Satıcı ve alıcı pazarlığı bozabilir mi?

Tarih: 06.04.2024 - 14:31 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Pazarlık bittikten sonra alışverişten dönülebilir mi?
- Bunun şartları nasıldır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Pazarlık bittikten sonra, satıcı ve alıcı alışverişten dönebilir. Hadis-i şeriften öğrendiğimize göre bunun şartı, satıcı ve alıcının birbirlerinden ayrılmamış olmalarıdır.

Ebû Hâlid Hakîm İbni Hizâm (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) buyurdu:

« الْبيِّعَان بالخِيارِ ما لم يَتفرَّقا ، فإِن صدقَا وبيَّنا بوُرِك لهُما في بَيعْهِما ، وإِن كَتَما وكذَبَا مُحِقَتْ بركةُ بيْعِهِما »

“Satıcı ve alıcı (söz kesip) pazarlığı bitirdikten sonra birbirlerinden ayrılmadıkça alışverişi bozup bozmamakta serbesttirler. Eğer onların her biri karşılıklı olarak doğru söyler (mal ile paranın durumunu olduğu gibi) açıklar ise, alışverişleri bereketli olur. Yok eğer gizler ve yalan beyanda bulunurlarsa, alışverişlerinin bereketi kalmaz.” (Buhârî, Büyû’ 19; Müslim, Büyû’ 47).

Alışverişte malın ve paranın durumunu olduğu gibi söylemek, varsa kusurlarını gizlememek veya yalan beyanda bulunmamak temel ilkedir. Doğru sözlülük, ticarette ve kazançta bereket vesilesidir. Aksi ise, alışverişte hayır ve bereket bırakmaz. Doğruluğun ekonomiye bu açıdan etkisi inkâr edilemez.

Bu hadis-i şerif, kazanma ve kâr kavramına ahlaki ve manevi boyut getirmektedir. Demek ki kazanma sadece rakamla ifade edilecek bir konu değildir. Onda bir de “bereket ve hayırlılık yönü” yani “meşruiyet” tarafı vardır. Bu da dürüstlük ile sağlanabilmektedir. Yalan söyleyerek veya malın ayıbını gizleyerek, daha doğrusu karşısındakini aldatarak para kazanmak mümkün ise de bu, Müslümanca bir tavır değildir. Zira Hz. Peygamber (asm) bir başka hadis-i şerîfinde “Bizi aldatan bizden değildir.” (bk. Müslim, İman 164) buyurmuştur. O hâlde Müslümanın gerçek kazancı, bütün muamelelerinde Müslümanca yani dürüst davranmaktadır. Doğru sözlülük, özellikle kul haklarıyla ilgili konularda çok daha büyük önem arz etmektedir.

Bu açıdan bakıldığı zaman ticari reklamların çığırtkanlığa varmaması, yalan ihtiva etmemesi, malın vasıflarını dosdoğru aksettirmesi gerekmektedir. Aksi hâlde büyük ölçüde  bir aldatma söz konusu olur. Yalana dayalı reklamlarla elde edilen servetlerin, eninde sonunda elden çıkacağı, kimseye hayır etmeyeceği açıktır. Bu durum, sayısız misalleriyle ortadadır.

“Haksız kazanç”, “kara para” gibi kavramlar, Müslümanın dürüstlük vasfına terstir. Az da kazansa Müslümana doğruluk yakışır. Çünkü bereket dürüstlüktedir. Allah’ın bereket verdiği kazanç ise, asla küçük değildir.

Hasılıkelam;

1.  Alışverişe konu olan malın ve paranın ayıbını açıklamak gereklidir; gizlemek haramdır. Kusurun sonradan ortaya çıkması pazarlığın feshine sebeptir.

2. Yalan berekete mânidir.

3. Doğru tacir az kâr etse de kazancının bereketini görür.(bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 60)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 36
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun