Namazda iken işaretle selam almak namazı bozar mı?

Tarih: 04.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Namaz her yönüyle saygı, tazim ve teslimiyet makamıdır. Namaza aykırı söz ve davranışlarda bulunmak, hem onun faziletini düşürür, hem de bozulmasına sebep olur. O bakımdan biz bu ibadeti kemal-i edeple yerine getirirken, kendiliğimizden bir şey ilave edemeyiz ve ondan bir şey de noksanlaştıramayız. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz'den nasıl tesbit edilip rivayette bulunulmuşsa, onu aynen uygulamakla mükellefiz.

Namazda iken başkasına sözlü olarak selam verilmez. Başkasının da namaz kılan kimseye selam vermesi pek uygun değildir. Ancak Rasulüllah (s.a.v.) zamanında verilen selamın işaretle alınıp cevaplandırıldığı sahih rivayetle sabit olmuştur. Şöyle ki:

İbni Ömer (r.a.) diyor ki:

 "Bilal'a sordum, dedim ki: Rasulüllah (s.a.v.) Efendi­miz namazda iken mü'minler ona selam verirdi. [Bu du­rumda Rasulüllah (s.a.v.) ne yapar veya karşılık verir miy­di?]" Bilal bana şunu söyledi: "Evet, eliyle işaret ederdi."(1)

İbni Ömer'in (r.a.) Suhayb'den (r.a.) yaptığı rivayete göre, Suhayb (r.a.) şöyle demiştir:

 "Rasulüllah (s.a.v.) Efendimize uğradığımda onu namaz kılar bir halde buldum. Kendisine selam verdim, O da bana işaretle cevap verdi, yani sel­amımı işaretle alıp işaretle cevapladı."

İbni Ömer (r.a.) diyor ki: "Pek bilemiyorum, ancak Suhayb'in 'Parmağıyla işaret etti' dediğini biliyorum."(2)

Tirmizi diyor ki: 

"Bu iki hadis de bana göre sahihtir. Aynı zamanda Ümmü Seleme'nin (r.a.) ikindiden sonra iki rekatle ilgili hadisinde ve Hz. Aişe (r.a.) ile Cabir (r.a.)'nın, Rasulüllah'ın son ölüm hastalığında oturarak namaz kılmasıyla ilgili hadislerinde Rasulüllah'ın (s.a.v.) arkasında bulunanların ayağa kalktıklarında onlara işaret edip oturmalarını emrettiği sıhhat derecesinde tesbit edilmiştir."(3)

Hadislerin Işığında Müctehid İmamların İstidlal ve İctihadları:

a) Hanefîlere göre: Namaz kılmakta olan kimse, yanılarak birine selam verir ve sadece "es-Selam" der ve sonra da namazda olduğunu hatırlarsa, namazı bozulur.

Bunun gibi namazda iken verilen selamı ister yanılarak, is­ter bilerek cevaplarsa namazı bozulur. Çünkü selam vermek veya alıp cevaplamak, zikir türünden değildir. Ancak bu durumda veri­len selamı sözlü olarak değil de elinin işaretiyle veya başının hafif hareketiyle cevaplarsa ya da parmağıyla işaret ederek cevaplar­sa, sahih kavle göre namazı bozulmaz.(4)

b) Şafiilere göre: Namazda iken veilen selamı sözlü olarak cevaplamak namazı bozar. Nitekim Ata, Nahai, İshak ve Ebu Sevr'de aynı görüş ve ictihaddadırlar.(5)

c) Tabiinden Said b. Müseyyeb, el-Hasan ve Katade'ye göre: Verilen selamı sözlü olarak da cevaplamakta bir sakınca yoktur.(6)

Bu anlatım tarzından anlaşılan şudur ki: Verilen selamı par­mak işaretiyle alıp cevaplamakta bir sakınca söz konusu değildir.

d) Malikilere göre: Sahnunun ibn Kasım'a:

 "Namazda iken adamın bazı ihtiyacını ifade için işarette bulunmasını İmam Malik mekruh görüyor muydu?" sormasına karşılık şu cevabı ver­miştir: "Onun mekruh saydığını bilmiyorum. Ben şahsen bunda bir sakınca görmüyorum, yeter ki yapılan işaret hafif olsun. Nite­kim İmam Malik'in verilen selamın işaretle alınıp cevaplan­masında bir beis görmediği kesindir. Zira İmam şöyle dedi: "Farz veya nafile namazda olan kimse, kendisine selam verilince, onu ya el ya da baş işaretiyle cevaplasın."(7)

e) Hanbelilere göre: Namaz kılmakta olan kimseye selam vermekte bir sakınca yoktur. Ancak onun redd-i selam yapması halinde namazı bozulur. Yani namaz kılmakta olan kimse kendi­sine verilen selamı ne sözlü, ne de işaretle cevaplayamaz.(8)

İmam Ahmed bu konuda İbn Mes'ud (r.a.) hadisiyle istidlal etmiştir. Şöyle ki: İbn Mes'ud (r.a.): 

"Rasulüllah'a (s.a.v.) uğradım, namaz kılıyordu. Kendisine selam verdim, ama O selamımı cevaplamadı. Namazını kıldıktan sonra bana şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Cenab-ı Hak emrini dilediği şekilde ortaya kor ve şüphesiz ki Allah namazda konuşmamanız hakkında emrini ortaya koymuştur." Bu hu­susu belirttikten sonra selamıma karşılık verdi."(9)

Hadislerin açık delaletinden anlaşıldığı üzere, diğer üç mezhebin tesbit, istidlal ve ictihadları daha sıhhatlidir. Ebu Da­vud'un rivayet ettiği: "Namazda ne ğırar ne de teslim vardır." mealindeki hadise gelince: Verilen selamı işaretle alıp cevapla­maya değil, sözlü olarak cevaplamaya delalet etmektedir.

"Gırar": Namazda bir şey noksan kılmak anlamına geldiği gibi, İmam Ahmed'in yorumuna göre, ne selam vermek ne de veri­len selamı alıp cevaplamak manasına gelmektedir.(10)

Çıkarılan Hükümler: 

1. Namaz kılan kimseye selam vermekte bir sakınca yoktur. Hanefîlere ve Hanbelilere göre, verilmemesi daha uygundur.

2. Namaz kılmakta olan kimse verilen selamı sözlü olarak cevaplarsa, ittifakla namazı bozulur.

3. Namazda iken verilen selamı parmak, ya da baş işaretiyle alıp cevaplamak namazı bozmaz.(11)

Dipnotlar:

1. Buhari, Cuma: 35. Müslim, İstiska: 9. Tirrnizi, Salat:154. Nesai, Sehv: 6. İbn Mace, İkamet: 59.
2. Ebu Davud, Saiat: 166. Tirmizi, Salat: 154. Nesai, Sehv: 6. Daremi, Salat: 94.
3. Neylü'l-Evtar: 2/369.
4. Mecmeül-Enhür Şerhu Mülteka'i-Ebhur: 1/119, 120.
5. İbn Kudame/el-Muğni: 1/711.
6. İbn Kudame/el-Muğni: 1/711.
7. İbn Kudame/el-Muğni: 1/711.
8. el-Müdevvenetü'l-Kübra: 1/99.
9. İbn Kudame/el-Muğni: 1/711.
10. İbn Kudame/el-Muğni: 1/712.
11. Şevkani/Neylü'l-Evtar: 2/370.

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkâm Hadisleri, Uysal Kitabevi: 3/13-14)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun