Farz namazını kılmış isek, daha sonra cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, onlara uymamız hakkında bir hadis-i şerif var mı?

Tarih: 14.03.2012 - 08:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Var ise bu bütün mezhepler için geçerli midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Namazını kılan kişinin; rastladığı bir cemaate tekrar katılıp onlarla namaz kılması konusunda iki durum söz konusudur. Bunlar:

1. Namazını daha önce tek başına kılmış olabilir.
2. Namazını daha önce cemaatla kılmış olabilir.

- Tek başına namaz kıldıktan sonra, bir cemaate yetişen kişi onlara uyarak yeniden kılar mı?

Yezid b.el-Esved'den (ra); rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (asm) namaz kıldırdıktan sonra, iki kişinin mescidin bir köşesinde namaz kılmayıp oturduklarını gördü. Onlara neden cemaatle beraber namaz kılmadıklarını sorunca, "Biz evimizde kıldık" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (asm)

"Böyle yapmayınız. Sizden biri evinde namazı kılıp sonra da imamı namaz kılmamış bir halde bulursa onunla birlikte yine kılsın. Çünkü o kendisi için nafile olur." buyurdu. (Ebu Davud, Salat, Salat, 575; Tirmizî, salât 49; Nesâî, imame 54; Dârimî, salât 97; Ahmed b. Hanbel, 4/161)

Diğer bir rivayete göre, Mihcen (ra), Peygamber Efendimiz ile beraber bir meclisteydi. Bu esnada namaz için kamet getirildi. Allah'ın elçisi (asm) kalktı ve namaz kıldıktan sonra aynı yere döndü. Mihcen orada olduğu halde onunla beraber namaz kılmamıştı. Allah'ın elçisi (asm) ona: "İnsanlarla beraber namaz kılmaktan seni alıkoyan nedir? Sen Müslüman olmadın mı?" dedi. Mihcen, "Bilakis Müslümanım Ya Rasulallah! Fakat ben namazımı (evde) ailemle kılmıştım." deyince, Peygamberimiz, ona şöyle buyurdu:

"(Mescide, cemaate) geldiğinde, önceden namaz kılmış olsan bile insanlarla beraber tekrar namaz kıl!" (Nesai 857, Muvatta, Cemaatle Namaz 8)

Şevkânî Neylü'l-Evtâr'da bu iki namazdan hangisinin farz hangisinin nafile olduğu hususunda ihtilâf bulunduğunu söyleyerek bu ihtilafları şu şekilde sıralar:

Haris, Evzâî, Şâfiîlerden bazılarına göre birincisi tek olarak, ikincisi cemaatle kılınmışsa, farz sonradan kılınandır. Hanefî, Şafiilerin cumhuru ve (Mugnî'nin ifadesine göre) Hanbelîlere göre önce kılınan, farz yerine geçer. Şâfiîlerden bazıları, bu iki namazdan hangisi daha kâmil ise farzdır, derken, bazıları da farzın hangisi olduğu belli değildir, Allah dilediğini farz, dilediğini nafile sayar, görüşündedirler.

Bu hadisin zahirinden anlaşılmaktadır ki, kişi hangi namaz olursa olsun, bir namazı tek başına kılar da sonradan cemaate tesadüf ederse, o cemaate iştirak eder. Zira Hadis mutlaktır, herhangi bir namaza işaret edilmediği gibi, hiç bir namaz istisna da edilmemiştir. Hattâbî'nin bildirdiğine göre Hasan, Zührî, Ahmed, İshak ve Şafiî'nin görüşleri bu merkezdedir. Neha'î ve Evzâî'ye göre akşam ve sabah namazları kılınmışsa sonraki cemaate iştirak edilmez, diğerlerinde iştirak edilir. Mâlik ve Sevrî ise, akşam namazından sonra, tekrar cemaate uymanın mekruh olduğunu söylerler.

Hanefîlere göre sabah, ikindi ve akşam namazlarından birini tek olarak kılan bir kimse, sonra bir cemaate tesadüf ederse o cemaate iştirak edemez, diğer namazlarda nafile olarak iştirak edebilir. Abdullah b. Ömer "Akşam namazını yahut sabah namazını kıldıktan sonra imama yetişen kimse onları tek­rar kılmasın." demiştir. (Muvatta, Salatü’l-Cemaa, 3) Bu ifadenin Peygamberimize ait olduğu da rivayet edilir. (bk. Fethu’l-Kadir, 1/412) İbnü’l-Hümam, bu hadisin Darakutni tarafından rivayet edildiği bilgisinin olduğunu, ancak onun Sünen’inde bunu bulamadığını, bununla beraber, Garaibu Malik isimli eserinde veya diğer eserlerinden birinde olabileceğini söyler. (bk. Fethu’l-Kadir, a.y.)

"Akşam namazını yahut sabah namazını kıldıktan sonra imama yetişen kimse onları tek­rar kılmasın." ifadesiyle Hz. Peygamber (asm)'in sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindiden sonra da güneş batıncaya kadar nafile, kılmayı yasaklaması (Buhari, Mevakitü’s- Salat, 30; Ebu Davud, İlim 13) Hanefîlerin görüşünü teyid etmektedir.

- Cemaatla namaz kıldıktan sonra başka bir cemaate yetişen kişi yeniden kılar mı?

Süleyman b. Yesâr demiştir ki; Belât'a İbn Ömer'in yanına geldim. Onlar namaz kılıyorlardı. İbn Ömer'e: "Onlarla birlikte namaz kılmıyor musun?" dedim. Ben namazımı kıldım. Resûlullah’ın (asm) "Bir namazı bir günde iki defa kılmayınız." buyurduğunu duydum, dedi. (Ebu Davud, Salat, 579)

Anlaşıldığı üzere Süleyman b. Yesâr, Belât denilen yere vardığında, o muhitin ahâlisi namaz kılmakta oldukları halde İbn Ömer (r.a.) namaza iştirak etmeyip bir kenarda oturmakta imiş. Süleyman b. Yesâr bu durumu yadırgayıp niçin onlarla namaza durmadığını sormuş; o da soruyu Hz. Peygamber (asm)’den,  “Bir günde bir namazı iki kere kılmayınız." hadisiyle cevaplandırmıştır.

İlk bakışta bu hadisle, bir önceki hadisler arasında bir çelişki varlığı zannedilmektedir. Çünkü o hadislerde, evinde namazını kılan kişi bir cemaate eriştiği takdirde, cemaatle birlikte namaz kılmaya teşvik etmektedir. Bu hadis ise, bir namazın aynı günde iki defa kılınamayacağını ifâde etmektedir. Varlığı zannedilen bu çelişki şu şekilde giderilebilir:

Önceki hadislerdeki; cemaate erişildiği zaman kılınacak olan ikinci namaz, kılınmış olan farz namaz değil, nafiledir. Gelen kişi, insanlar namaz kılarken oturmamak ve elde edemediği cemaat sevabına nail olmak için na¬maza durur. Bu kıldığı ikinci namazı nafile olur. Bu hadiste men edilen ise, aynı farz namazı, farz niyetiyle iki defa kılmaktır.

Üzerinde durduğumuz hadisdeki ikinci namazı, farz niyetiyle kayıtlamadan mutlak olarak anlamak da mümkündür. O zaman, bu hadisin, önceki konuda geçen ve evinde namazını kıldığı halde, yetiştiği cemaate uymaya teşvik eden hadislerle tahsis edildiğini söylemek gerekir. O zaman yasak başka birşey için olur ki o da; önceden kılmış olduğu bir namazı tek başına yeniden kılmanın yasaklanmasıdır.

İbn Hacer şöyle der:

"Namazını kılıp da tek başına onu iade etmek isteyenin namazı bize göre caiz olmaz. Çünkü esas olan; namzı yeniden kılmanın caiz olmayışıdır. Ancak hakkında delil olan yerlerde iade caizdir. Delil de sadece cemaatle iade konusunda söylenmiştir."

Farz namazını cemaatle kılan kişinin, ikinci bir cemaate rastladığı zaman onlarla birlikte namaza durup duramayacağı konusunda mezhepler farklı görüştedirler.

Mâlikilere göre; Namazını cemaatle kılmış olan kimse, aynı vakitte başka bir cemaate uyamaz. Bunlar; "Mescide gelip de insanları namaz kılar gördüğünde, namazını kılmış da olsan onlarla birlikte kıl!" manasındaki hadisi, vakit namazını tek başına kılmış olması haline yorumlamışlardır.

Hanbelîler; vakit namazını ister cemaatle, ister tek başına kılmış olsun yetiştiği cemaatle tekrar namaz kılmanın cevazına kaildirler.

Şafiîlere göre de; her hâlü kârda ikince cemaate uyup namaz kılmak müstehaptır.

Hanefîlere göre; evinde tek başına namazını kılan kişi öğle ve yatsı namazını bilâhere rastladığı cemaatle birlikte kılar, diğerlerini kılmaz. Bu namazları cemaatle kılmış olan kişinin daha sonra ikinci bir cemaate yetişmesi halinde onlarla birlikte bir daha kılıp kılmayacağı konusunda Hanefilerin görüşünü tesbit edemedik. (bk. Tehanevi, İlau's-Sünen, Karaçi/Pakistan, 4/307-308; Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Cemaatle Namaz Kılma Bölümü; Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/411-415)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun