Evlilikte yaş farkını nasıl değerlendirmek gerekir?

Tarih: 03.11.2006 - 13:51 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Eşlerin yaşça birbirlerinden büyük olmaları evliliğe mani değildir. Özellikle bir iki yaş gibi az bir farklılığın bir sıkıntı olmayacağı kanaatindeyiz.

Evlenecek eşler arasında yaş bakımından bir denkliğin olması önemlidir. Yirmi yaşındaki genç bir kızın elli-altmış yaşında bir erkekle evlenmesi, yaş farkı bakımından birtakım sakıncaları doğurur. Bu meseleye ölçü olacak hususları Peygamberimizin (a.s.m.) hayatında görüyoruz.

Hz. Fatıma validemiz evlilik çağına gelince, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer gelerek onu Resulullah'tan (a.s.m.) istediler. Fakat Peygamber Efendimiz (a.s.m.), "Henüz küçüktür." buyurarak nikâha rıza göstermedi. Aynı talep Hz. Ali'den gelince, uygun gördü ve Hz. Fatıma'yı Hz. Ali ile nikahladı. (Nesei, Nikah:7) Nitekim, o sıralar Hz. Ebû Bekir elli bir, Hz. Ömer kırk iki ve Hz. Ali yirmi dört yaşlarında idiler. Hz. Fatıma ise on sekiz yaş civarında idi.

Erkekle kadın arasında aşırıya kaçmamak kaydıyla birkaç yaş farkının bulunması uygun görülmektedir. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ile Hz. Ümmü Seleme validemiz arasında birkaç yaş farkı vardı. Peygamberimiz ondan birkaç yaş büyüktü. Bunda bir sakıncanın olmadığını Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle dile getirdiler:

"Bir kadının kendisinden daha yaşlı bir erkekle evlenmesinde bir mahzur yoktur."

Kadının erkekten yaş bakımından biraz farklı ve küçük olmasının fizyolojik açıklaması da vardır. Kadın erkeğe göre daha çabuk yıpranır, kırk-elli yaşlarında menapoza girmektedir. Böylece arada beş-on senelik bu yaş farkı bu dengesizliğe engel olacaktır.

Peygamber Efendimiz (asm) evlilik ile ilgili şöyle buyurur:

“Bir kadınla dört nedenle evlenilir: Mal ve Mülkü, Soyu ve sopu, güzelliği ve gösterişi, dindarlığı ve namuslu oluşu. Sen dindar olanını tercih et.”

Dinimize göre evlenilmesi haram olanlar bellidir. Evleneceğimiz kızın bizden büyük olması veya tam tersine bizden küçük olması evlenmeye engel değildir. Burada esas olan kişilerin anlayışı ve uyumudur. Böyle bir evliliğin halk tarafından yadırganması ise çok da önemli değildir. Yeter ki bizim dinimizi daha iyi yaşayacağımıza ve bir problem teşkil etmeyeceğine kanaatimiz gelmiş olsun.

Nitekim Peygamberimiz (asm), ilk hanımı ve altı çocuğunun anası olan Hz. Hatice (ra) validemizle evlendiğinde hanımı kırk yaşındayken, kendisi yirmi beş yaşındaydı. O zaman Mekke’nin en ileri gelen ve en güzel kızları Peygamberimiz (asm) ile evlenmek için yarışıyorlardı. Demek ki güzellik, yaş, soy sop gibi özelliklerden daha çok din, ibadet, namus ve ahlak güzelliğini ele almalıyız. Çünkü, ahiretimizi burada kazanacağız.

Geçici dünya için ebedi hayatımızı mahvetmeyelim. Unutmayalım ki buradaki eşimiz cennette de eşimiz olacak. Aile ise bizi ya cennete ya da cehenneme götürebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun