Allah bize öyle bir akıl verseydi ki, onunla dinin her konusunu kolaylıkla anlasaydık olmaz mıydı?

Tarih: 09.09.2015 - 00:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

Bir ateistin iddiası:
- Dinde bazı derin konularda bizim aklımızın algılayamayacağını yalnızca Allah'ın bildiğini söylüyorsunuz. O zaman Allah bizim aklımızı ona göre yaratsaymış, sonra sorgulandığımızda aklımızın anlamadığı şeyler yüzünden ateist olduk diye bizi sonsuz ateşte yakacağını söylüyor.
- Bu ne yaman bir çelişki?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Önce şunu unutmamak gerekir ki, Allah insanı imtihana tabi tutmuştur.

İmtihanda herkesin kazandığı veya herkesin kaybettiği bir durum olamaz. O zaman imtihan olmaz.

Bu sebepledir ki, Allah bu imtihanda akla kapı açar fakat onun özgür iradesini elinden almaz.

Bunun anlamı şudur: İmtihana tabi tutulan herkese imtihanı kazanabilecek bir seviyede akıl verilmiştir. Ancak bazıları akıl potansiyellerini nefsin duygusal istek ve arzularının gerisinde bıraktıkları için yanlış yolu seçmeyi tercih ederler.

- İmtihanda en az iki ihtimalin bulunduğu sorular söz konusudur. Özellikle iman esaslarının geniş alanı pek çok ihtimalleri barındırmaktadır. Fakat her zaman doğruluk ihtimali en güçlü olanı karşımıza çıkmayabilir. Bu durumda teslimiyetin devreye girmesi gerekir.

Örneğin; verdiği gaybi haberleriyle Allah’ın sözü olduğu çok açık olan Kur’an’ın bu semavi kimliğini kabul ettikten sonra, bizce kapalı olan bazı ayetlerin hakikat kapılarını açamayabiliriz. İşte o zaman genel olarak aklımızla kabul ettiğimiz Kur’an’ın ilahi kimliği bize kâfidir.

Biz şunu demeliyiz:

“Ben aklımla Kur’an’ın Allah’ın sözü olduğunu ve Hz. Muhammed (asm)’in hak peygamber olduğunu kabul etmişimdir. Öyleyse bu iki kaynakta yalan ve yanlış olamaz. Ben dünyada milyonlarca şeyin hakikatini bilmediğim gibi, Kur’an’ın da bazı hakikatlerini bilemeyebilirim. Her şey benin malumatıma tabi değildir… Bana düşen iman ettiğim İslam dinine teslim olmaktır. Çünkü bu dinde akıl ile bilinenler yanında teslim olmayı gerektiren şeyler de vardır…”

 “Allah bize öyle bir akıl verseydi ki, onunla dinin her konusunu kolaylıkla anlasaydık olmaz mıydı..?” gibi sorular, yerinde değildir. Çünkü eğer herkes hemen kısa yoldan aklını kullanıp imtihanı kazansaydı, bu imtihan, imtihan olmaktan çıkacaktı. O zaman bu imtihanın kaybedeni olmazdı.

Halbuki, Allah sonsuz adaletini göstermek için açtığı bu imtihanda, sadece aklı değil, insanı değişik duyguları ve hisleri ile de imtihan etmektedir. Kimin nesine, kimin rabbine teslim olduğunu görmek ister. Kimin ilmiyle kazandığı, kimin cehaletiyle kaybettiğini görmek ister. Onun için herkese özgür bir irade vermiştir.

- İman ettiği halde, insanların büyük çoğunluğunun imanına rağmen, Allah’a karşı isyan etmeye devam etmesi, imtihanın yalnız akılla ilgili olmadığının açık göstergesidir. Nice insanların aklı “Bu iş günahtır, cezası vardır, işleme!” dediği halde, başka duygularının baskın gelmesiyle o işin hazır lezzeti için isyan etmekten çekinmez.

“Herkesin imtihanı kazanacak şekilde donatılması” demek, “hiç kimsenin imtihana tabi tutulmaması” ile/veya “herkese özel kitap göndermek” ile eş değerdir.

Bu ise ne ilmin izzetine, ne adaletin haşmetine ne iyi ile kötüyü ayırma hikmetine ne de imtihan sırrına uyar.

İlave bilgi için tıklayınız:

İslam dini mantık dini midir? 
Din akılla (beyinle) yaşanılır mı?
İslamiyetin tek doğru din olduğu kanıtlarla ve akılla anlaşıldığı halde ...
İslam dininin mantık ve bilime bakışı nasıldır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun