Esnafın, müşterinin kredi kartıyla yaptığı alışverişlerin bedelini, bankadan peşin, ama eksik alması caiz midir?

Tarih: 16.11.2006 - 10:38 | Güncelleme:

Soru Detayı
POS cihazı kullanan esnaf, müşterisinin kulandığı kredi kartı harcamalarında alacaklarını tacil edip (öne alıp) parayı bankadan peşin olarak, ama daha az bir kısmını alıyor. Örneğin müşteri 100 liralık alışveriş yapıyor kredi kartıyla. Normalde esnaf bunu yaklaşık 30 gün sonra 100 lira olrak alır. Ancak banka esnafa diyor ki paranı hemen yarın al, ama 98 lira veririm. Bu işlem caiz olur mu?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kredi kartı ile satış yapan işyeri, satılan malın bedelini bankadan müşterinin ödeme tarihinde alabilir. Bu tarihten önce kırdırmak suretiyle eksik alması faiz olacağından; caiz değildir. (Diyanet İşleri Başkanlığı)

Bu konuyu genel olarak çek ve senet kırdırmaya benzetiyorlar. Bu nedenle çek ve senet kırdımayla ilgili durumu anlatarak cevap vermek istiyoruz. Satıcı veya mal sahibi peşin paraya ihtiyaç duyunca elindeki çeki, senedi ödeme günü gelmeden götürüp bir bankada peşin paraya çeviriyor. Yani banka çek ve senetteki paranın bir miktarını kesiyor, gerisini peşin olarak kendisine ödüyor, böylece eksik de olsa eline peşin para geçiyormuş. İleride ödenecek senet ve çekin parasını peşin olarak ödeyenden eksik alıyor, kalan parayı da ödeyen adama vermiş oluyor. Bu durumda, peşin para ödeyene vermiş olduğu bu para neyin karşılığı oluyor? Elbette aldığı peşin paranın faizini teşkil ediyor. Biz buna:

– Bu, faizle borç almaktır, desek daha da açıklayıcı olur sanıyorum. Bu insan, çek ve senedi verdiği kimseye demiş oluyor ki:

– Günü gelince bu çek, senetle fazlasını alacaksın. Öyle ise şimdi bana peşin olarak şu kadarını ver, kalan şu kadarı da bana verdiğin paranın faizi olarak sen al. Olayın özü budur. Faiz verip borç almak.

İşte kredi kartıyla taksitli alışveriş yapan kimse, zamanı gelmeden bu parayı almak istiyor. Bu duurmda bir kısmını bankaya bırakarak kalanını alıyor. Bu da caiz olmuyor. Bu açıdan çek ve senet kırdırmaya benziyor.

Burada caiz olan ikinci şık var, karıştırılan bu olsa gerektir. Onu da şöyle ifade edebiliriz:

– Şayet çek ve senedin asıl sahibi, borcunu günü gelmeden ödemek isterse, alacaklı alacağından dilediği kadar indirim yapabilir. Bunda mahzur söz konusu değildir. Çünkü bu olay alacaklı ile verecekli arasında ikili bir anlaşmadır. Burada çek senet kıran üçüncü şahıs yoktur. Alacaklı borçluya indirim yapıyor, borçlu da gününden önce ödemede bulunuyor. Acilen ihtiyacı olan peşin parayı böyle temin ediyor. Bu, faiz değil, caiz oluyor.

Bu konuda “İslami Ölçülerle Ticaret Rehberi” kitabında Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN Hocaefendi şöyle diyor:

– Eğer (çek ve senedi veren) asıl borçlu, vadesinden önce borcunu erken ödemek isterse, bu mümkün ve caizdir. Alacaklı bu erken ödemeden dolayı bir miktar indirim de yapabilir!. Çünkü bir alacağın tamamını bile almama ve borçluya bağışlama hakkına sahip olan alacaklının, bunun bir bölümünü almama hakkının bulunduğunda şüphe yoktur!”

– “Ancak, çek ve senedin bedelini üçüncü bir kişi veya bir banka, vadesinden önce öder ve alacaklı, çek bedelinde indirim yapmış olursa, bu zimmet borcu olan bir alacağı (deyni) miktarı farklı başka bir deynle veresiye mübadele etmek olur ki, aradaki fark “faiz” olur!”

– “Günümüzde senet kırdırma daha çok üçüncü kişiler tarafından yapılmaktadır.” (bk. s.169)

Bu konunun diğer caiz olan ve olmayan cihetlerini de şöyle ifade edebiliriz.

Şayet, verdiği çek ve senedin günü geldiği halde borçlu ödeyememişse, vadeyi biraz daha uzatıp borca biraz daha zam yapmak da faiz olur. Ancak, ödeyemeyen bu borçluya biraz daha mühlet vermek için, ödeme tarihinden itibaren borcu altın fiyatına çevirip, ödeyeceği güne kadarki enflasyon farkını almak caiz olur. Böylece borçlu biraz daha zaman kazanır, alacaklı da maruz kalacağı enflasyonist ziyandan bir ölçüde korunmuş olur. İki taraf da zihnen rahat edebilirler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun