Kadınların örtünmesi neden şart, erkek için örtünme ile bayan için örtünme neden farklı?

Tarih: 28.07.2006 - 13:50 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Namaz kılmak, Kur'an okumak, abdestli olmak, bunların dışındaki kapalılığı merak ediyorum?..

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İslam’ın hükümleri, Allah’ın sonsuz ilim ve hikmetinin bir yansımasıdır; kişilerin heva ve heveslerine göre değildir. Nice kimseler, içkinin, hırsızlığın, zinanın, kumarın, faizin yasaklanmasından da rahatsızdır. Çünkü, insanların düşünceleri, arzularına göre şekillenir. Arzuları ise, nefislerinin hoşlanması doğrultusunda oluşur. Nefislerin hoşlanması ise, içinde bulunduğu çevre, aile ve eğitim durumuna göre filizlenir.

Bu sebepledir ki, Kur’an’ın terbiyesinden uzak bir konumda olan kimsenin nefs-i emmaresi özgürlüğü firavunlukla karıştırır. Kendi zevki için bütün dünyayı felakete sürükler. Beş kuruşluk bir menfaati için binlerce insanı zarara sokmaktan çekinmez.

Buna mukabil, İslam disiplini altında terbiye edilmiş bir nefis ise, “nefs-i emmare” derekesinden çıkıp, nefs-i levvame, mutamainne, raziye ve marziye mertebelerine kanat çırpar ve hakiki insanlık mertebesine yükselir.

- Şu bir gerçektir ki, olgun bir insanın vakarlı tavrı, çocuk hevesli bir gevezenin hoşuna gitmez. Yüksek ruhanî zevkler, nefsanî arzuların esiri olmuş kimseleri tatmin etmez.

Kadının örtünme konusu da böyledir. Kur’an, kadının örtünmesini, alçak serserilerin şerrinden korumaya yönelik bir zırh gibi tasvir eder, bir iffet sembolü olarak görür, mesture kadını bir hürriyet abidesi olarak görür. 

- İslam dini gibi diğer bütün semavî dinlerin kabul ettiği temel esaslardan biri de insanların ırz, şeref ve haysiyetlerinin dokunulmazlığıdır. Evet, ilahî vahiylerde, insanların dini, canı, aklı, malı, ırzı/namusu/şeref ve haysiyeti koruma altını alınmıştır, bunlara hücum edenleri mertebesine göre cani saymıştır. 

- Bu gün, kadının açık-saçık olmasını arzulayanların pek çoğu, başkasının karısına-kızına kem gözle bakmaktan çekinmeyen kimselerdir. Yoksa, kadınların ille de açık olmalarını istemelerinin altında hangi hikmet yatıyor?

- Eğer açık-saçıklık gerçekten bir özgürlük ise, önce erkekler bu işi yapsın. Diz ile göbek arası hariç diğer yerlerini açık tutsunlar, öylece çarşıya-pazara teşrif etsinler. 

- Kadınların ve erkeklerin kılık kıyafetlerinin sınırlarını ancak onları yaratan Allah çizer ve onun elçisi talimat verir. Bugün en uygar kabul edilen ülkelerde erkeklerin -hiçbir dinî baskı altında kalmadan- özgür iradeleriyle giyinmeyi açılmaya tercih ettikleri bir vakıadır. Demek ki açıklık bir özgürlük değildir. Kadınların erkeklerden çok daha fazla kapanmaya ve çok daha layık olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. 

- Diğer taraftan, ibadetler ve haramlar tamamıyla Allah’ın iradesine ve isteğine göre belirleniyor. Bunu bizim sorgulama veya itiraz etmeye değil, hikmetini anlamaya çalışmamız icap etmektedir. Şöyle ki;

Şeriatın iki çeşit hükümleri vardır.

1. Taabbudi dediğimiz yani hikmeti bilinmeyen ve tamamıyla Allah’ın emir ve yasağına bakan kurallardır.

2. Makulu'l-mana dediğimiz ilahi emirler veya yasaklarda yatan hikmetlerin araştırılabileceği kısım.

Sizin sorduğunuz soruya bu taraftan da bakalım. Niye sabah namazı dört rekat da on veya yirmi rekat değil? Cevap, Allah emrettiği için. Öğle namazı Allah tarafından on rekat olarak tayin edilmiştir. Bunun hikmetini araştırmak sonuçsuz olacaktır. Çünkü Allah öyle emretmiştir. Ve bunun asıl cevabı budur. Ama bazı şeriat kuralları hikmetle izah edilebilir. Ama hikmetler asıl değildir; asıl olan Allah’ın emri veya yasaklamasıdır.

Mesela, Allah namazı niye emretmiştir?

Buna istediğiniz kadar hatta ciltlerle hikmet ve gaye açısından cevap verilebilir. Niye oruç tutuyoruz, hikmetleri araştırılıp cevap verilebilir. Ama hikmet ve faydalar Allah’ın emri yerine geçemez. Şöyle ki, orucun bir hikmeti insanların aç kalıp, yokluk içerisinde yaşayan insanların halinden anlayıp onlara şefkatle yaklaşmalarını sağlamaktır.

Şimdi birisi bunu esas tutup “ben daha fazla aç kalıp daha fazla şefkat hissim kabarsın ve fakirlere daha fazla yardımda bulunayım” diyebilir. İmsak vakti saat 4.00 olduğu halde, bu adam gece saat 11.00’den oruca niyet edip, fakat akşam vaktine beş dakika kala orucunu açsa, orucu sahih olur mu? Elbette olmaz. Çünkü orucun açılması için belirli bir zaman var ve bu adam daha fazla aç kaldığı halde, oruç tutmuş olmuyor. Yani oruçtan beklenen hikmet daha fazla yerine gelmiş, fakat Allah’ın izin vermediği bir zamanda açtığı için oruç yerine gelmemektedir.

İşte kardeşim İslam'ın tüm emir ve yasaklarına bu şekilde bakmamız gerekir. Yani Allah böyle emretmiş veya böyle yasakladığı için bunu yapıyoruz. Bunun hikmetleri elbette vardır. Ve bu hikmetler elbette araştırılır. Bu da bir ilim ve ibadettir. Ama hikmetler ve faydalar kesinlikle asıl değil, ayrıntıdır.

İlave bilgi için tıklayınız:  

- Kadın erkek birlikteliğinde dikkat edilmesi gereken konular nelerdir?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun