Tecavüze uğrayan kadına ceza verilir mi?

Tarih: 13.08.2017 - 00:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Verilirse neden veriliyor, burada kadının suçu ne?
- Evliyse nikah bozulur mu?
- Böyle bir durumda aile ve çevrenin tutumu nasıl olmalıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Tecavüze uğrayan kadın, zaten mağdurdur; ona ceza verilmez. Ailenin de onu suçlu görmemesi gerekir.

- İslam hukukunda “ikrah” kavramı cebir için kullanılır.

İster erkek, ister kadın herhangi bir suça zorlanırsa, özgür iradesi dışında cereyan eden bu suçtan dolayı sorumlu olmaz.

- Sorudaki “tecavüze uğrayan kadın” ifadesinden de bunu anlıyoruz. Yani rızası dışında kendisine zorla, tehditle tecavüz edilmiş bir kadının durumu söz konusudur. Ölümle veya büyük işkenceyle tehdit edilen veya kaba kuvvetle boyun eğdirilen bir kadının, arzu ve iradesi dışında cereyan eden böyle bir tecavüzden ötürü suç işlemiş sayılmaz. Ceza zaten uygulanmaz. Çünkü,

“Suçun sübutuna dair ufak bir şüphe bile varsa, hadleri/cezaları tatbik etmeyin.” (Münavi, Feyzu'l-Kadir 1, 227)

manasındaki hadisin emri budur.

Cebir kullanılarak kadına sahip olunmuşsa, bu durum “suçun sübutuna dair” bir şüphe değil, “suçu işlenmediğine dair” kesin bir delildir. Çünkü suç özgür iradeye bağlı olarak tahakkuk eder.

- Hatta Hanefi, Şafii, Hanbeli alimlerinin cumhuruna göre, kocası olmayan dul bir kadın hamile kalsa, bununla beraber zina etmediğini söylese ve şahitlerle de bu suç ispat edilmezse, bu kadına zina cezası tatbik edilmez. Çünkü, kadın uykuda iken, bir hastalıktan dolayı kendinde değilken, yahut rızası dışında cebren tecavüze uğrama ihtimali vardır. (krş. el-Mevsuatu’l-Fıkhıye, 24/42)

Nikah konsuna gelince:

Eşlerden birinin/kadın veya erkeğin isteyerek veya istemeyerek zina suçu işlemeleri nikah akdinin bozulmasına neden olmaz. Böyle bir durumda birlikteliği devam ettirip ettirmeme hususu, onların mizaçlarına, hazmetme güçlerine, çocukların varlığı gibi başka nedenlere bağlı olarak bir seyir takip edebilir.

- Eğer çocukları varsa, ayrılmaları durumunda onlar mağdur olacaklarsa veya aileler arasında başka kötü olayların çıkmasına sebep olacaksa, yakın çevrelerin, söz konusu ailenin devamına yönelik telkinlerde bulunmaları daha hikmetli ve akıllıca bir davranış olur.

Zira, Allah katında tövbe kapısı her zaman açıktır. Allah’ın affettiği bir kimseyi insanların da affetmeleri, bu suçu yaymayıp, gizlenmesine gayret etmeleri, çok daha iyi olur.

Kaldı ki, İslam dininde böyle bir suçun ispatı -ikrarın dışında- dört şahide bağlanması, hiç kimsenin bu konuda lüzumsuz yere ileri-geri konuşmamasına kuvvetli bir uyarıdır. Yeter ki, şeytana uyanlar da gerçekten pişman olup tövbe etsinler, bir daha böyle bir günaha bulaşmama noktasında kesin kararlı olsunlar...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun