Mevlana aslında kimdir?

Tarih: 25.10.2014 - 12:38 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu olaylara göre Mevlana Şemsi nasıl yorumlarsınız?
- Fihi Mâ Fih’te şöyle bir hikâye anlatır; “Rivayet ederler ki; Peygamber, sahâbeyle bir savaştan gelmişti. Bu gece şehrin dışında yatacağız, yarın gireceğiz şehre diye davul çalın buyurdu. A Tanrı elçisi dediler, sebebi ne? Olabilir ya dedi, kadınlarınızı yabancı erkeklerle buluşmuş görürsünüz; canınız sıkılır; bir fitnedir, kopar. Sahâbeden biri (verilen emri) işitmeyip gitti ve karısını bir yabancıyla buldu.
- Şems-i Tebrizi’ye, karısı Kimya Hatun’u bazen Allah olarak, daha doğrusu ona, Allah, karısı şeklinde görünürdü.
- Mevlana; bir çadırda Şems’i Kimya Hatun ile oynaşırken gördü. Mevlana oynaşmaları için biraz dışarıda dolaşıp, sonra hocasının yanına geldiğinde Şems;
‘O Kimya Hatun değildi. Yüce Tanrı beni o kadar sever ki, sevdiğim kimse suretinde yanıma gelir. Az önce senin beni halvet halinde gördüğün kadın da Kimya Hatun değildi, Allah Kimya Hatun şeklinde bana gelmişti’ der. (Fihi Ma Fih, 20. Bölüm, MEB Yay., İst /1990. s. 136-137)
- Yalnız burada bütün suç Mevlana’nın değildir. Ona malzemeyi hadis kitapları verir. "Rasulullah onları kadınların yanına geceleyin gelmeyi yasakladığı zaman, iki kişi (bu yasağı dinlemeyip), geceleyin evlerine geldi. Her ikisi de evinde hanımının yanında bir yabancı erkek buldu." (Tirmizî, İsti'zân 19, (2713) (Eflâkî, Menakıb’ul-Arifin, C.2, s.72)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Mevlana ile Şems-i Tebriz arasında geçen bu gibi hikâyelerin doğru olduğuna inanmıyoruz. Bunların bazı muarızları tarafından buralara sokulduğunu düşünüyoruz. Aksi takdirde bunları değil veli, normal bir Müslüman safında da görmemiz mümkün olmayacaktır.

Öte taraftan Mevlana’nın dünya çapında yaptığı ve hala devam eden İslami hizmetleri, onun gerçekten bir veli olduğunu göstermektedir. Çünkü bu kadar muvaffakiyet bir tevfik-i sübhaniyi gösterir, diye düşünüyoruz.

- Bu uydurma hikayelerin sebebi olarak hadis kaynaklarını göstermek, bir müminin asla düşünmemesi gereken bir fecaattır. Bununla hadislerin kökten yanlış olduğuna imaj oluşturulmak istenmektedir. Halbuki, bunu okuyanlar, Hz. Peygamber (asm)'in de böyle yanlış şeyler söylediğini düşünür. Acaba bu imajı ortaya koyanlar, yarın kıyamet günü Hz. Peygamber (asm)'den şefaat dileme yüzleri olur mu?

- Tirmizi hadisinin asıl metni:

“Rasulullah onları (erkekleri) kadınların yanına (evlerine) geceleyin gitmelerini yasakladı.” (Tirmizi, İsitza, 19)

şeklindedir. Ve bu hadis Tirmizi’nin de ifade ettiği gibi sahihtir. “İki kişi (bu yasağı dinlemeyip), geceleyin evlerine gitti. Her ikisi de evinde hanımının yanında bir (yabancı) erkek buldu.” ifadesi Peygamberimize değil raviye aittir.

Tirmizi, öncelikle, kısaca erkeklerin gece evlerine gitmelerini yasaklayan hadis için “sahih” derken, bu ravinin eklemesini ihtiva eden cümleler için “RUVİYE = rivayet edildi" şeklinde tamriz sıygasını kullanarak rivayetin çok sağlam olmadığına işaret etmiştir.

- Nitekim Müslim’de konuyla ilgili hadiste bu yasağın gerekçesi (sanıldığı gibi yabancı bir erkekle karşılaşmak değil), kadınların kocaları için daha temiz bir kılık kıyafetle karşılamaları olarak belirtilmiştir. Hadisin rivayeti şöyledir:

“Sizden biriniz geceleyin (memleketine) vardıklarında hemen (o gece vaktinde) hanımlarının yanın girmesinler. Onların temizlik yapmaları, saçlarını düzeltmelerine fırsat versinler.” (Müslim, İmare, 182)

- Diğer bir rivayette “hanımlarının bir yanlış yapıp yapmadıklarını görmek ve onların bazı yanlışlarına vakıf olmak için geceleyin evine gitmesin...” (Müslim, İmare, 184) şeklinde ifade edilmiş ki, hanımlarını test etmek için gece baskın yapmalarını önlemeye yönelik bir uyarıdır.

- Diğer bir rivayette: “Bir kimse uzun süre evinden ayrı kalmışsa geceleyin çocuklarına ansızın varmalarını yasaklamıştır.” (Müslim, İmare, 183)

- Benzer rivayetler Buhari’de de geçmektedir. (bk. Buhari, Nikah, 120,121,123)

- Bu değişik rivayetlerin toplamından şunları söylemek mümkündür:

a) Hz. Peygamber (asm) uzun bir süre evinden ayrılan bir kimsenin hanımlarını test etmek maksadıyla, onların varsa kusurlarını görmek için evine geceleyin aniden baskın yaparcasına gitmemesi konusunda uyarıda bulunmuştur. Çünkü İslam’da tecessüs haramdır. Kusurları ortaya çıkarmaya çalışmak değil, tersine örtülü kalmasına yardımcı olmak esastır.

b) Ayrıca, kadınların -uzun bir süreyle evden ayrılan- kocalarına karşı düzgün ve çekici bir halde bulunmak için de bu uyarının yapıldığı anlaşılıyor. Çünkü özellikle uzun bir süre eşinden ayrı düşmüş bir erkeğin hanımını arzu ettiği şeklide çekici bulmadığı takdirde aralarında nefret ve tiksinme duygusu oluşabilir. İslam’da ailenin huzuru önemlidir. Bu tür tiksintiler bu huzuru bozabilir.

Bunun için hadiste, gece değil gündüz vaktinde gitmeleri ön görülmüştür ki, akşama kadar kadın kendine çeki düzen versin. Kocasının gönlünü alacak şekilde saçını-başını temizlesin. (krş. Nevevi, el-Minhac, 13/71;  İbn Hacer, Fethu’l-Bari,9/340-41)

-Bu hadis ile söz konusu uydurma hikaye arasında ilişki kurmak tuhaf hem pek tuhaftır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Hz. Mevlana hakkında bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun