Sadece diliyle tövbe istiğfar etmek, yalancıların tövbesidir, sözü ne demektir?

Tarih: 13.09.2013 - 00:39 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Kalbinde pişmanlık olmadığı halde, sadece diliyle edilen istiğfar, yalancılar tövbesidir." anlamındaki sözü açıklar mısınız?

- Bir kişi günahı tamamen terk etse, ama hiçbir eziklik, mahcubiyet, pişmanlık üzüntü veya başka en ufak bir his hissedemese, hiç vicdan azabı çekmese, kalbi tam anlamıyla gerçekten bomboş olsa, bunun durumu nedir?
- Böyle bir kişi tövbe etmiş sayılmaz değil mi? Hadis var; aksi nasıl söylenebilir ki?
- Böyle bir kişinin bile tövbe etmiş olacağını söylüyorsanız açıklaması var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce şunu ifade edelim ki, Allah hiçbir şeyi zayi etmez. Bu açıdan her duanın, her istiğfarın en azından ağızdan çıkan kelimelerin sevabını verir. Ancak bir kimsenin gerçek anlamda tövbe etmiş olması için, gerekli olan bazı şartlar vardır.

“Sadece diliyle tövbe istiğfar etmek, yalancıların tövbesidir.” diyen bazı alimlerin sözlerini aktaran İmam Gazali, bunu şöyle açıklar:

“Kalbin ortak olmadığı, sadece dilin yaptığı istiğfarlar yalancıların işidir. Gaflet ve âdet olduğu üzere kişinin “estağfirullah” demesi, bu tür yalancıktan bir tövbedir. Bir ateş gördüğü zaman kalbinde gerçekte hiçbir teessür hissetmediği halde, yalnız âdet olduğu üzere “Bu ateşten sana sığınırım.” diyen kimse, yalancı olduğu gibi, kalbinde nedamet duymadığı halde istiğfar edenin durumu da aynıdır." (Gazali, İhya, 4/47)

Makbul bir tövbenin birkaç unsuru vardır. Biri, işlediği günahı terk etmektir. Biri, yaptığı günahtan dolayı pişman olmaktır. Biri de bir daha o günahı işlememeye azmetmektir. Bir diğeri, bundan böyle isyan yerine itaat yolunu seçmektir. Bu unsurlardan biri eksik olursa, tövbe de eksik sayılır. Pişmanlık, ilk yapılması gereken bir unsurdur. Bu ise lisanî değil kalbî bir haslettir.

- Bir rivayete göre Efendimiz şöyle buyurdu:

“Nasuh tövbe, yapılan günahtan ötürü nedamet / pişmanlık duymaktır.” (Kenzu’l-Ummal, h. no:10302)

Pişmanlık, haya ve korkuyu ihtiva eden bir duygudur. (Gazali, İhya,1/166)

Tövbenin en büyük unsurları ilim (Allah’a karşı yaptıklarının ne anlama geldiğinin idrakinde olmak), pişmanlık ve günahları terk etmektir.

"Nedamet / pişmanlık tövbenin vacip olan şartlarındandır.” (Gazali, İhya, 4/7)

Demek ki yaptığı suçun ne anlama geldiğini idrak eden bir kimse, bir yandan yaptıklarından dolayı Allah’tan haya eder, bir yandan da cezasını düşünüp korkar ve bu iki duygunun coşması ile de pişman olup “dizini döver”.

- Haya, korku ve nedamet... hepsi de kalbe bakan işlerdir. Demek ki, kalbi gaflet içinde olan bir kimsenin “dilinin laklakasıyla istiğfar edip tövbe ettiğini” söylemesi, gerçek bir tövbe değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun