Zor durumda diliyle inkar etme ruhsatı neden geç söylenmiş?

Tarih: 21.12.2020 - 15:43 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sahabilerin bazıları müşriklerden işkence görmüştür. Mesela, Amr’ın babası Yasir’e ve Yasir’in karısına büyük işkenceler yapılmış.
- Neden Peygamberimiz onlara "dilinle bir anlık küfür söylemenin ruhsat" olduğunu söylememiş?
- Amr kendisinin böyle yaptığını söyleyince ona "kalbinle küfrü tasdik etmediğin için" zararı yoktur demiş.
- Peki bunu önce söylese olmaz mıydı?
- Yani müminlere bunu söyleseydi ve müminlerde işkencelere maruz kalmasaydı...

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Ammar’ın anne-babası birer köle olarak sahiplerinin yanındadırlar. Hz. Peygamber (asm) o anda yanlarında olmadığı için, böyle bir ruhsattan da söz edilmemiştir. O günkü çok zor şartlarda cereyan eden işkence olaylarından haberdar olsa bile, Hz. Peygamberin (asm) onları arayıp bulması ve gereken talimlerde bulunma imkanı doğmamıştır. 

Ancak, Hz. Ammar anne-babasının perişan hatta şehadet durumlarını gördükten sonra, aynı vahşice işkencelere maruz kalmakta olduğunu ve bunun sonucunda ölümün de olabileceğini düşünerek, bir mümin olarak kendini kurtarma adına ruhsatları kullanmıştır.

Hz. Ammar daha sonra Hz. Peygamber (asm) ile görüştüğünde kullandığı ruhsatı ona arz etmiş ve o da bunun doğru bir taktik olduğunu kabul etmiş, bir daha başına geldiğinde aynı şeyleri söyleyebileceğine izin vermiştir. Ve bunun üzerine şu mealdeki ayet nazil olmuştur:

“Kalbi imanla dolu olarak mutmain iken, dini inkar etmeye mecbur bırakılıp da yalnız dilleriyle inkar sözünü söyleyenler hariç, kim imanından sonra Allah’ı inkar ederek gönlünü inkara açar, göğsüne küfrü yerleştirirse, onlara Allah tarafından bir gazap, hem de müthiş bir azap vardır.” (Nahl, 16/106)

Bununla beraber, bu bir ruhsattır, bu ruhsatı kullananlar sorumlu olmazlar. Ancak bu ruhsatı kullanmayıp, şehadeti tercih edenler de olabilir.

Nitekim peygamberlik iddiasında bulunan sahtekar Müseylime’nin ashaptan iki kişiyi kaçırıp kendisinin peygamber olduğunu beyan etmelerini istemesi üzerine biri ölümü göze alıp direnmiş ve öldürülmüş, diğeri istenen yönde beyanda bulunmuş, bu haber Resul-i Ekrem’e (asm) ulaşınca birincinin iki kat sevap elde ettiğini, ikincinin ise dinen tanınan ruhsatı kullandığı için günahkâr olmadığını belirtmiştir.

Yine müşrikler tarafından kaçırılıp putlarını tanrı olarak kabul etmesi istenen Hubeyb b. Adi’nin bu talebe karşı direnip öldürüldüğü haberi gelince Hz. Peygamber (asm) onun şehitler arasında seçkin bir yere sahip olduğunu ve cennette kendisinin refiki olacağını bildirmiştir. (Bu olaylarla ilgili farklı rivayetler için bk. İbn Ebû Şeybe, 6/473; Abdülazîz el-Buhârî, Keşfü’l-esrar, 2/316-317)

İlave bilgi için tıklayınız:

Nahl Suresi 106. Ayette geçen "Kalbi imanla dolu olarak mutmain ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun