Güvercin beslemek uçurmak, takla attırmak günah mıdır?

Tarih: 05.09.2006 - 17:09 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Dünyası en geniş, sahası en vâsi olan bir mahlûk da kuştur. Gökyüzünün bütün derinlikleri, yeryüzünün de yine bütün serinlikleri kuşundur. Hürriyeti hudutsuz, istifâde sahası sonsuzdur.

İşte böylesine geniş ve derin dünyalı bir varlığı alıp da avuç içi kadar dar bir kafese hapsetmek, bunca geniş dünyasından koparıp, burada can çekişir gibi bir hayata mahkûm etmek, herhalde insan akıl ve mantığıyla da bağdaşmamakta, beşer şefkati dahi bunu mâkul görmemektedir.

Ayrıca böylesine geniş hayatı olan bir kuşu, bu kadarcık dar bir kafese hapsetmenin belli bir faydası, meşrû bir neticesi de yoktur. Sadece sahibinin şahsen duyduğu zevk, ferden hissettiği lezzettir.

Gariptir ki, bu zevk ve lezzet, geniş dünyasından koparılıp hapse atılan kuşcağızın feryad ü figanından alınmakta, onun âdeta firaklı ağlamasından duyulmaktadır. Bir kısım canlıların ıstırabından zevk almak gibi bir lezzettir bu. İşte bu yüzden İmam-ı Birgivî Hazretleri, kafeste kuş hapsedip, onunla eğlenmeyi günahlardan saymış, âfâtlar arasında zikretmiştir.

Ancak, sâdece kafeste yaşayabilen, kafes dışında yaşama alışkanlığı bulunmayan dar sahalı kuşların kafeste beslenip bakılmasında mahzur görmemiştir.

Belli başlı bir fayda elde etmek için beslenen kuşlarda da mahzur olmadığı izah edilmiştir. Avlanmak için beslenen kuş gibi. Bâzılarının bir hastalık hâline getirerek besledikleri güvercinler ise, faydasız bir işle iştigalden başka bir şey olmadığından mekruh sayılmıştır. Hattâ, bâzı eserlerde sâdece eğlence olsun için güvercin besleyip, kuşla oynamanın fakirliğe sebep olacağı da kaydedilmiştir.

Halife Hazret-i Osman (ra) zamanında Medine’de güvercin merakı alıp yürüdüğünden bahsedilince, durumu tahkik ettiren Hazret-i Osman, derhal yasak koymuş, güvercinle uğraşmayı faydasız işle faydalı zamanı imha etmek olarak izah ederek, zaman israfçılarını cezalandırmıştır.

Küçük çocukların kısa bir zaman kuşla eğlenip oynamaları bundan ayrı tutulmuştur. Henüz kuş denen cinsin hususiyetlerini ilk defa görüp hayrete düşen konuşma devresi çocuklarının bu hâli, bir zaman israfı sayılmamıştır. Bu mahlûku öğrenip tanıma fırsatı olarak görülmüştür. Bunun şartı da eziyet ettirmemek, hayvanın ıstırap çekmesine sebep olmamaktır.

Kafeste beslenen kuşun, ciddi bir fayda getirmediğinden dolayı mekruh oluşundan olacak ki, yumurta yapan tavuğu hapsedip, bekletmenin câiz ve uygun olduğu da aynı bahiste kaydedilmiştir. Zira bunda bir fayda vardır.

Nitekim ev dışında av köpeği beslemek, bağ ve bahçeyi bekleyen köpeklere bakmak da câiz görülmüş, ancak hiçbir faydası olmayan süs köpekleriyle meşgul olup ev içine almak ise haram kılınmıştır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+

Yorumlar

Anonim

Peki ya zevk için yeterince geniş bir akvaryumda, uygun şartlarda, kendisinden fayda alınmayan süs balığı beslemek günah mıdır?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
gkhndlr

Hem nakl-i sahih ile Hazret-i Âişe-i Sıddıka haber veriyor ki: Güvercin gibi, Dâcin denilen bir kuş hanemizde vardı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hazır olsa idi hiç debelenmezdi, sükûtla dururdu. Ne vakit Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm çıksa idi, o kuş başlardı harekete; giderdi gelirdi, hiç durmuyordu. Demek o kuş, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ı dinliyordu, huzurunda temkin ile sükût ederdi. Mektubat (152)

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (ahmet)

Çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Gökte süzülen kuştan, denizin derinliklerinde yüzen balıklara; rengi ve kokusu ile gülümseyen güzelim çiçeklerden rengârenk uçuşan kelebeklere; birbirinden güzel ağaçları bağrında barındırarak semâya uzanan dağlardan, çağıldayan derelere kadar iç içe, yan yana sıralanan güzellikler...

Bu güzelliklerden ve tatlı nimetlerden kuşları Kur’ân-ı Kerim nasıl anlatıyor?

“Gökle yer arasında Allah’ın hükmüne boyun eğerek uçan kuşları görmezler mi? Onları havada tutan Allah’tan başkası değildir. Îman eden bir topluluk için şüphesiz bunda deliller vardır.”1

“Görmedin mi, göklerde ve yerde olanlar ve kanat vuran kuşlar Allah’ı tesbih eder. Onların hepsi ibadetini de bilir, tesbihini de. Allah ise onların işlediklerini hakkıyla bilir.”2
Kur’ân, kuşlardan sadece kuş oldukları için bahsetmiyor. Onları gökyüzünde kimin tuttuğunu, kimin emri altında hareket ettiklerini dikkatimize sunuyor. Yaptıkları hareketlerin, çıkardıkları seslerin mânâsız ve başıboş olmadığını, her birinin kendine göre bir ibadet ve tesbihinin bulunduğunu anlatıyor. Kısaca, milyarlarca kuştan her biri Allah’ın varlığını ve birliğini ilan eden İlâhî bir mektuptur.

Kâinata ve varlıklara bu gözle bakan insan, onlardaki güzelliklerden Cemîl ve Lâtif olan Cenab-ı Hakka gidecektir.

Evet, kuşlar birer nimet. Başta Rabbimizi tanımamıza vasıta olan bir nimet. Ötüşleri ile şakımaları ile zikirlerini haykıran bir nimet. Rengârenk tüyleri, uçuşları ve duruşları ile birbirinden güzel manzaralar sergileyen bin bir nimet...

Bilhassa şehir hayatının kendine has tarzı itibariyle bu nimetlerden yakinen istifade edemeyen bazı kimseler kanarya, bülbül, muhabbet kuşu ve papağan gibi kuşları sesleri ve süsleri maksadıyla evlerinde besliyorlar. Burada o hayvanlara bir zulüm söz konusu olmaz. Zaten bu kuşlar kafeste yaşaya-bilecek yapıdadırlar. Ciddi bir besleme ve bakıma tâbi olduklarından bir zarara uğramış olmuyorlar.

Nitekim Asr-ı Saadette bu meseleye ışık tutan bir hâdise de vardır. Sahabe-i Kiramdan Enes bin Mâlik’in küçük kardeşinin küçük bir kuşu vardı. Bir seferinde Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu çocuğu gördüğünde, “Kuşcağıza ne oldu?” diye sormuştu.3
Bu ifadeden de kuş beslemenin mübah sayıldığı anlaşılmaktadır.

Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Şöyle ki: Kuş sevgisi, merakı, hobisi günümüzün büyük bir kısmını almamalı, ibadetimize engel olmamalı, bizi asıl vazifelerimizden alıkoymamalı, işi mâlâyaniyata, boş meşguliyete götürmemelidir.
Akvaryum için de aynı şeyler geçerlidir. Birbirinden güzel balıkların yüzüşlerini seyretmek insana birçok mânâları hatırlatacaktır. Balıkların dışında diğer deniz hayvanları da aynı kategoriye tabidir.

1 Nahl Sûresi, 79.
2 Nur Sûresi, 41.
3 İbni Mâce, Edeb: 2.

Mehmed Paksu

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
UniqueDemon

Merhaba,

Evimizin balkonuna gelen güvercinlere yem atıyorum. Bir süre sonra bu güvercinler bizim balkona alıştılar ve günde 2-3 defa geliyorlar yemek için.
Bunda bir sakınca var mıdır? Sabah ve akşamları yem atıyorum sadece. Sitedeki yazılarda mekruh olduğuna dair şeyler görmüştüm.

Teşekkürler.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (abdunnur)

Hayır herhangi bir sakıncası yoktur.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ao76

Sayin hocamizin anlattiklarina 100% objektif olarak bakarsak; muhabbet kusu beslemek hakkatende kisinin kendi nefsinin zevki icin yaptigi fuzuli bir mesgale. Size tavsiyem, bahceli veya balkonlu eviniz varsa eger kuslara yemlik yapivermek.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör (ahmet)

Yukarıda verilen bilgilerin sorunuza da cevap olduğunu düşünüyoruz. Dikkatle okumanızı tavsiye ederiz.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
barang21

akvaryum içinde balık beslemek günahmıdır yani..hapistemi sayılıyor

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
DuaÇiçeği460

ben kuş besliyorum ama gönlüm hiç rahat değil eğer onu serbest bırakırsam ölümüne sebep olacakmışım gibi geliyor... Bu kafeste tuttukça da onun özgürlüğüne mani oluyormuşum gibi... Açıkça huzursuzum ne yapacağımı bilemiyorum. üstelik o camdan girdi evime.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ekorkmaz

ao76 ya ben de katılıyorum.bir kuşa değil de bir çok kuşa kapı açmak ve onları hapisten tutmaktan ziyade misafir gibi evimize bahçemize almak..

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun