Allah, Allah ismiyle de anlatılmaz değil mi?

Tarih: 07.02.2016 - 10:44 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah aslında Allah ismiyle de anlatılmaz değil mi?
- O kadar kudretlidir ki bu isimlere de benzemez diye bir düşünce geliyor aklıma. Örneğin üstünlük çok ya da az bu kavramları Allah ile kıyaslayamayız diye düşünüyorum. O öyle bir varlıktır ki Allah kelimesi bile onu anlatmaya yetmez eksik kalır diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum?
- Hatta kudretli derken bile bu kelimelerle de kıyaslanamayacağını düşünüyorum.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Allah lafza-i celal, bütün isim ve sıfatları içine alan bir ism-i azamdır; sonsuz kudreti, sonsuz ilmi, hülasa bütün sıfatları sonsuz olan bir Zatı tanıtır.

Allah’ın Zat-ı Akdesi ile bu isim arasında gereken münasebeti kuramıyorsak, bu, bizim “Allah” lafza-i celalini hakkıyla kavrayamadığımızdandır.

- Allah lafza-i celalin, bütün isim ve sıfatları içine alan bir ism-i azam olarak Zat-ı Akdesin çok kapsamlı bir özel ismi olduğunu gösteren bazı delilleri şöyle sıralamak mümkündür:

a) İslam öncesi dönemlerde de müşrik olan Araplar tarafından Allah lafza-i celal Allah’tan başkası için kullanılmamıştır. Araplar, putlar için “ilah” vasfını kullandıkları halde, onlar için bu ismi kullanmamaları, kadimden beri “Allah” lafza-i celalin “Vacibu’l-vücud”un Zat-ı Akdesine özel isim olarak kullanıldığını gösterir.

“(Resulüm!) Eğer onlara (Arap müşriklerine), ‘Gökleri ve yeri kim yarattı; güneşi ve Ay’ı kim müsahhar kıldı / bu şekilde istihdam etti?’ diye soracak olursan, hiç şüphesiz 'Allah' diyecekler...” (Ankebut, 29/61),

“Allah göklerin, yerin ve aralarındakilerin -yegâne- rabbidir. O halde ona kulluk et ve sabırla ona ibadet etmeye devam et! Allah ismiyle anılan başka birini bilir misin / varlıkta bu isimle isimlenmiş başka biri var mı?” (Meryem, 19/65)

mealindeki ayetlerde bu gerçeğin altı çizilmiştir.

b) Kur’an’da bütün isimler “Allah” lafza-i celale nispet edilmiştir. Bu da lafza-i celalin, bütün güzel isim ve sıfatlara sahip olan vacibu’l-vücudun özel ismi olduğunu göstermektedir.

“Güzel isimler Allah’ın dır, öyleyse onlarla Onu çağırın!..” (A'raf, 7/180)

mealindeki ayette bu gerçeğe işaret edilmiştir.

- Keza, “De ki: İster(Zat-ı Akdesi) Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın, hangisiyle çağırırsanız (Onu çağırmış olursunuz), çünkü güzel isimler Onundur.” (İsra, 17/110) mealindeki ayette de öncelik “Allah” lafza-i celale verilmiştir.

İkinci sırada yer alan Rahman ismi de bu sıralamadaki konumu itibariyle Vacibu’l-Vücudun ikinci özel ismi olarak kabul edilmiştir. Bu sebepledir ki, bu iki isimle isimlenmek asla caiz değildir.

c) Kur’an’da bütün dikkatleri Zat-ı Akdese çevirirken “Allah” ism-i celili kullanılmıştır.

Bu konuda birçok ayet vardır. Misal olarak şu ayetin mealini vermekle yetineceğiz:

“Resulüm! ‘Allah’ de; sonra bırak onları (inkârcıları) daldıkları yerde (dalalet vadilerinde) oyalanıp dursunlar.” (Enam, 6/91)

Burada Hz. Peygamber bütün benliğiyle rabbine teveccüh etmesi, yönelmesi emredilmiştir. Bu teveccühün kıblesi olan Zat-ı Akdes yerine “Allah” lafza-i celal zikredilmiştir.

d) Allah’ın Zat-ı Akdesinin mahiyeti bilinmediği gibi, “Allah” ism-i celilin de hangi kökten türediği kesin olarak bilinmez. Manası esas alınarak “ELH” ve benzeri köklerden türetildiğini söyleyen alimler yanında, İmam Şafii gibi bazı büyük alimlere göre, bu isim müştak /türetilmiş olmayıp, yalnız Zat-ı Akdes için kullanılmış “Mürtecel” bir alemdir. Yani daha önce hiç bir varlık için kullanılmamış, başka bir kelimeden türetilmemiş, doğrudan Vacibu’l-vücud’un özel ismi olarak kullanılmıştır.

Bu durum da bu isim ile Zat-ı Akdes arasında güçlü bir münasebetin olduğunu, Onun bilinmez mahiyeti dahil, bütün sıfatlarına delalet ettiğini göstermektedir.

e) İhlas suresinde “De ki: O Allah'tır, birdir, Allah Samed'dir.” mealindeki ifadelerden anlaşılıyor ki, Allah lafza-i celal tam Zat-ı Akdesi tarif etmektedir.

Bu konuda onlarca ayet vardır.

- Sonuç olarak diyebiliriz ki, soru soranın düşüncesi kendi iç aleminde kaldığı sürece fazla bir sakıncası olmayabilir. Fakat, onu sürekli öyle düşünmek, seslendirmek, başkalarıyla paylaşmak ciddi sorunlara sebep olabilir. Çünkü, insanlar, “Allah” lafza-i celali  doğrudan Zat-ı Akdes olarak tasavvur ediyorlar. Şayet bu bağlantıya sebep olan bir düşünce hâkim olursa -Allah korusun- kişinin temelden akidesini sarsabilir.

Aklın midesini bulandırmamak için konuyu fazla açmaktan kaçınıyoruz...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun