Ölüm anında şeytanın görüneceği söyleniyor. Savaş meydanında ölenler, kalp krizi geçirip ölenler kısaca herkes şeytanı görecek mi?

Tarih: 04.10.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsan ruhu, bedenle geçirdiği dünya hayatı süresince, her yıl eski bedenini terk ediyor, yeni bir bedene giriyor. Fakat bu öyle sanat, hikmet, şefkat ve rahmet içinde oluyor ki, biz farkına bile varmıyoruz. Söz gelişi, bizim her nefes alıp verişimiz bir bakıma buna hizmet ediyor. Yemek yememizin, su içişimizin, terleyişimizin bir hikmeti de budur. Vücudumuzu yenilemek ve tamir etmek. Vücudumuzdaki eşsiz tahribât ve tâmirât, bizim için sıradan denebilecek bir takım davranışlarımızla gerçekleşiyor.

Ruhumuz her yıl belirli bir süreç içinde değiştirdiği bedenini, ölüm esnasında birden terk ediyor. Ölüm bundan ibarettir. Yani ölüm, ruhun bedeni birden terk etmesi halidir. Rûhun kafesinden çıkması ve artık serbest kalması halidir.

Sekerât, ruhun ölüm esnasında kendinden geçmesi halidir. Başka bir ifâdeyle, ruhun bedenden ayrılma esnasında geçirdiği bir sarsıntı halidir. Fakat bu herkes için aynı ölçüde sarsıntı verici değildir. Allah’tan güzel bir ölüm dilemeye devam etmemiz ve salih amel işlememiz kaydıyla, inşallah bu sarsıcı hali en kolay şekilde geçirmeyi Rabbimizden ummamıza hiçbir engel yoktur.

Peygamber Efendimiz’in (asm) konuyla ilgili şu uyarılarına dikkat edelim:

“Günahlarını azalt ki, ölüm sana kolay gelsin. Borcunu azalt ki, hür yaşayasın.” (Câmiü’s-Sağîr, 1/369)

“Müslüman kişinin verdiği sadaka ömrünü uzatır, kötü ölümü önler. Allah onunla övünme ve kibir duygusunu giderir.” (Câmiü’s-Sağîr, 3/1121)

“İyilik yapmak kötü ölümlerden korur.” (Câmiü’s-Sağîr, 3/1252)

“Yoksula yardım etmek kişiyi kötü ölümden korur.” (Câmiü’s-Sağîr, 4/1606)

“Mü’min, kulluk elbisesi günahlarla yıprandığında onu tövbeyle yamayandır. Bahtiyar, tövbesi üzere ölendir.” (Câmiü’s-Sağîr, 4/1610)

Sekerât esnasında şeytanın vesvese vermesi de ölüm sekerâtıyla gelen gizli bir tehlikedir ve bu tehlikenin iman-ı tahkikiyi elde etmekle ancak kolaylıkla bertaraf edilebilecektir. Sekerat anında şeytanın, vesvesesiyle ancak akla şüpheler vererek tereddüde düşürebileceğini söyleyen Bediüzzaman, iman-ı tahkiki elde edildiğinde ise bu imanın aklın dışında kalp, ruh ve sır gibi bir çok duygulara da işleyerek kökleştiğini ve neticede imanın tehlikeden korunduğunu ifade ediyor. (bk. Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 29)

Peygamber Efendimiz (asm) bu sekerât anında da Allah’a sığınarak, bize Allah’a sığınma yolunu göstermiştir:

“Allah’ım! Ölüm anında şeytanın sırtımı yere getirmesinden sana sığınıyorum.” (Nesâî, İstiâze, 56)

Buna göre, şeytan sekerat vaktinde insanları yanlışa sevk etmek için gelip telkinlerde bulunabilir. Bu telkin esnasında şeytanın görülmesi olabileceği gibi, görülmeden vesvese şeklinde telkinde bulunması da söz konusu olabilir. Bu gibi telkinler çok kısa bir anda gerçekleşmesi mümkün olduğuna göre, ölümden bir-iki saniye önce de gerçekleşmesi ihtimali vardır.

Ayrıca, hadislerin bu hükmü, genel olarak insanların büyük çoğunluğuna göre verilmiş bir yargı da olabilir. Çünkü hükümlerin önemli bir kısmı hükme konu olanların büyük çoğunluğuna göredir. Her kuralın istisnaları olduğu gibi, bu hükmün de istisnalarının olması, bu hükmün yanlışlığını göstermez.

Şeytan bir hırsızdır, insan kalbinde en değerli cevher olan imanı çalmaya çalışır. Günümüzde, imanî konularda hemen her tarafta görülebilen şüpheler, şeytanın bu konuda nasıl hummalı bir şekilde çalıştığını ispat eder.

“Din afyondur.” şeklindeki bir vesvese, kominizmi esas alan bir devletin yetmiş yıl boyunca temel prensiplerinden biri idi. Bu sistemde “kutsala” savaş ilan edilmişti. Şimdilerde ise din, dünya çapında daha saygın bir konumdadır. Ama şeytanın bu konuda vesveseleri bitmiş de değildir.

Şeytan, insanın imanını çalma hususunda ısrarcıdır. Ve ısrarını son ana kadar devam ettirir. Futbolda son anda bile sürprizler olabilmesi misali, takva sahibi kimselerin bile imanını elde etmeye hırs gösterir, sekerat halinde verdiği vesveselerle o kimseyi inkârcı biri olarak bu dünyadan göndermeye çalışır.

Teorik olarak şeytan son anda imanı çalma ihtimali varsa da, gerçekten imanı kuvvetli olan kimseler ömür boyu son ana da hazırlandıklarından, böylelerin imanı ilahi koruma altındadır, şeytanlar ordusu da gelse bir şey yapamazlar. Çünkü onların imanı sadece akılda değil, kalbin en derin köşelerindedir ve şeytanlar o derinliğe nüfuz edemezler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun