Cennet dili Arapça mı olacak; yani ahirette Arapça mı konuşulacak?

Tarih: 04.07.2006 - 06:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eğer öyleyse buna işaret eden âyet ya da bir hadis var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Halkı Allah'ın azabından sakındıran peygamberlerden olsun diye, onu, apaçık bir Arapça lisan ile senin kalbine Cebrail getirdi." (1)

mealindeki âyet-i kerime de Peygamberimizin kendi kavmi olan Araplara kendi dilleriyle tebliğde bulunduklarını bildirir.

"Biz hiçbir peygamberi kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, amrolunduklarını onlara apaçık anlatsınlar."(3)

Bu ikinci ayetten hareketle Allah insanlığa vahiy yoluyla farklı dillerde kitaplar göndermiştir. Gönderilen kitapların Cennet'te de okunacağı düşünüldüğünde Cennet'te tek bir dil değil birden fazla dilin konuşulacağı hatta bütün dillerin Cennet'te de devam edeceğini söylemek mümkündür. Ancak Cennet dilinin Arapça olacağıyla ilgili rivayetlerden hareketle Arapça'nın daha yaygın olacağı anlaşılmaktadır.

İmam Münâvî'nin Feyzu'l-Kadîr isimli hadis kitabında, İbni Abbas'tan şu mealde bir hadis-i şerif rivayet edilir:

"Üç hasletten dolayı Arabı seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, cennet ehlinin konuştukları dil Arapça’dır." (1)

Bu rivayetin senedinin zayıf olduğu belirtilmekle birlikte metninin sıhhatinde bir şüphe olmadığı ve İbn Abbas'tan sahih olarak rivayet edildiği zikredilir. (3)

Nitekim Peygamberimizin Arap olduğu, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak indirildiği, Cennette de Arapça dilinin konuşulma imkanı aklen sabittir. Dolayısıyla söz konusu rivayetin zahiri durumla çelişen bir yanı yoktur.

Arapça, belagat, edebiyat, fesahat ve zenginlik bakımından zengin bir dildir.

Evet, Kur'ân'ın dili, son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa'nın (a.s.m.) konuştuğu dil Arapça olunca, cennet dilinin de Arapça olacağı şüphe götürmez bir gerçek olur. Ayrıca İmam Kastalânî, Hz. Âişe'den "Cennet ehli Muhammed Aleyhisselâmın diliyle konuşacaklar." mealinde bir rivayeti zikreder.(4)

Cennet dilinin Arapça olduğu yukarıda mealini verdiğimiz hadis-i şerifin ifadesinde ve Hz. Âişe'nin rivayetinde sabit olmakla beraber, Üstad Bediüzzaman Mektubat' ta İmam Âzam'ın bir fetvasının hikmetini izah ederken şöyle bir ifadeye yer verir:

"Bir rivayette lisan-ı ehl-i cennetten sayılan Fârisî lisanı..."(5)

Bu beyanla, yukarıdaki ifadeler birarada düşünülürse, şöyle bir neticeye varmak herhalde yanlış olmaz: Esas itibariyle cennet lisanı Arapçadır; fakat Farsça da hatta başka diller de konuşulabilir. Yani Cenab-ı Hak Arapça ve Fasrça'nın yanında her dili cennet lisanı olarak yaratabilir. 

Hadis-i şerifte "Arabı seviniz" ifadesini mutlak olarak anlamamak lâzımdır. Çünkü Araplar içinde gayri müslimler olduğu gibi, günümüzde dinsizler de vardır. Onların sadece Arap ırkına mensup olmaları, Arapça konuşmaları onları sevmeye kâfi gelen hususlar değildir. Hadiste yer alan beyandan maksat, Müslüman olan, dinini yaşayan, Resulullahın izinde olan Araplardır. Zaten bunlar din kardeşimizdir. Onları din kardeşimiz olarak sevdiğimiz gibi, ayrıca Kur'ân'ın, Resulullahın ve cennetin lisanını konuştukları, saff-ı evvel olarak İslâmiyeti yaydıkları, İslâmiyete hizmet ettikleri için de diğer milletlerden farklı olarak bir derece daha fazla sevgiye lâyıktırlar.

Dipnotlar:

1. Şuarâ Sûresi, 195.
2. İbrahim Sûresi, 4.
3. Feyzü'l-Kadîr, 1:178 Hadis no: 225.
4. Mevâhib-i Ledünniye , 1:276.
5. Mektûbat, s. 406.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun