Kerahet vaktinde kaza namazı kılınır mı? Sünnet ve vacip namazların kazası olur mu?

Tarih: 05.09.2006 - 13:48 | Güncelleme:

Soru Detayı

Kaza namazı çok önemlidir. Mazeretsiz namazı kazaya bırakmak nasıldır? Kaza namazları nelerdir?..

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Farz - Nafile Bütün Namazların Kılınmasının Mekruh Olduğu Vakitler Üçtür:

1. Güneşin doğuşundan itibaren ışınları gözleri kamaştırır hâle gelinceye kadarki sabah vakti, kerahet zamanıdır. Bu vakit, güneşin doğuşundan sonraki takriben 45-50 dakikalık bir zamandır.

2. İkinci kerahet vakti, istiva vakti ile zeval vakti arasıdır. Yani güneşin göğün tam ortasına dikilmesi ânından batı tarafına doğru açılmaya başladığı âna kadar geçen süredir.

3. İkindiden sonra, güneşin sarararak göz kamaştırmaz duruma geldiği andan başlayıp, güneş batıncaya kadar süren vakit de kerahet vaktidir. Demek oluyor ki ikindi namazını güneş ışınlarının sararmakta olduğu sıralara kadar geciktirmemeli, kerahet vaktine bırakmamalıdır.

*  Hanefi mezhebine göre bu üç kerahet vaktinde ne kazaya kalmış farz namazlar, ne vitir gibi vacib olan namazlar, ne de önceden hazırlanmış bir cenaze namazı kılınabilir; ne de evvelce okunmuş bir secde âyeti için tilâvet secdesi yapılabilir.

* İkindi namazı kerahet vaktine kadar geciktirilmişse, namaz kazaya bırakılmaz, sünneti terkedilerek sadece farzı kılınır. Hattâ güneş batmadan evvel iftitah tekbiri alınarak ikindinin farzına durulsa, namazda iken güneş batsa, bu bile sahih olur. Namaz kazaya kalmış olmaz, vaktinde edâ edilmiş sayılır. Bu ikindi namazına has bir durumdur.

* Bu üç vaktin kerahet vakti olma hikmeti, ateşperestlerin ibâdet zamanı olmasıdır.

* Bu üç vakitte salâvat getirmek, dua ve tesbihte bulunmak, Kur'an okumaktan efdaldir.

Meşrû bir mazeretin dışında namazı kazaya bırakan kimse, bir hata işlemiş ve günaha girmiş olur. Bu uitibarla kazaya kalan namazın, en kısa zamanda kılınması gerekir. Çünkü beş vakit namazın edâsı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. kazaya kalan namazın kılınmasıyla sadece borç ödenmiş olur. Günahın affedilmesi için de ayrıca tövbe istiğfar etmek lâzımdır.

Namaz borcundan bir an evvel kurtulmak için, hakkında Peygamberimiz (asm)'in hadisi bulunmayan nâfile namazların yerine kaza kılmak daha isabetli olur. Ancak, Hanefî mezhebine göre, hakkında hadis bulunan nafile namazların yerine kaza kılmak uygun değildir. Bu hususta Hanefî fıkıh kitaplarında şu hüküm yer alır:

“Kazaya kalmış namazları kılmak, nafile namaz kılmaktan çok daha ehemmiyetli ve çok daha uygundur. Fakat beş vakit namazın sünnetleri, kuşluk, tesbih, tahiyyetü’l-mescid ve evvabin namazı bundan müstesnadır. Yani bu sünnet ve nafileler kaza namazları için terk edilmezler.” [Mevlânâ eş-Şeyh Nızâm. el-Fetâvâl-Hindiyye. (Bulak: Matbaa-i Emiriyye, 1310), 1:125; İbni Âbidin. 1493; el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492; Halebî-i Sağîr, s.349.]

Her şeyden evvel, namazlardan önce ve sonra kılınan sünnetler, bir yerde farz namazların tamamlayıcısı hükmündedir ve Peygamberimiz (asm)'in şefaatine vesiledir. Bunun için, namazını kazaya bırakan kimse bir yandan namazlarını kaza etmekle borçtan kurtulurken, diğer taraftan da sünnetleri kılarak Peygamberimize (asm) olan bağlılığını göstermiş olur.

Mesele Hanefî mezhebine göre böyle iken, diğer üç mezhebe göre, kaza namazı olan bir kimsenin nafile namazları ile meşgul olması, sünnet kılması caiz değil, haramdır.

Mâlikî mezhebine göre, üzerinde kaza namazı bulunan bir kimsein nafile namazı kılması haramdır. Ancak beş vakit namazların sünnetleri ile tahiyyetü’l-mescidin kılınabileceğine dair ruhsat vardır. Bunların dışında, meselâ teravih namazı ile meşgul olunduğu takdirde sevap alınsa da, kaza namazı geriye bırakıldığı için günah işlenmiş olur.

Şâfiî mezhebine göre de, üzerinde kaza namazı borcu olan bir insanın, bu namazları kılıp borcundan kurtuluncaya kadar gerek beş vakit namazların sünnetlerini, gerekse diğer nafileleri kılması mekruhtur. Çünkü bir an önce kazaların kılınıp bitirilmesi gerekir.

Hanbelî mezhebine göre ise, üzerinde kaza namazı olan bir kimsenin nafile ile meşgul olması haramdır. Ancak vitir ile beş vakit namazın sünnetlerini kılması caizdir. Fakat, kazaları çoksa, bunları da kılmayarak kaza namazlarıyla meşgul olması daha iyidir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan hariçtir, onu kılmak gerekir.(el-Mezahibü’l-Erbaa, I/492)

Netice olarak; kaza namazları fazla olan Hanefîlerin sünetleri terk ederek kaza namazı kılmalarında bir mes’uliyet olduğu söylenemez. Gerek vakit namazlarının, gerekse diğer nafilelerin yerine kaza namazının kılınmasının uygun veya evlâ olmaması demek, “Sünnet yerine kaza kılmak caiz değildir” mânâsına gelmez.

Ancak bununla beraber kaza namazları fazla olmayan kimseler ise her farzdan sonra bir vakit kaza namazı kılmayı alışkanlık haline getirirlerse güzel bir âdeti devam ettirmiş olurlar. Ayrıca Cenab-ı Hakk'ın mahşer günü eksik gelen farz namazları sünnetlerle tamamlamayacağı hususunda rivayetler bulunduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir. (bk. Mehmed PAKSU, İbadet Hayatımız)

Namazların farzları ve vitir namazı kaza edilir. Ayrıca sabah namazının sünneti öğle namazına kadar olan zamanda kılınacaksa, bu da kaza edilebilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Kerahet vakitleri hakkında bilgi verir misiniz?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+

Yorumlar

orangefurkan

Yani keharat vaktinde kaza namazı kılabiliyor muyuz?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (hasanfidan)

Kılınmamalıdır.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
nalanuzun

Her namazın arkasından bir kaza namazı kılıyorum. Ama sabah namazı vaktinde sabah namazının sünneti haricî nafile namazı kılınmaz diye bir bilgi okudum, bu doğrumu sabah namazı arkasından kerahat vakti girmeden kaza namazı kilamazmıyım?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (hasanfidan)

Kaza namazı farz olduğu için sabah namazından sonra kılınabilir.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun