Tevrat, İncil ve Kuran'da olanlara aynı anda nasıl uyulabilir?

Tarih: 23.08.2023 - 12:27 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Önceki kutsal kitaplarda değişiklikler ve neshler varken, Tevrat, İncil ve Kur'an'da olanlara aynı anda nasıl uyulabilir?
- Lütfen Maide Suresi 5/68'i açıklar mısınız, bugün bir Hıristiyan Tevrat, İncil ve Kur'an'da olanları nasıl takip edebilir?
- İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilir:  Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hepsi de Yahudi olan Rafi' Bin Harise, Sellam Bin Mişkem, Malik Bin El Seyf ve Rafis Bin Harimla'ya geldi ve ona şöyle dediler:
"Ey Muhammed, sen İbrahim'in inancı ve dini üzere olduğunu iddia etmiyor musun, Tevrat'ta bizim için var olana inanmıyor musun ve onun Allah'tan gelen gerçek olduğunu itiraf etmiyor musun?" diye sordular: "Elbette inanıyorum, fakat siz onda bulunanları, sizinle yapılan sözleşmeden çıkardınız, inkâr ettiniz ve insanlara tebliğ etmekle emrolunduğunuz şeyleri gizlediniz; ben ise sizin çıkardığınız şeylerden masum ve beriyim. Onlar: "Biz elimizde olanla amel ederiz, biz hak ve hidayet üzereyiz, sana inanmayız ve sana uymayız." dediler. Bunun üzerine Allah vahyetti:
 {De ki: "Ey kitap ehli (Yahudiler ve Hıristiyanlar)! Siz Tevrat'a, İncil'e ve Rabbinizden size indirilene (Kuran'a) uymadıkça, (hidayet bakımından) hiçbir şeye sahip olamazsınız." Şüphesiz Rabbinden sana indirilen (Kur'an), onların çoğunun azgınlıklarını ve inkârlarını artırmaktadır. O halde kâfirler topluluğu için üzülme!" (5/68)}

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İmam Taberi “Ehl-i kitap, farklılıklar taşıyan ve aralarında nesih (yürürlükten kaldırma) ilişkisi bulunan Tevrat, İncil ve Hz. Muhammed’e indirileni bir arada nasıl uygulayabilirler?” şeklinde hatıra gelebilecek soruyu şöyle cevaplar:

Bunlar arasında bazı hüküm farklılıkları bulunsa bile, hepsi Allah’ın elçilerine iman etmeyi ve onların Allah katından getirdiğini yürekten onaylamayı emretme noktasında birleşmektedirler.

Tevrat, İncil ve Hz. Muhammed’e (asm) indirileni birlikte uygulamalarından maksat ise, bunların içeriklerini (Allah katından olduğunu) yürekten kabul etmek, hepsinin birleştiği hükümleri uygulamak, farklı hükümler bakımından da kendisine uymanın farz kılındığı dönemle sınırlı olarak her birine göre amel etmektir [Camiu’l-beyân (Şâkir), 10/462-463].

- Soruda da geçtiği üzere, Tevrat ve İncil de Allah’ın indirdiği iki kitaptır. Allah’ın indirdiği her şey haktır ve doğrudur. Ancak Kuran’da da işaret edildiği üzere, Tevrat ve İncil’in bazı hakikatleri tahrip ve tahrif edilmiştir.

a) Yahudi ve Hristiyanların, İslam inancına ve hükümlerine uygun olanlar tasdik edilir. Örneğin “Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir / aynı ilahtır.” (Ankebut, 29/46) mealindeki ayette evrensel tevhid hakikatinden söz edilmiştir. 

Demek ki, İslam hükümlerine uygun olan ehl-i kitabın inancı tasdik edilir. Çünkü bu aynı zamanda Kuran’ı tasdiktir. Namaz, oruç, zekât gibi hükümlere Müslümanların da ehl-i kitabın da uyması gerekir.

b) İslam hükümlerine uymayan konularda ehl-i kitap Kuran’a uymak zorundadır. Zira Kuran en son kitaptır, eski vahiylerin hakikatlerini de ihtiva etmektedir. Bazı hükümlerini de neshetmiştir. Peygamber Efendimiz (asm), “Musa şimdi olsaydı bana tabi olmaktan başka çaresi yoktu.” diye haber vermiştir. (Beyhaki, Şuabu’l-İman, 174)

Bu hadis ile ilgili başka rivayetler zayıf olmakla beraber, Beyhaki’nin bu rivayeti hasendir.

Keza, Hafız Heysemi  Ahmed b. Hanbel’de ve sahih-i Müslim’de (240) yer alan  “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, bu ümmetten, Yahudi veya Hristiyan bir kimse benim peygamberliğimi işittiği halde, gönderildiğim şeye (Kuran’a, İslam’a) iman etmeden ölürse mutlaka cehenneme girecektir.” manasına gelen hadisin sahih olduğunu bildirmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, h. no: 13962)

c) Doğru olup olmadığı belli olmayan konularda ihtiyatlı davranmak gerekir. Bugün mevcut bulunan Tevrat ve İncil’in tahrif edilen yerlerini genel bir bakışla tespit etmek mümkün olmadığından, Müslümana düşen, -hangi konu olursa olsun- onu Kuran ve sünnetteki verilerle karşılaştırarak teyit etmesi, konu ile ilgili bir malumat yoksa “Allah’a ve bize indirilene iman ettik.” diyerek temkinli davranmasıdır.

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Siz Ehl-i kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın. Allah’a ve ‘Bize indirilene iman ettik.’ deyin (Buhârî, İtisâm 25, Tevhid 51)

Bu hadiste işaret edilen husus, İslam inancına ve hükümlerine uygun olup olmadığı bilinmeyen konular içindir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun