Kadınları kötüleyen rivayetler aslı var mıdır?

Tarih: 07.08.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kadınları kötüleyen bazı rivayetler olduğu söyleniyor; bunları aslı var mıdır?
- Bu hadisler gerçek mi, eğer gerçekse niye kadını bu kadar küçük görüyor dinimiz, aydınlatır mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Kadınlarla ilgili bazı rivayetlerin zayıf olduğunda şüphe yoktur. Bu tür malzemeleri, özellikle art niyetli insanların bulup kullanması her zaman mümkündür. “Bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.” anonim sözünde ifadesini bulan bir gerçek, bu konuda da geçerlidir. Oysa bir şeyin doğruluğunu bulmak için kusurlarını değil, doğruluğunun delillerini araştırması gerekir.

Kırk yönden mücize olduğunu ispat eden Kur’an’ın ve  peygamberliğinin yüzlerce belgesi bulunan Hz. Muhammed (a.s.m)’in ortaya koyduğu bir dinin kusurlarını aramaya koyulmak, kişinin imanını sarsmaktan başka bir zararı olmaz.

“Sizin en hayırlınız hanımına karşı en iyi davranan kimsedir. Ve ben içinizden eşlerine karşı en iyi davranan kimseyim.” (İbn Mace, Nikah, 50; Darimî, Nikah 55)

diyen bir peygamberin ağzından kadınları hor gören sözler çıkar mı?

- Erkeklere hiçbir sure ayırmazken, kadınlar için birçok sure [bk. Mesela Nisa / Kadınlar, Meryem, Mücadile (Hz Peygambere kocasını şikâyet eden kadın suresi, Talak, Tahrim v.s.)] ayıran Kur’an-ı Kerim'in kadınlara iyi bakmadığını söylemeye hangi insaflının dili varabilir?

- Temel referans kaynağında “Meşru çerçevede, erkeklerin hanımları üzerinde bulunan hakları gibi, hanımların da kocaları üzerinde hakları vardır.”(Bakara, 2/228) gerçeğine vurgu yapılan bir dinin, kadınlara bakışı olumsuz olabilir mi?

- İslam dini 99 kapısı açık olan bir saray gibidir. Yalnız imtihan gereği olarak bazen bir kapası bazı kişilere kapalı olabiliyor. Şeytan, o bütün açık kapıları bir kenara bıraktırıp, insanı o kapalı kapının yanına götürür ve “İşte bu saray boştur, eğer içinde bir şey olsaydı, kapısı kapalı olmazdı.” diyerek onu dinsizlik tuzağına düşürmeye çalışır. 

Aklı başında bir kimse için, Kur’an’ın ilahî kimliği ispat edildikten sonra, artık gerisi hepsi teferruattır. Çünkü Kur’an Allah’ın kelamı ise -ki bunun yüzlerce delili vardır- o hâlde onun bütün dedikleri doğrudur. Ve Kur’an elinde olan Hz. Muhammed (asm) de Allah’ın elçisidir. O elçi de ancak Allah’ın rızasını konuşur ve uygular.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun