"Tüm kainatı incelediniz mi ki, tümüne mükemmel diyorsunuz?.." sorusuna nasıl cevap verilebilir?

Tarih: 24.01.2013 - 12:08 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı inkarcılar, "Kainat mükemmeldir, kendi kendine olması muhaldir. İnsana tüm kainat ve mevcudat musahhardır." deniyor. Belki başka galaksilerde kaos var.

- Ayrıca neden bütün mevcudat kainatta bir zerre hükmündeki insanın etrafında dönsün?" diyorlar. Nasıl cevap vermeliyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsanların verecekleri hükümler kendi kapsam alanlarına girenlerdir. Hiç kimse kendi kapsam alanı dışında bir yargıya varmak gibi bir özelliğe sahip değildir. Bu sebeple, müminlerin “Kâinat mükemmeldir.” demelerinin iki temel alanı vardır.

Birincisi: insan aklının kapsam alanı içinde olan ve şehadet alemi denilen gözle veya fen bilimlerinin gözleriyle görülen kâinattır/mükevvenattır. Bu sahada görülen bütün varlıkların mükemmel olduğu hem aklen hem ilmen sabittir.

İkincisi: İnsanın algı sahasının dışında kalan ve gayb alemi denilen, fenni ilimlerin ve akli tecrübelerin kapsam alanı dışında kalan varlıklardır. Bu saha ile ilgili malumatımızın yegâne kaynağı vahiydir. Kırk yönden mucize olduğu ispat edilmiş Allah’ın kitabı Kur’an’da Allah bu saha ile ilgili pek çok bilgi vermiştir.  

Bu iki kaynak da kesin bilgi ifade eden birer epistemolojik özelliğe sahiptir.

Fen bilimlerinin kainatın mükemmelliği ile ilgili ortaya koyduğu gerçekler bilinmektedir.

Kur’an’da ise yüzlerce ayet bu konuya dikkat çekmektedir: Nümune olarak iki ayetin mealini aşağıda vermiş bulunuyoruz:

“Hiç üzerlerindeki göğe bakmazlar mı? Bakıp da bizim onu nasıl sağlamca bina ettiğimizi, onda en ufak bir çatlaklık, dengesizlik olmadığını düşünmezler mi?”(Kaf, 50/6).

“Yedi kat göğü birbiriyle tam uyum içinde yaratan O’dur. Rahman’ın yaratmasında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Gözünü çevir de bak: Herhangi bir kusur görebilir misin? Sonra tekrar tekrar gözünü çevir de bak, gözün bir kusur bulamadığından, eli boş ve bitkin geri döner.”(Mülk,67/3-4).

Nasıl ki, büyük çoğunluğumuz gözle görmediğimiz halde, kimya, fizik, matematik, astronomi, jeoloji sahalarla ilgili bilgilerin doğruluğunu ilgili uzmanların ifadelerine dayanarak kabul ediyoruz. Elbette, insan uzmanlarla kıyaslamayı kabul etmeyecek derecede daha üstün, daha kesin bir bilgi kaynağı olan Kur’an’ın verdiği bilgiyi de mucizelerle donatılmış Hz. Peygamber (asm) ve Kur’an vasıtasıyla ulaştığımız Allah’ın bilgisine, verdiği haberlere inanmak gerekir. Bu bilgilerin doğruluğu hem aklın, hem vicdanın hem -manevi laboratuvarda milyonlarca defa test edilmiş- hakikatlerin ve ilgili tecrübelerin şahadetiyle sabittir.

Gerek ilahî gerek beşeri ilmin, mükemmel dediği kâinatın “belki bazı yerlerinde mükemmel olmayan yönler var” diyerek hayal üzerinde bir rota çizerek bir sonuca varmak mümkün mü? Bir yandan binlerce parçasının mükemmel olduğu adeta gözle görülen bir hakikat; bir vehim, hayal mahsulü bir varsayımla berhava edilir mi? Buna hiç bir ilim, hiç bir bilim razı olmaz. Meğer ki  ilmi, bilimi hayali bir film olarak zannetmiş olsun.

Kur’an’da “güneş, ay insana musahhardır” şeklindeki ifadelerden, bu varlıkların sadece insan için yaratıldığını düşünmek en büyük yanlıştır. Bilakis, bu ifadelerle bu cisimlerin sadece insanla ilgili olan yönlerine dikkat çekilmiş ve insan için nimet teşkil eden yanlarına vurgu yapılmıştır. Gece, gündüz, mevsimler,  denizler, bulutlar, rüzgârlar, atmosfer, yeryüzü ve benzeri unsurları da aynı şekilde düşünmeliyiz. Bunlarının hepsinin yaratılışlarında pek çok ilahi hikmet ve gaye vardır. Kur’an’da ise bunların insanlarla olan ilişkisine dikkat çekilmiştir.  O halde Kur’an’ın ilgili ifadelerinde bir yanlışlık yoktur.

Şimdi, yıldızların intizamlı hareketlerinden varlıkların intizamlı vücutlarına, azaların intizamlı yaratılışından dişlerin intizamlı dizilişine kadar, kâinatta ve içindeki eşyadaki intizamı düşünelim. Daha sonra şu sorunun cevabını verelim:

- Düz yoldaki bir arabanın intizamlı hareketi gibi basit bir intizamı dahi, şoförün varlığına bağlamak zorunda olan insan, nasıl olur da şu kâinattaki intizamı tesadüfe ve sebeplere havale edebilir?

İlave bilgi için tıklayınız:

Yaratılışın ve Allah'ın varlığının delilleri.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun