Robotlar için, insan teninden daha hassas yapay deri yapılması nasıl açıklanabilir?

Tarih: 13.08.2018 - 20:10 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. Son zamanlarda robotlar için insan teninden daha hassas yapay deri yapılması nasıl açıklanabilir?
2. Ateistlerin insandaki tüylerin diken diken olmasının hiçbir faydası olmadığını ve evrimsel bir miras saymalarına ne denebilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Yapay deri yapılabilir. Bununla evrim arasında bir alaka yoktur.

Yapay veya suni derinin yapılmış olması, bize iki şeyi hatırlatır.

Birincisi: Yapılan eser, Allah’ın insana verdiği zekanın bir ürünüdür. Dolayısıyla Allah’ın eseri olan insanın ne kadar mükemmel yaratıldığını gösterir.

İkincisi de insan canlıların doku ve organlarıyla ilgili olarak ne kadar hassas, ne kadar güzel ve ne kadar gösterişli bir organ yapsa da Allah’ın mucizesi olan eserlerin aynısını yapması mümkün değildir. Çünkü mesela deri canlıdır ve o sebepten devamlı yenilenir ve büyür.

Mesela, sen dünyaya geldiğinde, vücudunu kaplayan deri senin büyüklüğün kadardı ve her organın etrafını sarmıştı. Şimdi ise, ellerin, ayakların, bacakların, yüzün ve kısacası bütün vücut organların bebeklikteki gibi küçük değil.

İşte o her bir organ büyürken, onun etrafındaki deri de ona paralel olarak büyür ve canlılığı devam eder. Her an kısım kısım vücudu saran deri yenilendiği halde, insan onun yenilendiğinin ve büyüdüğünün farkına bile varmaz.

İnsanın, meydana getirdiği eserlere hayat vermesi mümkün değildir. Zira, o Cenab-ı Hakk’ın Hay, yani hayat verici isminin bir tezahürüdür.

O bakımdan insanın canlılardaki hayat özelliğini yapması imkânsızdır. Bu da Allah’ın eserlerinin mucize olduğunun en büyük delillerinden birisidir.

Bilindiği gibi mucize, taklidi mümkün olmayan şey demektir.

Cevap 2:

"İnsanın tüylerinin diken diken olması"nın faydaları elbette vardır. Ateist evrimciler her şeyi evrime delil olarak göstermeye çalışmakla birlikte, her tutundukları dal bir süre sonra ellerinde kalmaktadır.

Bunların tek amacı, asılsız şeyleri bilim diye ortaya atıp insanların aklını bulandırmaktır. Ateist evrimcilerin felsefelerinin esası budur. Yani onlar bir yaratıcıyı kabul etmezler. Her şeyi tabiatın ve tesadüfün eseri olduğunu iddia ederler. Vazifesi bilinmeyen yapıları da canlıların atalarından kalmış lüzumsuz organ olarak ele alırlar.

Şimdi böyle bir felsefeyle hadiselere bakan kimselerin, vazifesini bilmediği vücut tüyleri dikenleşmesinin, bu canlıların önceki atalarından kaldığı iddialarının yadırganacak bir yönü yoktur.

Böyle kimseler, “Allah lüzumsuz hiçbir şey yaratmamıştır. Biz şimdi onun görevlerini bilmesek bile mutlaka pek çok görevi vardır.” diyemeyeceklerine göre, elbette tesadüfen atalarından kalmış gereksiz ve lüzumsuz organ diyeceklerdir.

İnsan da hayvanlar da Allah’ın eseridir. Dolayısıyla bunların pek çok benzer yönleri vardır. Hücreleri ve hücrelerin temel maddeleri hemen hemen aynıdır.

Malum, insanın bir hayvani yönü vardır. Yani, yemesi, içmesi ve sindirim ve solunum gibi birçok fizyolojik benzerlikleri vardır. Mesela, oksijen alınması, kanın o şekilde temizlenmesi, hücrelerin büyümesi ve çoğalması gibi kanunları hep benzerdir. Bu da onların yaratıcılarının bir olduğunun delilidir.

Bir de insanın hayvanlardan farklı olan manevi yönü ve duyguları vardır. Bu cihetiyle hayvandan ayrılır. Mesela sevgi, şefkat, muhabbet, öfke, hırs, gelecek endişesi, bir yaratıcıyı bulma ve O’na sığınma arzusu insanda en ileri safhadadır.

Hayvanlarda dışarıdan veya vücudun içerisinden gelecek ani tehlike ve beklentilere karşı, vücudun hazırlıklı olması, bunun için de bazı enzim ve salgıların faaliyete geçmesi gerekir. İşte böyle bir durumda tüyler dikenleşerek gerekli savunma mekanizmalar hayvanda harekete geçirilir.

İnsanda da ani korku ve heyecan meydana getiren hallerde vücutta hemen bir uyarı mekanizması olarak kasların kasılmasıyla tüyler devreye sokulur. Onların aktif hale getirilmesiyle vücutta bir takım hormon ve enzimler salgılanır. Salgılanan bu kimyevî maddeler bir bakıma dışarıdan veya içeriden gelen tepkiye bir karşı koyma ve vücudu her türlü tehlikeye karşı müdafaaya hazır hale getirmedir.

Demek ki, canlıların hiçbirisinde, Allah, lüzumsuz ve gereksiz bir organ yaratmamıştır. Hadiseye böyle bakmak gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun