Zekatın farz olması için bir yıl geçmesi gerekir mi?

Tarih: 29.11.2017 - 01:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Zekat verilecek olan malın bir yıl bekletilen maldan verilmesi hükmünün kaynağı nedir?
- Bir kişi zekat vermemek için malını bir yıl içinde sürekli bekletmeden harcasa caiz midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Zekatı verilmesi gereken mallarda aranan şartlardan biri, o malın üzerinden bir kamerî yılın geçmiş olması şartıdır ki, buna fıkıh ilminde “havelânü’l-havl” tabir edilir.

Hz. Peygamber Efendimiz (asm), “Üzerinden bir -kamerî- yıl geçmedikçe, o malda zekat yoktur.” (İbn Mâce, Zekât, 5) buyurmuştur.

Fakihler, Hz. Peygamber (asm) ve Hulefâ-yi Râşidîn devirlerindeki zekat uygulamalarından hareketle, altın ve gümüş para, ticaret malları ve hayvanlarda zekatın farz olması için “havelânü’l-havl”i şart koşarlar.

Toprak ürünlerinin zekâtı hasat mevsimi ödeneceğinden, onlarda bu şart söz konusu değildir.

Madenlerin ve definelerin zekâtı ise, elde edildikleri zaman ödenir; bunların üzerinden bir sene geçme şartı aranmaz.

Zekata tâbi olan malların, “havelânü’l-havl” şartına göre iki grupta toplandığı görülmektedir.

Birinci grupta zekatın farz olması için “üzerinden bir kamerî senenin geçmesi” şartı aranan para, ticaret malları ve hayvanlar, ikinci grupta ise bu şartın aranmadığı toprak mahsulleri, maden ve defineler yer alır.

Zekat mallarından üzerinden bir yıl geçme şartı arananlarla, böyle bir şart koşulmayan mallar arasındaki farkın yorumu şöyle yapılmaktadır:

Havelânü’l havle tabi mallar ancak bir senede nemalanır, yani artar, çoğalır, kâr ve gelir getirir. Hayvanlar bu müddet içinde yavrulamak suretiyle çoğalır. Ticarî yatırımlar kâra dönüşebilir.

Toprak ürünleri ise hasat mevsimine kadar kendileri gelişme gösterir. Bundan sonra artık eksilmeye doğru gider; çoğalsın diye elde bulundurulmaz. Madenler de yerden çıkarılıp işlenmekle kâr elde edilir. Bu yönüyle madenler, toprak ürünleri gibidir.

Zekat mallarının bir kısmında sene geçme şartının arandığı bir kısmında aranmadığı konusunda görüş birliğine varan fakihler, zekatın farz olma sebebi olan nisabın bu sene içinde ne zaman bulunması gerektiği, ayrıca yeni kazanılan mallarda (mal-i müstefad) süre şartının aranıp aranmayacağı konularında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

Hanefîlere göre; bir malda zekatın farz olabilmesi için, o malın hem sene başında ve hem de sene sonunda nisaba ulaşmış olması şarttır. Bir kimse sene başında nisab miktarına ulaşan bir mala sahip olsa, bu mal sene içinde nisabın altına düşse, hatta tamamen tüketilse, fakat sene sonunda yine nisab miktarına ulaşsa, sene sonu hesabıyla zekâta tâbi olur.

Meselâ, demir ticareti yapan bir tüccarın deposunda sene başında yüz ton demir varken, sene içinde bunların bir kısmını satış yoluyla tüketse ve yerine elli ton demir alsa, sene sonundaki bu demir ile kasa mevcudunun zekâtını vermekle mükelleftir.

Şâfiîlere ve Hanbelîlere göre; nisabın bütün sene boyunca bulunması gerekir. Bir mal sene içinde nisabın altına düşerse, ona zekat farz olmaz. Bir kimse sene başında nisab veya nisab miktarını aşan bir mala sahip olsa, sene içinde satış ve hibe gibi yollarla bu mal nisabın altına düşse, o kimse nisab miktarı mala sahip olana kadar zekatla mükellef değildir. Zekât miktarı mala sahip olduğu zaman sene geçme şartı tekrar başlar. Ancak sene içinde elde edilen ticarî kârlarla, sene içinde doğan hayvanlar bundan müstesnadır. Bunlar ana mallara tâbidir.

Mal-i müstefad; önceden yok iken sonradan ferdin mülkiyetine geçen maldır. Maaş, ücret, ikramiye, geçici kazançlar, bağışlar, miras yoluyla edinilen servet vb. mâl-i müstefad kapsamına girer. Bu tür gelirlerle ilgili başlıca hükümler şunlardır:

Mâl-i Müstefâd ile İlgili Hükümler:

1. Mâl-i müstefâd: Ticaret mallarının kârı, hayvanların yavruları gibi sahip olunan malların nemalandırılması sonucu ise, eldeki eski mala eklenir. Bir yıl şartı da eldeki eski malın üzerinden bir yıl geçmesi ile gerçekleşmiş olur. Bu konuda fakihler arasında görüş ayrılığı yoktur.

2. Mâl-i müstefâd eldeki malın cinsinden değil ise, cumhura (fakihlerin çoğunluğuna) göre ayrı hükümdedir. Ne nisabı tamamlamak ne de yıl şartının gerçekleşmesi için eldeki mala eklenir. Meselâ, nisab miktarı deveye sahip olan bir kimse, yıl içinde sığır satın alsa, sığır için de ayrıca bir yıl beklemesi gerekir.

3. Mâl-i müstefâd; ticarî kârlar ve hayvan ürünlerinin dışında, fakat elde bulunan nisab miktarı malın cinsinden ise; Hanefîlere göre bu mal eldeki mala eklenerek hepsinin üzerinden bir yıl geçince zekâta tâbi olur. Meselâ 5 milyon liralık demir stoku bulunan tüccarın sene içinde eline satış veya bağış yoluyla 50 milyon liralık demir geçse, sene sonunda 55 milyon liralık mal varlığının zekâtını vermesi gerekir.

Bu konuda Hanefîlerin görüşü ağırlık taşır. Çünkü özellikle günümüzde ticaret sektöründe bir sene içinde pek çok mal el değiştirmekte, kâr ve zarar sene sonu hesaplarında ortaya çıkmaktadır. Hangi malın ticareti yapılırsa yapılsın, zekâtın matrahı sene sonundaki mal varlığı olmalıdır. (bk. İslam İlmihali 1, Zekat Bölümü, TDV Yayınları)

İlave bilgi için tıklayınız:

Üzerinden bir yıl geçmeden harcanan mala zekat düşer mi ...
Zekatı bir yıl dolmadan peşin olarak verebilir miyim? ...
Ticaret mallarının zekâtı nasıl verilir; yıl içerisindeki artışlara göre mi ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun