Kocası ölen kadın doğum yaparsa, hemen evlenebilir mi?

Tarih: 26.07.2016 - 05:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Aşağıda vereceğim iki hadis arasında bir çelişki yok mu?
- İlk hadiste; Ebu’s Senabil, Sübeya isimli kadınla evlenmek için gidiyor fakat evlilik teklifi red edilince Sübeya’ya dört ay on gün engelini çıkarıyor.
- İkinci hadiste ise; Ebu’s Senabil evlilik teklifi için Sübeya’ya gitmiyor tesadüfen Sübeya’yı süslü görünce evlenmek istediğini anlıyor sonra Sübeya’ya dört ay on gün engelini çıkarıyor. Bu bir çelişki değil mi?
- Birincisinde: Ebu’s Senabil b. Ba’kek Sübeya ile evlenmek istedi. fakat Sübeya bu teklifi kabul etmedi Bunun üzerine Ebu’s Senabil senin dört ay on gün iddet beklemeden evlenmen helâl değildir dedi. Yirmi gün sonra çocuk doğurdu ve Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek durumunu sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de “Evlenebilirsin” buyurdu. (İbn Mâce, Talak: 8; Tirmizî, Talak: 18)
- İkincisinde: Sübeya beni Amir’den Sa’d b. Havle’nin nikahı altındaydı, kendisi Bedir savaşına katılan sahabelerdendi. Kendisi hamile iken kocası veda haccında vefat etti. Kocasının ölümü üzerinden pek geçmeden doğum yaptı. Nifastan kurtulunca dünürcü olanlara karşı süslendi. Bu esnada Abduddar oğullarından Ebu’s Senabil adında biri onun yanına girmişti. Ona dedi ki: Hayrola süslenmişsin, evlenmek istiyorsun herhalde. Vallahi dört ay on gün geçmeden evlenemezsin” Sübey’a diyor ki Ebu’s Senabil, böyle söyleyince o akşam elbisemi giyinip Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve evlenip evlenemeyeceğimi sordum. Rasûlullah (s.a.v)’de çocuğu doğurduktan sonra evlenebileceğimi söyledi. Dünürcü olursa evlenmemi istedi. (İbn Mâce, Talak: 8; Tirmizî, Talak: 18)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu hadislerde bir çelişik ve zıtlık yoktur. Anlatımlar farklı olsa da her ikisi de aynı olaydır. Nitekim Buhari’de geçen şu rivayet konuya açıklık getirmektedir:

Buhari, bu hadisi, Zeyneb bint. Ebi Seleme yoluyla Hz. Peygamber (asm)'in hanımı olan Hz. Ümmü Seleme'den (şu şekilde) nakletmiştir:

“Eslem kabilesinden Sübey'a adından bir kadın, (Mekke'den hicret etmesinin ardından Mekke'de ölen) kocası (Sa'd ibn Havle)’nin nikahı altında idi. Kocası öldüğü zaman, kadın hamileydi. (Kadın çocuğunu doğurunca,) Ebu's-Senabil ibn Ba'kek  (adında birisi) bu kadınla evlenmek istedi. Kadın, bu adamla nikahlanmayı kabul etmedi.

Ebu's-Senâbîl, (kadının, başka isteyenleri için) süslendiğini görünce, (kadına):

Vallahi, sen, iki müddetin sonuncu (uzun) olanını iddet beklemedikçe, o kimseyle evlenmen uygun olmaz, dedi.

Kadın, (çocuğu doğurmasının ardından) on geceye yakın (daha iddet) bekledi. Sonra Peygamber (asm)'e gelip (artık evlenip evlenemeyeceğini) sordu. Peygamber (asm), ona:

(Çocuğu doğurman sebebiyle artık bir başkasıyla) evlenebilirsin, buyurdu.” (Buharî, Talak 39, Tefsiru Sure-i Talak 2)

Müslim'in konu ile ilgili bir rivayeti de konunun aynı olay olduğunu ve aralarında bir çelişkinin bulunmadığını göstermektedir:

“Abdullah ibn Abbas ile Ebu Hureyre'ye, kocası ölen hamile kadının iddeti soruldu.

Abdullah ibn Abbas: (Kadın,) iki müddeti (ölüm iddeti ile hamilelik iddeti)nin uzun olanı kadar (iddet bekler), dedi.

Ebu Hureyre: Çocuğunu doğurunca, (iddet biter. Başka bir erkekle evlenmesi) helal olur, dedi.

Bunun üzerine Ebu Seleme ibn Abdurrahman, Peygamber (asm)'in hanımı Ümmü Seleme'nin yanına gidip bu meseleyi ona sordu.

Ümmü Seleme: Sübey'a el-Eslemî, kocası öldükten on beş gün sonra (çocuğunu) doğurdu. Onunla, biri genç ve diğeri de yaşlı iki kişi evlenmek istedi. Kadının gönlü, gence meyletti.

Yaşlı: Daha (iddetin) bitmedi, dedi.

Kadının ailesi, seyahatte idi. (Kadının ailesi seyahatten) dönünce, yaşlı adam, (diğerinden önce davranarak) kadını kendisine vermelerini onlardan rica etti. Bunun üzerine kadın, Resulullah (asm)'e gel(ip durumu ona bildir)di. Resulullah (asm), ona: (İddetin bitti. Artık bir başkasıyla evlenmen) helal oldu. İstediğin kimseyle evlen, buyurdu." (Müslim, Talâk 57, 1485)

Yani kadının, çocuğu doğurmakla iddeti dolmuştur. Artık bir başkasıyla evlenebilir.

Hadiste geçen “İki iddetten biri” kocası ölen kadının iddetidir; bu süre, dört ay on gündür. İkincisi, hamile kadının iddetidir ki, bu süre ise çocuğu doğuruncaya kadardır.

Hamile iken kocası ölen bir kadının iddeti, çocuğunu doğurunca sona erer. İmam Malik, İmam Şafi, İmam Ahmed, Hanefiler, Abdullah ibn Ömer ile Abdullah ibn Mesud bu gö­rüştedirler. Delilleri,

"Hamile kadınların (idelet) bekleme süresi, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır." (Talâk, 65/4)

ayeti ile konumuzla ilgili hadistir. Dolayısıyla hamile iken kocası ölen kadının iddet beklemesi, bu ayetin içerisine girmektedir.

Kocası ölüp fakat hamile olmayan kadınların iddetlerini ne kadar bekleyecekleri meselesi ise,

"Sizlerden vefat edip de geride hanımlarını bırakanlar yok mu? O kadınlar, bizzat dört ay on gün iddet bekler." (Bakara, 2/234)

ayetinin içerisine girmektedir.

Hamile iken kocası ölen bir kadın, çocuğunu doğurduğu andan itibaren nifas/lohusa kanı henüz kesilmemiş bile olsa evlenebilir. Fakat nifas kanından temizlenmedikçe kocasıyla cinsel ilişkide bulunamaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun