Çörek otu ile ilgili hadisler hakkında bilgi verir misiniz? Çörek otu bütün hastalıklara şifa mıdır? Peygamber Efendimiz çörek otunu nasıl kullanmış ve nasıl kullanılmasını tavsiye etmiştir?

Çörek otu ile ilgili hadisler hakkında bilgi verir misiniz? Çörek otu bütün hastalıklara şifa mıdır? Peygamber Efendimiz çörek otunu nasıl kullanmış ve nasıl kullanılmasını tavsiye etmiştir?
Tarih: 30.03.2007 - 11:47 | Güncelleme:

Soru Detayı
Peygamber Efendimiz (asm) çörek otunun kullanılmasını tavsiye etmiş. Peki bunun dozu hakkında biligi vermiş mi, yani çörek otu günde ne kadar kullanılmalı;.yenilmeli mi, çiğnemeden yutulmalı mı; açken mi yoksa tokken mi alınmalı? Sade mi yenmeli, bir karışımla mı alınmalı; yani Peygamber Efendimiz çörek otunu nasıl kullanmış ve nasıl kullanılmasını tavsiye etmiştir?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

2. (3986)- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki, çörek otunda onun için bir deva bulunmasın." [Buhârî, Tıbb 7; Müslim, Selam 89, (2215); Tirmizî, Tıbb 5, (2042), 22, (2071)]

AÇIKLAMA:

Bu hadiste, dilimizde çörek otu dediğimiz siyah habbenin ölüm dışında bütün hastalıklara şifa vereceği beyan edilmektedir. Hadis muhtelif vecihlerde gelmiştir. İbnu Hacer, hadisin bir vechinde yer alan -çok hapşırma ile gelen nezleye nasıl kullanılacağı hususundaki- bir açıklamayı merfu rivayetten bulduğunu kaydeder:

"Çörek otu ayıklanır incecik dövülür, zeytin yağıyla karıştırılıp burna üçer damla damlatılır." Bir diğer rivayetin açıklaması hangi hastalık için olduğu tasrih edilmeden yapılmaktadır. Şöyle denir:

"Dendi ki: "Siyah habbe nedir?" Şu cevabı verdi: "Şûnîz'dir" Tekrar sordu: "Onu nasıl kullanacağım?" dedi ki: "Yirmi bir adet çörek otu tanesi alırsın, bir beze bağlarsın. Sonra bir suya koyup bir gece bekletirsin. Sabah olunca burnun sağ deliğine bir damla, sol deliğine iki damla damlatırsın. Ertesi günü sağ burun deliğine iki damla, sol deliğe bir damla. Üçüncü gün sağ deliğe bir, sol deliğe iki damla damlatırsın." İbnu Hacer açıklamasına devam eder:

"Bu beyandan varılan sonuç şudur: "Çörek otunun her derde deva olmasının ma'nâsı, her hastalık için tek başına aynı şekilde kullanılması demek değildir. Aksine, bazan olur tek başına kullanılır, bazan olur mürekkep olarak kullanılır, bazan dövülüp inceltilmiş, bazan da dövülmemiş olarak kullanılır. Zaman olur yenilerek, içilerek, damlatılarak ve sarılarak vs. çeşitli şekillerde kullanılır."

Hadiste geçen "her hastalığa" tabirini bazı âlimler pek mutlak bularak "onunla tedavi kabul eden..." diye kayıtlamak istemişler ve: "Çünkü o, soğuk hastalıklara iyi gelir, hararetli hastalıklara değil..." demişlerdir.

Hadis şârihleri burada teferruatına girmeyeceğimiz bir kısım açıklamalar yaparak, hadisin bütün hastalıklara şâmil olan âmm hükmünü "bir kısım hastalıklara" diye tahsis etmeyi uygun görürler. Hatta Ebu Bekr İbnu'l-Arabî bile bu görüşe katılır ve der ki:

"Tabibler nezdinde bal, bütün hastalıklara şifa olma yönüyle çörek otundan çok ileride yer alır; buna rağmen öyle hastalıklar var ki, onlara yakalananlar bal yiyecek olsalar ondan zarara uğrarlar. Bal hakkındaki "Onda insanlara şifa vardır." (Nahl, 16/69) âyetinden murad, ekseri ve galib durum olursa, çörek otu hakkında gelen mutlak ifadeyi de "ekseri durum" diye tevil etmemiz evla olur."

Hadisin âmm olan hükmünü bu şekilde tahsis taraftarı olmayanlardan İbnu Ebî Cemre de şunu söyler:

"Âlimler bu hadis hakkında ileri geri konuşup, âmm hükmünü tahsis ettiler ve hadisi tıbb ve tecrübe ehlinin sözleriyle izaha yeltendiler. Bunu yapanların hatası açıktır. Zira biz, tabiblerin sözlerini tasdik edecek olursak, ilimlerinin temelini zann-ı galibe dayanan tecrübe teşkil eden kimseleri esas almış oluruz. Şurası muhakkak ki, hevadan konuşmayan Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı tasdik etmek, onların kelamını kabulden evlâdır."

İbnu Hacer, bu farklı görüşleri kaydettikten sonra münakaşayı şöyle bağlar:

"Çörek otunu tek başına, tek tarzda değil, farklı terkibler ve çeşitli şekillerde almanın kastedilmiş olacağını göstererek, ma'nâsının âmm olmasının esas olduğunu belirttik. Hadisin ma'nâsına böyle yaklaşmanın herhangi bir mahzuru yoktur, hadisin zahirinden çıkma da mevzubahis değildir."

Esasen Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), hiçbir ilacın hiçbir hastalığa kesin deva vereceğini vaadetmiyor, daha önce de geçtiği üzere "Allah'ın izni"yle kayıtlıyor. Sadedinde olduğumuz çörek otunun dahi, -İbnu Hacer'in de belirttiği gibi dozajını, terkibini alınış tarzını tesbit edebildiğimiz takdirde- bu çeşit ifadelerde tekid maksadı da bulunmakla beraber "Bütün hastalıklar için" demede bir mahzur olmamalıdır. Madem hadis âmmdır, öyleyse ülemânın belirttiği kayıtlar çerçevesinde bütün hastalıklar için çörek otunun az veya çok tedavi edici bir tesirinin varlığını kabul etmemiz daha uygundur. Zira O (aleyhissalâtu vesselâm), her ne söylemişse haktır, gerçektir, mübalağa ve mücâzefeden berîdir.

(Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme ve Şerhi)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 200.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun