Altıncı his nasıl güçlendirilir?

Tarih: 17.12.2016 - 09:52 | Güncelleme:

Soru Detayı

- 6. hissi güçlendirmek, yani önseziyi güçlendirmek, kalbin perdesini açmak mümkün müdür?
- Bir olayı olmadan hemen önce hissetmek mümkün müdür?
- Mümkün ise nasıl olur bu iş?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Altıncı his herkeste var. Fakat kişilere göre zayıf veya güçlü olabilir. Bu his de âdeta keramete yakın ve biraz daha umumi bir sezgidir.

Bu açıdan bakıldığında kalbin nurlanması, aklın aydınlanması, hislerin arınıp temizlenmesi nispetinde bu altıncı his kuvvetlenir.

“Müminin ferasetinden çekinin, çünkü o Allah’ın nuruyla görür.” (Mecmauz-zevaid, 10/268)

anlamındaki hadis-i şerifte yer alan feraset de bu altıncı his kapsamındadır.

“Mümindeki ferasetin Allah’ın nuruyla görmesi” gerçeği gösteriyor ki, her şeyden önce feraset ve ön sezi gibi duygular da imanın kuvvetine paralel olarak inkişaf eder.

Şüphesiz kuvvetli iman kuvvetli salih ameli gerektirir.

Demek ki, bu hissin ve benzeri önsezilerin de keramet gibi tezahür etmeleri için iman ve amel denklemine muhtaçtır.

Bununla beraber, ne keramet, ne de diğer sezgileri bir kural halinde sürekli istimal etmek mümkün değildir.

Velilerin her zaman keramet olarak istediklerini bilemedikleri gibi, altıncı his, feraset, önsezi gibi sezgilerin sahipleri de istedikleri zaman bu duygularını kullanamazlar.

- Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadeleri bu konuya ışık tutacaktır:

“ ... Hiss-i kabl-el vuku ise, herkeste cüz'î-küllî vardır. Hatta hayvanlarda dahi vardır. Hattâ bir zaman ben, bu hiss-i kabl-el vukuu, zahirî ve bâtınî meşhur duygulara ilâve olarak, insanda ve hayvanda 'saika' ve 'şaika' namıyla aynı 'sâmia' ve 'bâsıra' gibi iki hiss-i âheri ilmen bulmuştum. Ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, o gayr-ı meşhur hislere; -hata ederek- ahmakçasına 'sevk-i tabiî' diyorlar. Hâşâ sevk-i tabiî değil, belki bir nevi ilham-ı fıtrî olarak insan ve hayvanı kader-i İlahî sevkediyor."

"Meselâ: Kedi gibi bazı hayvan; gözü kör olduğu vakit, o sevk-i kaderî ile gider, gözüne ilâç olan bir otu bulur, gözüne sürer, iyi olur. Hem rûy-i zeminin sıhhiye memurları hükmünde ve bedevi hayvanatın cenazelerini kaldırmakla muvazzaf kartal gibi âkil-ül lahm kuşlara bir günlük mesafeden bir hayvan cenazesinin vücudu, o sevk-i kaderî ile ve o hiss-i kabl-el vuku ilhamıyla ve o saika-i İlahî ile bildirilir ve bulurlar."

"Hem yeni dünyaya gelmiş bir arı yavrusu; yaşı bir gün iken, havada bir günlük mesafeye gider, havada izini kaybetmeyerek, o sevk-i kaderî ile ve o saika ilhamıyla döner, yuvasına girer..."

"Hattâ herkesin başında çok defa tekerrür ediyor ki, birisinden bahsediyorken, âni kapı açılarak tahminin fevkınde aynı adam gelir…"

"Demek bir hiss-i kabl-el vuku' ile, latife-i Rabbaniye icmalen o adamın gelmesini hisseder. Fakat aklın şuuru ihata etmediği için; kasden değil, ihtiyarsız olarak bahsetmeye sevkeder. Ehl-i feraset bazan keramet gibi geldiğini beyan eder."

"Hattâ bir zaman bende şu nevi hassasiyet fazla idi. Bu hali bir düstur içine almak istedim, fakat yakıştıramadım ve yapamadım. Fakat ehl-i salahatta ve bahusus ehl-i velayette bu hiss-i kabl-el vuku' fazla inkişaf eder, kerametkârane âsârını gösterir.” (bk. Mektubat, s. 348-349)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun