Nevruz günü veya yılbaşında, bir yumurta bile olsa, bir şey hediye etmek kişiyi dinden çıkarır mı?

Tarih: 24.12.2014 - 10:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Nevruzun dini bir mahiyeti var mı?
- Nevruzu kutlayan dinden çıkar mı?
- Bazı fetva kitaplarında “Mecusilerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl, yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir olur. Çünkü bunda onların o gün yaptıkları şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın almamakta olduğu bir şeyi Nevruz`da, o günü tâzim için -yeme içme için değil- satın alması, keza yine o günü kutlayan şirk ehline Nevrûz Günü, velev bir yumurta olsun, bir şey hediye etmesi de aynıdır." deniyor. (Hindiyye, II/276-277; Bezzâziye VI/333; Abdullah b. Muhammed es-Sîbî., el-Abdevî, ed-Delilül-kavim, ales-siratil-müstakîm 143)
- Açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Dikkat edilirse, Hindiye’de küfür dediği şey “Mecusilerin bayramını tazim ederse/kutsarsa” kaydını koymuştur. (Fetava-yı Hindiye, 2/276-277)

Bugün gayriislami olan bayramların hemen hepsi dini hüviyetini kaybetmiş, birer eğlence mahiyetine girmiştir. Biz şahsen, aklı başında hiçbir Müslümanın Nevruz gününü  veya yılbaşını tazim etmek, Hristiyanlık veya Mecusilik dinine göre bir ibadet niyetiyle kutladığını düşünemiyoruz. Bu sebeple, kanaatimize göre, bu tür eğlencelere katılanlar günahkâr olabilir, fakat kâfir olmazlar.

- Dikkat edilirse, Hindiye’nin ilgili yerinde “Mecusilerin şapkasını takanlar kâfir olur.” denildikten sonra, “Şayet sıcak veya soğuktan korunmak için giyerse bir sakıncası olmaz.” denilmiştir. Demek ki niyet çok önemlidir.

- Yine dikkat edilirse, Hindiye’deki fetvaya göre, bir kimse: “Mecusiler Hristiyanlardan daha kötüdür.” dese bir sakıncası yoktur. Fakat: “Hristiyanlar Mecusilerden daha iyidir.” dese kâfir olur. Yahut: “Hristiyanlar Yahudilerden daha iyidir.” dese yine kâfir olur.” (Fatava-yı Hindiye, 2/276)

Kanaatimizce, bu fetva hem akıl ve mantığa hem de İslam’ın temel esprisine aykırıdır. Çünkü her akıl, ateşe tapan Mecuslerin Ehl-i kitapla aynı olmayacağını kolaylıka anlar. Kur’an’da Ehl-i kitap, özel bir konuma konumlandırıldığı bilinmektedir. Ehl-i kitabın kestikleri yenir, Mecuslerinki yenmez. Ehl-i kitab kadınla evlenilebilir. Mecusî kadınlarla evlenmek haramdır.

- Bununla beraber, söz konusu alimlerin yorumu, Nevruz’u bir Mecusi bayramı olarak görenlerin bir yorumudur. Halbuki bunun dini bir hüviyeti olmadığını gösteren bilgiler vardır. Tekfir etmek, yani bir Müslümanın kafir olduğunu söylemek çok riskli bir iştir. Günahkâr olmak ayrı bir şeydir..

- Hz. Ali’ye bir adam bir gün bir nevruz hediyesi getirir. Hz. Ali bunun sebebini sorunca da adam, “Bugün nevruzdur, bu hediyeyi bunun için getirdim.” der. Hz. Ali buna itiraz etmediği gibi, “Her gün bu feyruz/feyruzu yapın (her gün böyle güzel hediyelerle hediyeleşin)” demiştir. Bazı alimler, onun “Neyruz” yerine “feyruz” kullanmasını, böyle bir bayramlaşmanın dinde yeri olmadığına işaretidir, demişler. (Beyhaki, es-Sünenu’l-Kübra, 9/392)

- Nevruz bayramının şeriatteki yeri, dini olmayan bütün bayramlardan farksız olması gerekir. Yılbaşı kutlamaları, Hızırellez (hızır-İlyas) bayramı da insanların eskilerden aldığı ve İslam’da pek yeri olmayan bayramlardandır.

- Bu gibi kutlamalarda önemli olan ilgili bayramın kutlandığı dinin bir ritüeli olduğu için katılmaktan kaçınmaktır. Çünkü, bu durumda ilgili dinin bir prensibini uygulamış olursun ki bu yanlıştır.

- Bununla beraber, konuyla ilgili bilgilerin gösterdiğine göre, Nevruz Bayramı, yılbaşı bayramı gibi bir dini hüviyet taşımamaktadır. Bu sebeple bunu kutlamak daha ehvendir ve hatta bir sakıncası da yoktur. Çünkü bunun gerekçesi baharın gelmesi, dünyanın yeninden hayat bulmasıdır. Hatta Cenab-ı Hakk’ın nimetlerini ve sanatlarını görüp teşekkürlerini sunmak anlamına da gelir.

- Nitekim, bazı rivayetlere göre, Nevruz gününü bayram olarak ilan eden İran krallarından Cemşid tahta oturup devlet erkânına -Nevruzun önemini belirtmek üzere- şöyle dedi:

“Cenab-ı Hak hepimizi yoktan var ederek akıl ve fikirle diğer hayvanlardan mümtaz kıldı. Bu sebeple hepimize lâzım ve lâyık olan temiz su ile yıkanıp Allah’ın dergâhına secdeye kapanarak şükredelim. Sonra bugünü ve bu usulü yapmaya dikkat etmenizi isterim.” (bk. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, 2: 688-689)

- Değişik İslami-Arap sitelerinde, değişik alimler tarafından konuyla ilgili yapılan değerlendirmelerin özeti şudur:

İslam dininde Fıtır/Ramazan ve Kurban bayramları dışında bir bayram yoktur. Diğerleri itibara alınmaz. Bu bayramlarda şayet bir dinin bir ritüeli benimseniyorsa, bu dini bir risk taşımaktadır. Şayet “kafirlere benzemek” gibi bir düşünce yoksa, bu kutlamalar küfür değildir, fakat yine de uzak durmakta fayda vardır.

- Beyhaki’nin söz konusu hadis rivayetleri için “Nevruz-Mehrecannın kutlamasının mekruh olması konusu” manasına gelen bir başlık kullanması, onun da bu konudaki kanaatini ortaya koymaktadır. Beyhaki Şafiidir. Şafiilerde “Tahrimen mekruh” kavramı yoktur. Sadece haram ve mekruh vardır. Bu sebeple Beyhaki’ye göre, bu keraheti tenzihi olarak değerlendirilmesi gerekir.

Söz konusu sitelerde “kâfirlere benzeme” prensibine vurgu yapılması isabetli değildir. Çünkü, analar günü, babalar günü, kadınlar günü, yılbaşı günü, nevruz günü gibi bayramların hepsi gayriislamidir. Ancak bunların hepsini küfür saymak elbette doğru değildir. Hele yılbaşı dışındaki günlerin herhangi dini bir hüviyetleri de yoktur. Bu sebeple onların dinlerini okşamak gibi bir şey de söz konusu değildir.

Takva ayrı bir şeydir, fakat aşırılığa kaçmayı takva sanmak ayrı bir şeydir.

- Hz. Peygamber (asm)'in bu konudaki tavrı açıktır.

Ebu Davud ve Nesai’nin Hz. Enes’den rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (asm) Medine’ye hicret ettiği ilk günlerde çocukların iki günde oyun oynayıp eğlence tertip ettiklerini görünce, bu iki günün ne anlama geldiğini sordu. Onlar da: “Biz bu iki günü Cahiliye devrinde oyun-eğlence günü olarak düzenliyorduk.” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm): “Allah size bu iki günden daha hayırlı iki günü ihsan etti. Bunlar Kurban günü ve Fıtır/Ramazan bayramı günüdür.” buyurdu.

- İbn Hacer, “Nevruz gibi bayram günlerinde bir kimse o günün hatırasına birine bir yumurta bile hediye etse kâfir olur.” diye bir Hanefi aliminin bu hükmünü çok mübalağılı olarak değerlendirmiştir. (Fethu’l-Bari, 2/442)

- İbn Teymiye de İslam’da bayram günlerinin sadece iki gün olduğu, bunların dışındaki bayramların başka milletlere ait olduğu için, o günlerde özel bir eylemde bulunmanın caiz olmadığını belirtmiştir. (bk. Mecmuu’l-Fetavi, 25/329) Her caiz olmayan küfür değildir.

- Arap sitelerindeki görüşlerin umumu selefi damgasını almış ve İbn Teymiye’nin düşünceleri doğrultusunda şekillenmiştir. Hatta bazıları kraldan daha kralcı kesilip, bu gibi bayramları kutlayanları tekfir etmekten çekinmemişlerdir.

Özellikle, Nevruz gibi bayramların Şii olan İran’da olduğundan ötürü, bazıları Vahhabilik damarıyla çok tekellüflü tevillerle maalesef tekfir cihetine yeltenmişlerdir.

- Kadi Han’ın konuyla ile ilgili fetvası şöyledir:

"Eğer bir insan Nevruz günü -daha önce satın almadığı- bir malı satın alsa bakılır: Eğer bu işi kâfirlerin tazim ettiği gibi tazim etmek maksadıyla yaparsa kâfir olur. Yok eğer o günü sırf oyun-eğlence olarak gördüğü için yaparsa kâfir olmaz. Keza, bir insan Nevruz gününe tazim göstermek maksadıyla değil de, insanların adeti olduğu için birisine bir şey hediye ederse yine kâfir olmaz.” (el-Mevsuatu’l-Fıkhıyyetu’l-Küveytiye, 12/8)

- Bu konuda verilen fetvaya göre, bir insan Nevruz veya Mehrecan günlerinde oruç tutsa mekruh olur. (el-Mevsua, 28/15)

O günde özel olarak ibadet etmek bile küfür olmadığına göre, oyun ve eğlencenin küfür olması düşünülmemelidir. Yeter ki, o günü gerçekten kendisi için de bir bayram kabul etmesin ve ilgili kafirlerin bayramını kendi bayramı gibi görüp tazim etmesin... Günahkâr olabilir, fakat kafir olmaz, diye düşüyoruz.

- Aynı kaynakta şu bilgi de önem arz etmektedir:

“Hanefilere göre, Neyruz/Nevruz veya Mehrecan hediyesini vermek caiz değildir. Örneğin: ‘Bu Nevruz ve Mehrecan hadiyesidir.' diyerek veya içinde o niyetle verse caiz değildir. Neyruz İlkbahar başlangıcı, Mehrecan ise sonbahar başlangıcı manasına gelir. Bazı kâfirler bu iki günde hediyeleşirler. Şayet bir kimse kâfirler gibi o günleri tazim etmek maksadıyla bu hediye işini yaparsa o zaman kâfir olur.” (el-Mevsua, 42/261)

- Demek ki bu konuda en sert tutuma sahip olan Hanefilere göre de bu bayramlarda hediyeleşmeler bile -kâfirler gibi o günleri tazim etmek gibi- kötü bir niyetle olmadığı sürece kâfir olmaz.

- Son olarak şunu da belirtelim ki, “Merkezu’l-Fetva”da belirtildiğine göre, alimler, İslam bayramları dışında kalan herhangi bir bayramı kutlamanın caiz olmadığına dair fetva vermişlerdir. (bk. Fetva Rakam:4586)

Fakat bir şeyin caiz olmaması, onun küfür anlamına gelmediği açıktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun