar kısmen veya tamamen mirastan mahrum kalacaklardır. Hakları çiğnenen mirasçılar, bu çocuğa bir düşman gözüyle bakacaklardır. Çünkü, evlatlık hakikatta miras hakkına sahip değildir.

İşte bütün bu mahzurlardan dolayı dinimiz evlatlık almayı tavsiye etmemiştir. Ancak, bahsi edilen bu evlatlık meselesinden ayrı olarak, insanın bir yakınının, bir dostunun çocuğunu himayesine alması, kimsesiz ve yetim bir çocuğu alıp evlâdı gibi onu sevmesi, ona yedirmesi, içirmesi, onu terbiye edip okutması bir fazilettir. Fakat, bu durumda da onu kendisine tescil etmemesi, evlat haklarını ona devretmemesi, mahremiyet meselesine dikkat etmesi icap etmektedir. Ancak, kişi isterse, hayatta iken malının bir kısmını o çocuğa bağışlayabilir. Veya ölmeden önce malından bir miktar verilmesini vasiyet edebilir. Nitekim, Peygamberimiz (asm) bir çok hadislerinde kimsesiz çocuklara ve yetimlere bakanlara Cenneti müjdelemiştir. (Müslim, Zühd: 42)

Sonuç:

Bu konunun üç önemli özelliği vardır:

1. Evlat edindiğimiz çocuk kız olursa babalığa, erkek olursa analığa mahrem olacağı için, beraber yalnız kalma ihtimaline göre caiz değildir. Bu konu süt emzirmekle çözülebilir. Bir bayan iğne yaptırarak göğsünden süt getirtirse, bu sütü -süt emme yaşındayken- bebeğe içirerek süt anne olabilir. Kadının kocası da çocuğun süt babası olur.

2. Evlatlık alanlar, çocuğun esas anne ve babasının vereceği şefkat ve göstereceği merhameti gösteremeyebilirler. Bu açıdan çocuğun gerçek anne ve babasından mahrum bırakma sorumluluğu vardır. Bu da çocuk açısından önemli bir durumdur. Ancak kimsesiz çocuklar için bu sakınca olmayabilir.

3. Evlat edinen ailelerin kalacak mirasları bu çocuğun olacaktır. Halbuki, o miraslar akrabalara kalması gerekirdi. Bu da başkasının hakkının evlatlığa verilmesi demektir ki caiz değildir. Bu konuda bir çözüm olarak gerçek mirasçılarla helalleşilir ya da evlatlık mirastan kanunen mahrum bırakılarak çözüm aranabilir.

Bu üç sebepten dolayı evlat edinmenin doğru olmadığını söyleyebiliriz. Bu üç engeli de dini açıdan çözebilirsek, evlat edinmek inşallah haram olmaz.

İslam dinine göre evlatlık mirasa hak kazanamaz. Mal, dinen mirasa hak kazanan kimselere verilir. Ancak daha hayatta iken malından istediği kadar bu kişiye hibe edebilir, fakat miras olarak bırakamaz. Ayrıca öz evlatları varsa bunlar arasında adaletli bir paylaşım yapması uygun olur.

İlave bilgi için tıklayınız: 

- EVLAT EDİNME.

Kısır olan bir bayanın ilaçla sütünün gelmesi ve bu sütü içen ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

esadullah_88

Allah c.c. razı olsun sizden. Çoğu soru ve cevaplara baktım. Hatta cevabını bildiğim sorulara da baktım bu soruda olduğu gibi. Bakmaktaki amacım sizin vereceğiniz cevapların nasıl olduğunu görmek istedim. İnanın bu kadar açık ve net olacağınızı tahmin etmiyordum. Zamanımızda Tv'lerde çıkan hocalar gibi işi yokuşa süreceğinizi insanların istediği cevapları vereceğinizi çağdaşlık kisvesi altında dinin gereklerini belli etmeden kuralına uydurarak hiçe sayacağınızı düşünmüştüm. YANILMIŞIM !!! Oysa siz gördüğüm kadarı ile tamamiyle Ayet, Hadis ve kıyaslara dayanarak sorularınızı içtenlikle cevaplıyorsunuz. Allah (c.c.) sizden ve sizin gibi korkusuzca gerçekleri dile getirenlerden razı olsun. İşlerinizde kolaylıklar dilerim.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
aguvene

Ayeti Kerimeyi bir daha dikkatle okuyunca evlat edinmeyi yasaklamadığını görürüz: bir oğul gibi tutulması meşru kılınmadı, onların aileleri ile ilişkisinin devamının temini emredildi. Kimsesiz ve yardıma muhtaç çocukların korunup gözetilmesinin önünün kapatılması bence doğru değil.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
kabeaslanı

Emeğinize ve zahmetiniza teşekkürler hakkınızı helal edin selam ve dua ile.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun