Biz Müslümanlar robot muyuz? Doğruyu, Allah’ı nasıl bulacağım?

Tarih: 24.06.2015 - 01:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- YAŞIM 15. Bir kaç yıldır sürekli dinler ile ilgili araştırma yapıyorum. İslam dini hakkında şüpheye düşüyorum, şöyle düşünelim.
- Biz doğuyoruz ha Türkiye'de ha ABD’de. Şimdi ABD'de doğan kişi Hıristiyan oldu diyelim neden diğer dinleri araştırmıyor neden nerdeyse herkes doğduğu ülkede o dine bağnazlık yapıyor?
- Biz Müslümanlar hepimiz bağnazlık içindeyiz farkında mısınız?
- Hiç kimse dini araştırmıyor. Yok Kuran’ı abdestsiz elleme çarpılırsın yok onu yapma yok bunu yapma, iyilik yap cennete gir. Allah bir, peygamber Hz Muhammed. Bunlar bizim bildiğimiz, başka ne biliyoruz Allah Aşkına. Biz neden araştırmayan bir toplumuz?
- Neden doğduğumuz ülkedeki dine inanıyoruz, araştırmalıyız, her din kendini savunuyor, hangi dinin kitabı okusam ona ilgim oluyor ne yapacağım ben?
- Bu arada şu Demonlar, onlar İslam'da yok neden yok?
- Hem bunlarla iletişime geçtiğini iddia eden binlerce hatta on binlerce insan var. Onlarla iletişime geçmek için Kuran âyetleri yakmamız lazımmış. Bir de eğer onlarla iletişime geçtiğimizde her şeye sahip olabilirmişiz.
- Kafam allak bullak yemin ederim bıktım bıktım bıktım. Felsefevi düşünceler beni yedi bitirdi, artık çok yoruldum....

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Kâinatta bir tekâmül kanunu vardır. İnsan aklı da bu kanuna bağlıdır. On beş yaşında, bu tür vesveselere kapı aralamak hayra alamet sayılmayabilir.

- Bazı kimseler, koca bir okyanusta yüzerken, bazıları küçük bir derede boğulabilir. İnsanda ruhani olan ulvi duygularla nefsani olan süfli dürtüler arasında -imtihan gereği olarak- her zaman bir çatışma vardır. Bunlardan hangi taraf daha eğitimli, daha deneyimli, daha görgülü kültürlü ise o taraf ağır basar ve rotayı o taraf çizer. Bu sebeple şu noktalara dikkat etmemiz gerekir:

a) Her şeyden önce Allah’ı iyi tanımalıyız. Bütün evrenin yegâne yaratıcısı olan Allah’ın sonsuz ilmi, kudreti ve hikmetinin olduğuna bütün varlıklar şahitlik etmektedir. Bu kadar büyük ve azamet sahibi bir yaratıcının yanlış yapacağına veya haksızlık edeceğine ihtimal vermek aklıselimin kapsam alanı dışında kalan bir cehalettir.

Bizim, küçücük aklımızı kâinatı idare eden bir yaratıcının işlerine mihenk tutmamız, doğru bir sonuca ulaştıracak doğru bir yöntem değildir.

b) İslam dinine göre, başka dinleri araştırmaya mani bir hâl yoktur. Hatta araştırmaya teşvik vardır. İnsanların çoğu yalnız dinleri değil, hiçbir şeyi araştırmıyor. Araştırdıkları tek şey, “yemek, içmek, evlenmek, uyumak, yatmak-kalkmak”tır. İnsanların bu hallere düşmesine sebep olanlar din değil, din dışı uygulamalar, kültürler ve din dışı mahalle-çarşı-pazar-merkez baskılarıdır.

- Bu konudaki Kur’an’ın emirleri ortadadır. Kur’an araştırmayı, incelemeyi emretmektedir:

“Sana indirdiğimiz bu kitap kutludur; ayetlerini tedebbür etsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar.” (Sâd, 38/29)

“Şu Kur'an'ı bir iyice tedebbür etmezler mi, yoksa evvelce gelip geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi onlara?” (Mü’minûn, 23/68)

“Kur'an'ı tedebbür etmiyorlar mı? Allah'tan başkasının olsaydı onda bir çok çelişki bulacaklardı.” (Nisâ, 4/82)

“Onlar Kur'an'ı tedebbür etmiyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?” (Muhammed, 47/24)

TEDEBBÜR, tefekkür etmek, düşünmek, incelemek, akıl yürütmek gibi manalara gelir.

- Şüphesiz Kur’an’ı anlamak için her şeyden önce Kur’an’ı açıklayan alimlerin tefsirlerini, eserlerini okumak gerekir. Çünkü, basit bir fizik, matematik, bir kimya kitabını öğretmenden ders almadan öğrenmek çok zor olduğu bilinen bir gerçektir. Kur’an gibi dünya ve ahiret mutluluğunu netice veren ve Allah’ın sonsuz ilim ve hikmetini yansıtan bir kitabın anlaşılması, özellikle de öğretmensiz anlaşılması çok daha zordur.

- Bugünkü bilgilerimizin yetersiz olmasının önemli bir sebebi, Kur’an metnini birinci elden okuyup anlayacak seviyede olmayışımızdır. Bu seviyeyi kazanmak, ancak Kur’an’ın dilini, onunla ilgili tefsir kaynaklarını, özellikle bu asra hitap eden eserleri okuyup bir bilimsel altyapıyı hazırlamakla mümkündür. Bu araştırmaya engel dini bir şey yoktur.

Demek ki bu konuda dinden değil, kendimizden şikayet etme hakkımız vardır.

c) İnsanı cahil bırakan nedenlerden biri de kişinin kendini yeterli saymasıdır. Bir konuda kişinin kendi bilgisinin artık mükemmel olduğunu düşünmesi, ilim öğrenme noktasında en büyük bir “cehalet tuzağıdır.”

d) İslam dini kadar ve İslam dinin temel kaynağı olan Kur’an kadar, Allah’ı en makul ve mantık ölçülerine uygun tanıtan başka hiçbir din ve doktrinin olmadığını söyleyebiliriz.

- Bu konuda Sitemizde yer alan bilgiler de bunun ayrı bir kanıtıdır. Kur’an her konusunu akla ve ilme tasdik ettirmiştir.

e) Bir kimsenin Türkiye’de veya ABD’de doğup büyümesi, görünürde bazı avantaj veya dezavantajları içeriyor olabilir. Fakat bunun gerçekte çok fazla büyütülecek bir konu olmadığını düşünüyoruz. ÇÜNKÜ:

- İslam tarihi boyunca, gayri müslim çevrede yaşayan nice insanlar araştırıp iman ettikleri gibi, niceleri de Müslüman çevrede oldukları halde dinden fersah fersah uzaklaşmışlardır.

- Örneğin, Hz. Peygamber (asm)'in dizinin dibinde, aynı mahalleyi paylaşan amcası Ebu Leheb, -ön yargı fanatizminden kaynaklanan basiret körlüğü sebebiyle- iman etmemeye ahd-u peyman ettiği gibi, Habeşistanın Hristiyan kralı Necaşi gibi -ön yargıdan uzak, objektif bir şekilde- gerçeği bulmaya yönelik samimi gayretleri sayesinde “durbin” (uzağı gören) gözlerle ve aklıselimle konuya eğilmiş ve tarafsız bir gözle araştırdığı Kur’an’a ve Hz. Muhammed (asm)’e iman etmiştir.

- Bununla beraber, Kur’an’ın bu konudaki adalet, merhamet ve şefkat dolu prensibi şudur:

“Kim doğru yolu seçerse, kendisi için seçmiş olur; kim de doğru yoldan saparsa, kendi aleyhinde sapmış olur. Hiçbir kimse başkasının günah yükünü taşımaz. Biz bir peygamber göndermedikçe hiç kimseye azap edecek değiliz.” (İsra, 17/15)

Onun için bu işi, imtihanı yapan ve her şeyi hakkıyla bilen ve evrendeki DENGE kanunlarının şahadetiyle her şeyi hikmet ve adaletle yapan Allah’a bırakalım; ona itimat edelim, ona güvenelim...

Bize düşen, “O haksızlık etmez.” hakikatini iliklerimize kadar sindirmeye çalışmak ve iman ettiğimiz dinimizin emir ve yasaklarına riayet etmektir.

f) İslami bir hükmün ortaya çıkması insanları keyfine bağlı bir tasarruf sonucu değildir. Bu sebeple, “Kur’an’ı abdestsiz okumak”la ilgili alimlerin düşüncelerini hafife almak, sanki bazı kimselerin kendi keyiflerine göre ortaya attığı “folklorik değere” sahip, magazin türü bir haber gibi algılamak çok yanlıştır.

Dinin diğer bütün hükümleri gibi, bu hüküm de alimlerin ayet ve hadislerden anladıkları mana doğrultusunda verdikleri bir kararın ürünüdür.

- Bunun delilleri sitemizde mevcuttur. Yalnız burada şunu belirtelim ki, İmam Nevevî’nin bildirdiğine göre, abdestsiz Kur’an’a dokunmanın haram olduğunda alimlerin ittifakı, icmaı vardır. İmam-ı azam, İmam-ı Malik, İmam-ı şafii, İmam-ı Ahmed b. Hanbel de aynı görüştedir.(bk. Nevevî, el-Mecmu, 2/72)

- Bununla beraber, çocuklar ve kadınlar Kur’an’ı öğrenmeye çalışırken, zorluk olduğu takdirde abdestsiz bu talimi yapabileceklerine dair alimlerin fetvası da vardır.

Ancak şunu da unutmayalım ki, “abdest” çok zormuş gibi bir bahane üreterek Kur’an’dan uzak durduğunu iddia edenler, bu iddialarını ispat etmekle mükelleftir. Çünkü bu işi gerçekten öyle zor bir iş değildir.

g) Demonlar konusu bizim uzmanlık alanımız değildir. Ruh çağırmalar, cin çağırmalarla ilgili seansları düzenlemek bizim uzağımızda olan işlerdir.

Yalnız şunu diyebiliriz ki, bu konuda -sizin dediğiniz gibi-, “Kur’an’ın yapraklarını yakmak” gibi bir öneri olursa bu dini bir risk taşımaktadır. Allah korusun böyle bir şeye yeltenmek bir anda insanı din dairesinin dışına atabilir. Çünkü, süfli bir arzu için Allah’ın kitabını tahkir etmek, Allah’a karşı -en hafif tabirle- saygısızlık anlamına gelir ve çok tehlikeli bir eylemdir.

- Ruh çağırma seanslarında asıl devrede olanların cin ve şeytanlar olduğunu Bediüzzaman Hazretlerinden öğrenmiş bulunuyoruz. (bk. Sözler, s.  258)

İlave bilgi için tıklayınız:

Mekke'de doğan bir çocukla, dünyanın herhangi bir yerinde doğan ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun