Çocuklara gelen musibetlerin hikmeti nedir?

Tarih: 11.09.2006 - 12:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Onlar günahsız olduklarına göre, bu musibetlerin hikmeti nedir?
- Çocukların başına gelen sıkıntı, hastalık gibi musibetler, onların ileride işleyeceği günahlarına kefâret olabilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1. Bunun bir cevabı, bu dünyanın tecrübe ve imtihan yeri olması sırrında yatmaktadır. Yani eğer musibet geldiği vakit sadece zalimler ve günahkârlara isabet etse, masumlar ve günahsızlar bu musibetlerden korunsalar, o zaman imtihan sırrına zıt bir durum ortaya çıkardı.

İşte imtihan gereği olarak bir musibet geldiği zaman hem iyileri hem de kötüleri beraber içine alıyor. Böylece imtihan sırrı kaybolmuyor. Eğer musibetlerde ve zulümlerde iyiler kurtulup sadece kötüler zarar görseydi, imtihan sırrı kaybolurdu. Kötüler de iyi olmak zorunda kalırlardı. Böylece Ebu Bekir (ra). ruhlu insanlar ile Ebu Cehil ruhlu insanlar aynı seviyede kalırdı. Bu açıdan bazen hiç suçu olmayan günahsız kimseler de zulme maruz kalabiliyorlar.

2. Zulmedenler yaptıklarının cezasını, bu dünyada olmasa bile ebedi âlemde hakkıyla çekeceklerdir. Bu bakımdan adalet yerini bulacaktır. Zulme uğrayanlar ise hem zalimlerden haklarını alacaklar, hem de suçsuz ve günahsız olduğu hâlde bu zulme uğramasından dolayı da Allah'ın lütfuna ve rahmetine mazhar olarak ebedi âlemde sonsuz nimetlere gark olacaklardır. Hatta günahsız olarak böyle zulümlere maruz kalanlara ahirette durumları ve nasıl oldukları sorulacak olsa, "Çok az zahmetle çok büyük mükafat aldık ve zulmedenlerin cezalarını hakkıyla aldıklarını da gördük, çok memnunuz." diyeceklerdir.

Bunların bedenlerine yapılan çirkinlikler ise sadece dünya yönüyledir; ahirette onların hiçbir eseri olmayacaktır. Siyaha boyanmış bir çekirdek ağaç olunca, onun çekirdeğindeki siyahlık ağacın, yaprak, çiçek ve meyvelerinde olmayacağı gibi, bu dünyada değişik zulümlere uğrayan masum insanların, ahiret âlemlerinde hiç bir eseri ve izi kalmayacaktır.

3. Ayrıca böyle zulümlere maruz kalanların, istikballeri noktasından da bir rahmet olacağı düşünülebilir. Gerek kendileri gerekse de aile, eş ve dostları açısından bir rahmet eseri olarak, Allah'ın değişik rahmet tecellilerine mazhar olabilirler. Bunun bir örneğini Kur'an-ı Kerim'de görmekteyiz. Hz. Hızır ile yolculuk yapan Hz Musa aleyhimesselam bir gemiye binerler. "Bunun üzerine kalkıp gittiler. Nihayet bir gemiye rastlayıp ona bindiler ve o zat gemiyi deldi. Mûsâ duramayıp: 'Ne yaptın öyle?' dedi 'İçindeki yolcuları denizde boğmak için mi yaptın bunu? Vallahi çok müthiş bir iş yaptın!' diyor." İşin iç yüzünü bilmeyen Musa aleyhisselamın itirazına yolculuk sonunda verilen cevap şöyledir:

"O gemi, denizde çalışan birtakım fakirlere ait idi. Ben onu kasden bir miktar zedeledim. Zira öte yanda, sağlam olan bütün gemileri gasbeden zalim bir hükümdar vardı." (Kehf, 18/70-80)

Bu olay görünüşte gemiye bir zarar vermek gibi olsa da gerçekte geminin tamamen kurtulmasına neden olmuştur.

İşte hiç günahı olmadığı hâlde başına böyle zulümler gelen çocuklar ve kadınlar da kendilerine yapılan bu zulümlerden dolayı, gerek dünyada gerekse ahiret alemlerinde öyle büyük sıkıntılardan kurtulacaklar ve öyle büyük rahmetlere gark olacaklardır ki bunu anladıklarında şikayet bir tarafa çok şükredecekler ve Allah'ın sonsuz rahmeti karşısında memnun ve mesrur olacaklardır.

Allah hiç bir kuluna zulmetmez. Kullarına zulmedenlerin cezasını ise onlara zaman tanısa bile asla ihmal etmez.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Çocukların başına gelen musibetlerin hikmeti nedir?...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun