Ölen bir kişinin cenazesini taşımanın sevabı var mıdır, bunun hikmeti nedir?

Tarih: 08.11.2006 - 19:18 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Enes anlatıyor:
"Allah'ın Resûlü ile cenazeye gitmiştik de Resülûllah orada bazı kadınlar görmüştü. Onlara: "Cenazeyi omuzlar mısınız?" diye sordu. Onlar: "Hayır omuzlamayız." dediler. "Ya ölüyü defneder misiniz?" "Hayır." "Öyle ise hiçbir mükâfat elde etmeyerek evinize dönünüz." buyurdu."
- Bu hadisi nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cenazeyi kabre kadar taşımak, bir mümine yapılacak en son hizmetlerdendir. Bu taşıma aynı zamanda bir ibadettir. Bilhassa namaz kılınan yerlerde, mezarlıkla namaz kılınan yerin yakınlığı durumlarında cenazeyi vasıta ile taşımak bu ibadeti terk etmek olur.

Sünnet üzere, cenazeyi tabutun dört tarafından dört kişi tutarak taşır. Tabutun dört tarafından onar adım taşımak müstehaptır. Daha çok taşımanın sevabı da çoktur.

Hanefilere göre, cenazenin taşınmasında sünnet olan şekil, dört bir tarafından dört kişinin tutarak taşımasıdır.

İmam-ı Şafiî'ye göre, sünnet, iki kişinin (sedye gibi) iki direk üzerinde taşımasıdır.

İki kişinin taşıması halinde, bir kişi öne geçer ve cenazenin iki tarafını omuzlarına koyar. Arkada kalan da aynı şekilde omuzlayıp taşırlar. Şafii Hazretlerinin delili, Rasulullah (sallallahü aleyhi vesellem)'den rivayet olunan Sa'd bin Muaz (radıyallahü anh)'ın "cenazesinin iki direk üzerinde taşınması"yla ilgili rivayetlerdir.

Hanefilerin delili ise, İbnü Mes'ud'un: ''Cenazenin dört bir tarafından taşınması sünnettir.'' hadis-i şerifleri ile Müslümanların tatbikatının bu şekilde şöhret bulmasıdır. Cenazeyi dört kişinin taşıması, cenazeyi uğurlayanlar arasında dolaşan taşıyıcılar için de daha kolaydır. Aynı zamanda bu şekilde taşımak, yük taşımaya benzemekten de daha uzaktır. Biz böyle taşımakla emrolunduk. Bunun için cenazeyi sırtta veya bir hayvan üzerinde taşımak mekruhtur, denilmiştir.

Şâfiîlerin delili olan Sa'd bin Muaz hadis-i şerifinin tevili ise; yolun dar olması veya taşıyıcıya ihtiyaç olduğu halde bulunamamasıyla te'vil edilmiştir.

Kim, cenazeyi taşımada sünneti tam manasıyla yerine getirmek isterse, ona gereken; cenazeyi dört bir tarafından taşımasıdır. Taşımaya önce, önden ve sağ taraftan başlar. Çünkü; Peygamber (sallallahü aleyhi vesellem) her işte sağdan başlamayı severdi. Sonra arkadan sağ taraftan taşır. Sonra, önden sol taraftan, daha sonra da arkadan sol taraftan taşır. Eğer önden sağ taraftan taşıdıktan sonara ön kısmın sol tarafına geçecek olsa, cenazenin önünden yürümesi gerekir. Halbuki, cenazenin arkasından yürümek, önünden yürümekten daha faziletlidir.

Her bir tarftan taşımada (en az) on adım taşıması gerekir. Hadis-i şerifte buyrulmuştur:

''Kim, cenazeyi kırk adım taşırsa, kırk tane büyük günahına kefaret olur.'' (Mebsut, Şemsüddin Es-Serahsî. II/56,57)

Cenazeyi taşıma işini erkekler yapar. Kadınlar, erkekler bulunduğu durumlarda cenaze taşımazlar. Buharî bu konuda ''Cenazeyi kadınlar değil de erkeklerin taşıması babı.'' diye müstakil bir bölüm açmıştır. Ancak cenazeyi nakledecek erkekler bulunmazsa, kadınlar taşıyabilirler. Ve defin vazifesini de yaparlar.

Kadınların cenazeye iştirak etmekten ve onu taşımaktan menedilmeleri hakkında pek çok hadis-i şerif vardır. Buhari mütercimi, bu konuda, Ebû Ya'la'nın tahric ettiği Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) hadis-i şerifini tercemesinde kaydediyor.

Hz Enes (radıyallahü anh) demiştir ki:

(Bir kerre) Rasulullah (sallallahü aleyhi vesellem) ile bir cenazeye gitmiştik de Rasulullah (orada) bir takım kadınlar görmüştü. Resulü Ekrem bunlara:

- Cenazeyi omuzlar mısınız, diye sordu. Bunlar:

- Hayır omuzlamayız, dediler. Rasulullah (sallallahü aleyhi vesellem):

- Ya ölüyü defneder misiniz, buyurdu. Kadınlar:

- Hayır diye cevap verdiler. Rasulullah (sallallahü aleyhi vesellem):

- Öyle ise nikâbınızla ve hiçbir hayır ve sevaba nâil olmayarak evinize dönünüz, buyurdu. (Tecrid-i Sarih tercemesi, Kâmil Miras, IV, 450)

Netice olarak kadınların cenaze nakline iştirakleri uygun görülmemiştir. Şu kadar ki, cenazeyi nakledecek erkek bulunmazsa, böyle istisnai vaziyet bir zarurettir. Bu surette caiz görülmüştür.

Demek ki, kadına cenaze namazı farz değildir. Hiçbir erkek yoksa, o zaman kadın cenaze namazını bizzat kendisinin kıldırması caiz oluyor. Böyle bir mecburiyet yoksa, cenaze namazına katılması, kerih görülmüştür.

Sorunuzda geçen hadis de bu konuları açıklamak içindir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun