100 lira teklif edene 500 lira verilir mi?

Tarih: 29.04.2024 - 09:50 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ebu Hanife hazretlerinin mal satmak isteyen birinin 100 lira teklifine 500 lira verdiğini duydum, doğru mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, doğrudur. Adalet, hakkaniyet, kul hakkı ve Allah hakkı bunu gerektirir. Çünkü malının değerini bilmeyen veya bilse bile satmak zorunda kalan birinin bu durumunu suistimal etmemek ve hakkını vermek gerekir.

Demek ki, dürüst tüccar, bir malı alırken onun hakkını vermeli ama satarken daha uygun fiyata satmalı, alanın durumuna göre hareket etmelidir.

İşte İmam Azam Ebu Hanife Hazretleri de dürüst bir tüccar olarak buna uygun davranmıştır.

Yardımseverliğiyle tanınan İmam Ebu Hanife, özellikle fakir ve yetimlere karşı daha fazla cömert davranmıştır. Sadaka vermek için bahane üreterek yardıma muhtaç insanların onurunu zedelemeden ihtiyaçlarını karşılamıştır.

Nitekim bir gün bir ihtiyar kadın dükkâna gelip ipek elbise almak istediğini söylediğinde kendisine istediği elbiseyi çıkarıp vermiştir. Kadın kendisinin çok parası olmadığını, dolayısıyla uygun bir fiyat söylemesini isteyince, Ebu Hanife dört dirhemin yeterli olduğunu söylemiştir. Elbisenin piyasa fiyatını bilen kadın oldukça düşük söylenen fiyatı duyunca: “Benimle alay etme! Ben ihtiyar bir kadınım.” der. Ebu Hanîfe “Sübhanallah” diyerek kadına iki elbise aldığını, birinciden yeterli miktarda kâr ettiğini, bu elbise için dört dirhemin yeterli olduğunu söyleyerek fakir kadını memnun etmiştir.(1)

İmam-ı Azam, sadece satarken değil alırken de insanları aldatmamaya dikkat etmiştir. Örneğin kendisine yüz dirheme ipek elbise satmak isteyen bir kadına, elbisenin daha fazla edeceğini söyleyince, o da fiyatı yüzer yüzer dört yüze kadar artırmıştır. Ebu Hanife “Daha fazla eder.” deyince kadın, “Benimle alay mı ediyorsun?” diyerek çıkışmıştır. İmam-ı Azam ise, “Ne münasebet.” diyerek, fiyat takdir etmesi için ipekten anlayan birini çağırmasını istemiştir. Bunun sonucunda ipek elbiseyi, adamın takdir ettiği beş yüz dirheme satın almıştır.(2)

Ebu Hanife Hazretleri ticaret yaparken özellikle kazancının helal ve temiz olmasına önem vermiştir. Bu yüzden faiz, haksız kazanç ve aldatmayla elde edilen tüm gelirlerden uzak durmuştur. Şayet bu yollardan bir kazancı olmuş ise, elde edilen geliri mümkünse müşterilere iade etmeye çalışmış, değilse de hepsini sadaka olarak dağıtmıştır. Örneğin ayıplı bir malı müşteriye kusurunu söylemeden satan ortağına, müşteriyi bulup iade yapamadıkları için, maldan elde edilen tüm geliri (otuz bin dirhem) sadaka olarak dağıtmasını söylemiştir.(3)

Esasen her konuda olduğu gibi, alışverişte de esas ölçümüz, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin,

“Sizden birisi kendisi için arzuladığını mümin kardeşi için de arzulamadıkça kâmil imana ulaşamaz.”(4)

anlamındaki sözü olmalıdır. Zira herkes kendisine karşı dürüst ve güvenilir olunmasını ister. Aldatılmayı kimse istemez.

Şu hâlde, samimi bir mümin, kendisine nasıl davranılmasını isterse, başkasına da öyle davranmalıdır.

Kaynaklar:

1) Saymerî, Ahbâru Ebî Hanîfe, s. 50-51; Zehebi, Menakıbu’l-İmam Ebi Hanîfe, s. 42.
2) 102 Saymerî, Ahbâru Ebî Hanîfe, 50; Şarkâvî, Eimmetü’l-Fıkhi’t-Tis’a, s. 58; Ebû Zehra, Ebû Hanîfe, s. 33; Mustafa eş-Şek’a, el-Eimmetü’l-Erba’a. s, 102.
3) Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Medîneti’s-Selâm, c. 15, s. 490; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, c. 29, s. 422; İbn Hacer el-Heytemî, Hayrâtü’l-Hısân, s. 105; Ebû Zehra, Ebû Hanîfe, s. 34; Şarkâvî, Eimmetü’l-Fıkhi’t-Tis’a, s. 58; Mustafa eş-Şek’a, el-Eimmetü’l-Erba’a. s, 102-103; Ali Bulut, Gönül Sohbetleri, İstanbul 2017, 301.
4) Buhârî, İman, 7.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 79
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun