Uzak Doğu ülkelerinde ilahi esinti neden hissedilmiyor?

Tarih: 27.04.2017 - 01:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah bize Kuran'da her millete kendi lisanıyla peygamber gönderdiğini bir kaç kere bildiriyor. Ve az çok çoğu ülkede bu ilahi esinti hissediliyor. Ama Japonya, Çin, Kore gibi bazı ülkeler bu gibi esintilerden çok uzak gibi. Bunun hikmeti acaba ne olabilir?
- Yani Allah oralara uzun süredir belki de Hz. İsa zamanından beridir neden peygamber göndermemiş olabilir?
- Eğer en azından Hz. İsa zamanında bir peygamber gönderilmiş olsaydı bu az da olsa hissedilmez miydi?
- Çünkü baktığımızda hep batıl inançlara sahipler ve Konfüçyüs'ten başka peygamberlik vasfını az da olsa taşıyan birisi yok. Acaba Allah'ın buralara uzun bir süre peygamber göndermemesinin hikmeti ne olabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Uzak Doğudaki batıl inançların varlığı, oralara peygamberlerin gelmediğini göstermez.

Bugün, İslam alemi, Musevi ve İseviler aleminin yüzlerce batıl inancı yaşamakta olduğu bir gerçektir. Dinleri yaşamakta olduğu halde bu üç semavi din mensupları bu kadar batıl inançlar barındırıyorsa, başka bölgeler için bunu fazla görmemeliyiz.

- Bir mümin olarak “Allah bize Kur'an'da her millete kendi lisanıyla peygamber gönderdiğini birkaç kere bildiriyor.” dedikten sonra, aksine bir düşünceye kapılmak çok ayıp olur.

- Her bölgede iki manzara vardır:

Birincisi, gözle görülen yaşam tarzının sergilendiği fizik alemdeki manzaralar...

İkincisi ise, gözle görülmeyen, tarihi, dini, fikri olup, kalplerde, akıllarda, mezarlarda hissedilen fizik ötesi alemdeki manzaralar.

Bir bölgenin fiziksel manzaralarına bakıp “dinin oraya uğrayıp uğramadığını” tespit etmek çok zor, belki imkânsızdır.

Bu farklı dünyayı kendi Ülkemizde bile gittiğimiz farklı şehirlerde doğru tespit etme imkânına sahip değiliz. Çünkü insan olarak görünürdeki manzaralarla haşir neşir olduğumuz için oranın kültürünü, dini cephesini, ahlak yönüyle pek ilgilenmeyiz

- İmam Rabbani’nin bildirdiğine göre, Hint kıtasında / Uzak Doğuda yüzlerce peygamber gelmiştir. Onun açıklamasına göre,

“Hindistan’da görülen Allah’ın sıfatları ve onları tenzih ve takdis eden bazı bilgilerin ve daha başka önemli bilgilerin gerçek kaynağı o peygamberlerdir.” (bk. Arapça, el-Mektûbât, 259. Mektup, 1/313-315)

- Konula ilgili Bediüzzaman Said Nursi’nin ifadeleri de şöyledir:

“Hindistan'da çok nebiler gelmiştir. Fakat bazılarının ya hiç ümmeti olmamış veyahut mahdud birkaç adama münhasır kaldığı için iştihar bulmamışlar veyahut nebi ismi verilmemiş.” (bk. Mektubat, s. 386)

Demek ki bugünkü dinlerin veya uygarlıkların ortaya koydukları güzel bazı maddi ve manevi değerlerin ve bilgilerin kaynağı o peygamberlerdir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun