Şafii bir erkeğin eli kadının saçına değerse abdesti bozulur mu?

Tarih: 09.03.2008 - 08:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Şafi mezhebine göre bir erkeğin eli bir kadının saçına değerse, namaz abdesti bozulur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bir erkek, eşinin veya kendine nikâh düşen bir kadının tenine arada bir engel olmadan dokunması, Hanefilere göre abdesti bozmaz.

Maliki ve Hanbelîlere göre, lezzet veya şehvet duyulması hâlinde, erkek ve kadının tenlerinin birbirine teması ile Şafiflere göre ise, erkek ve kadının tenlerinin sadece birbirine temas etmesi ile -şehvetsiz dahi olsa- dokunanın da kendisine dokunulanın da abdesti bozulur.

Bununla birlikte şehvetle veya şehvetsiz olarak, kadının cildine temas etmeksizin sadece saçına dokunması abdesti bozmaz. (bk. Muğnil Muhtac, 1/35)

Mezheplerin Konu ile İlgili Delilleri:

Mezhep âlimleri kendi görüşlerine aşağındaki nasları delil göstermişlerdir:

1.  "Yahut da kadınlara dokunmuşsanız..." (Nisa, 4/43) Bu âyet-i kerimede geçen "lems (dokunmak)" in hakikati iki tenin birbirine değmesidir. Hanefiler bu konuda Kur'an'ın tercümanı unvanına sahip İbni Abbas (r.a.)'tan nakledilen şu rivayeti delil almışlardır. Bu rivayete göre burada geçen lems (dokunmak)ten kasıt cimadır. Yine bu konuda Îbnü's-Sikkît'in şu sözünü delil almışlardır: Lems kadınlar ile birlikte kullanıldığı zaman bununla cinsî ilişki kastedilir. Çünkü Araplar: "Lemes-tü'l-mer'ete" derken onunla cinsel ilişkide bulundum, demek isterler. O hâlde bu ayet-i kerimede mecazın kastedilmiş olmasını kabul etmek gerekmektedir ki, bu da lems ile cimanın anlatılmak istendiğidir. Çünkü burada mecaza gitmeyi gerektiren karine de vardır. Bu da biraz sonra göreceğimiz Hz. Aişe (r.anha)'nin rivayet ettiği hadis-i şeriftir.

Abdest bozan dokunmayı, şehvet maksadı ile olmakla kayıtlayan Malikîlerle Hanbelîler ise, ayet ile biraz sonra göreceğimiz Hz. Aişe (r.anha)'den gelmiş haberlerle diğerlerini birlikte mütalaa etmeye çalışmışlardır.

2. Hz. Aişe'nin rivayet ettiği hadis:

"Peygamber (asm) hanımlarından birisini öper, sonra da abdest almaksızın namaz kılardı."1

Yine Hz. Aişe (r.anha)'nin rivayet ettiği hadis:

"Rasulullah (asm) ben onun önünde bir cenaze gibi boylu boyunca yatmış olduğum hâlde namaz kılardı. Vitir kılmak isteyince ayağıyla bana dokunurdu."2

Burada kadına dokunmanın abdesti bozmadığına dair delil vardır. Görüldüğü kadarıyla Hz. Peygamber (asm) ona ayağı ile arada herhangi bir engel bulunmaksızın dokunmuştur.

3. Yine Hz. Aişe'nin rivayet ettiği hadis:

"Bir gece Rasulullah (asm)'ı yatağında bulamadım. Onu aramaya koyuldum. Kendisi mescitte ayaklarını (secdede iken) dikmiş olduğu hâlde ayaklarının iç tarafına elimi değdirdim. O ise şöyle diyordu:

'Allah'ım! Gazabından rızana, cezalandırmandan esenliğine, senden sana sığınırım. Seni övmekle sayıp bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.' "3

Bu hadis-i şerif de dokunmanın abdesti bozmadığının delilidir.

Şafiîler şöyle der: Erkeğin mahrem olmayan yabancı bir kadına -ölmüş dahi olsa- aralarında herhangi bir engel bulunmaksızın dokunması, dokunanın da dokunulanın da abdestini bozar. İsterse yüzüne bakılmayacak kadar yaşlı bir kadın yahut da çok yaşlı bir erkek olsun. Saç, diş, tırnak veya arada bir engel ile birlikte dokunmak ise abdesti bozmaz.

Erkek ve kadından maksat ise örfen, yani selim tabiat sahiplerine göre şehvet sınırına ulaşmış erkek ve dişidir. Mahremden maksat nesep, süt emmek veya sıhriyet dolayısıyla nikâhlanması haram olmuş kimseler demektir. O hâlde selim tabiat sahipleri tarafından örfen çoğunlukla kendilerine karşı arzu duyulmayan küçük oğlan ve kıza dokunmak abdesti bozmaz. Bunu yedi veya daha fazla yaş iie kayıtlamaya gerek yoktur. Çünkü küçük oğlan ve kızların şehvet duyulup duyulmayacak yaşları farklı olabilir. Nesep, süt emmek veya sıhriyet dolayısıyla mahremiyet şehvet ihtimali söz konusu olmadığından dolayı abdest bozmazlar.

Abdestin bozulmasının sebebi ise, taharet sahibi kişinin durumuna yakışmayan, şehveti harekete getiren zevk alma ihtimalinin bulunmasıdır.

Onların bu konudaki delilleri ise, "Veya kadınlara dokunduğunuzda" ayetinde sözü geçen "mülâmese" kelimesinin sözlükteki hakikî manası ile amel etmektir ki, bunun sözlükteki hakikî manası "el ile yoklamak veya tenlerin birbirine değmesi veya elle dokunmak" demektir. Nitekim buradaki "Lâmestüm" kelimesinin "Le-mestüm" şeklinde okunuşu da bunun delilidir. Bu ayet-i kerimenin bu okuyuş şekli, cima söz konusu olmaksızın, sadece dokunmanın kastedildiğinin açık bir delilidir.

Hz. Aişe (r.anha)'nin rivayet ettiği öpüşmeye dair hadis-i şerif, zayıf ve mürseldir. Hz. Peygamber (asm)'in ayağına dokunduğunu belirten hadisi ise, buradaki dokunmanın bir engel (hâil) bulunarak olmasının muhtemel oluşu ile veya bunun Peygamber (asm)'e has bir özellik oluşu ile tevil edilir.

Dipnotlar:

1. Ebu Dâvud, Neseî ve Ahmed. Bu hadis mürseldir. Buhari zayıf olduğunu kabul etmiştir. Bütün rivayet yollarında illet vardır, İbni Hazm: "Bu konuda her hangi bir sahih rivayet yoktur. Sahih olacak olsa bile dokunmaktan dolayı abdest almanın nüzulünden önceki hâle hamledilir." demekledir. Neylul-Evtâr, I, 195.
2. Neseî rivayet etmiştir. İbni Hacer: "İsnadı sahihtir." demektedir. Neylü'l-Evtâr, I, 196.
3. Müslim ve Tirmizî rivayet etmişlerdir. Tirmizî ve Beyhakî sahih olduğunu belirtmişlerdir. Bu hadisler için bk. Nasbu'r-Raye, I, 70-75.

(Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun