"Eğer cehennemi iğne deliğinden bile görseydiniz, başınızı secdeden kaldırmazdınız." anlamında bir hadis var mıdır?

Tarih: 15.05.2012 - 08:52 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Güvenilir hadis kaynaklarında, soruda geçen anlamda bir rivayet bulamadık.  Ancak bazı hadislerde bu anlamı çağrıştıran ifadeler vardır. Bunlardan biri şöyledir: 

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem aleyhissalatü vesselam şöyle buyurdu: 
“Allah Teâlâ’nın diğer meleklerden ayrı, sadece zikir meclislerini tesbit etmek üzere dolaşan melekleri vardır. Allah’ın zikredildiği bir meclis buldular mı, o kimselerin aralarına otururlar ve diğer melekleri oraya çağırarak cemaatin arasındaki boş yerleri ve oradan dünya semasına kadar olan mesafeyi kanatlarıyla doldururlar. Zikredenler dağılınca onlar da semâya çıkarlar. Allah Teâlâ daha iyi bildiği halde onlara:
 
“Nereden geldiniz?” diye sorar. Melekler de:
 
- Yeryüzündeki bazı kullarının yanından geldik. Onlar Sübhânallah diyerek ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan seni tenzih ediyorlar, Allâhü ekber diye tekbir getiriyorlar, lâ ilâhe illallah diyerek seni tehlil ediyorlar, elhamdülillâh diyerek sana hamdediyorlar ve senden istiyorlar, derler. (Konuşma şöyle devam eder):
 
 - Benden ne istiyorlar?
- Cennetini istiyorlar.
- Cennetimi gördüler mi?
- Hayır, yâ Rabbi, görmediler. 
- Ya cenneti görseler ne yaparlardı? 
- Senden güvence isterlerdi.
- Benden neden dolayı güvence isterlerdi?
- Cehenneminden yâ Rabbi.
- Peki benim cehennemimi gördüler mi?
- Hayır, görmediler.
- Ya görseler ne yaparlardı?
- Senden kendilerini bağışlamanı dilerlerdi.
 
Bunun üzerine Allah Teâlâ şöyle buyurur:
 
- Ben onları affettim. İstediklerini onlara bağışladım. Güvence istedikleri konuda onlara güvence verdim.
 
Bunun üzerine melekler:
 
- Yâ Rabbi, çok günahkâr olan falan kul onların arasında bulunuyor. Oradan geçerken aralarına girip oturdu, derler. O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
 
- Onu da bağışladım. Onlar öyle bir topluluktur ki, onların arasında bulunan kötü olmaz.” (Müslim, Zikir 25; bk. Buhârî, Daavât 66)
 
Bu hadis, Allah’ı zikretmenin değerini, zikredenlerin kıymetini pek çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
 
“Allah’ı zikredenler” yani namaz kılan, Kur’an okuyan, hadis okuyan, Allah’a dua eden, ilim tahsil eden, ilmî sohbetler yapan kimseleri ziyaret etmek ve onların sohbetlerini dinlemek üzere vazifelendirilmiş melekler vardır. 
 
Hadisin bazı rivayetinde bu meleklerin, hafaza denilen koruyucu meleklerin dışında oldukları özellikle belirtilmektedir. Bunların dünya semâsına kadar, bir rivayete göre tâ arşa kadar birbirinin üstünde durdukları, bu bahtiyar insanları arayan diğer melekleri de haberdâr ettikleri, o zikir meclisindekilere kol kanat gerdikleri ve sohbetlerine kulak verdikleri belirtilmektedir.
 
Allah Teâlâ kullarının ne yaptığını meleklerden daha iyi bildiği halde yine de onlara “Kullarım ne diyor?” diye sormakla bir nevi târizde bulunmaktadır. Bilindiği üzere Allah Teâlâ meleklerine yeryüzünde bir halife yaratacağını haber verdiği zaman melekler buna karşı çıkmışlar, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı yaratmaya ne gerek var; zaten biz sana hamdü senâ ediyoruz, ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan seni tenzih ediyoruz, demişlerdi. (Bakara, 2/30)
 
Cenâb-ı Hak kendisini zikreden kulları hakkında meleklere muhtelif sorular sorup onlardan cevaplar almak suretiyle âdetâ onlara, görüyorsunuz ya, kullarımın arasında işte böyleleri de var. Onlar beni zikretme hususunda meleklerden farksızdır, demiş olmaktadır. Hatta onlara, kullarım beni böyle samimiyetle zikrettiklerine göre, onlar Beni, cenneti, cehennemi görmüşler mi, diye ayrı ayrı sormak ve her birine, hayır görmediler, diye cevap verdirmek, görselerdi daha fazla zikrederlerdi, cehenneminden daha çok korkarlardı, dedirtmek suretiyle kullarının yaptığı zikrin değerine işaret buyurmaktadır. 
 
"Cenneti ve cehennemi görmüşler mi?", tarzındaki sorulardan, cennet ile cehennemin hâlen yaratılmış olduğu sonucunu çıkarmak da mümkündür.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun