Bu yaratılış sistemi neden?

Tarih: 08.11.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnsanların yaratılıp imtihana tabi tutulmasının nedeni nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kâinatın ve insanların yaratılmasındaki hikmetlerin %99’u Allah’a bakar. Allah, isim ve sıfatlarının tecellilerini görmek ve göstermek istediği için bu kâinatı yaratmıştır. Tabir caizse, kendi sonsuz maharetini uygulamaya koymak için, canlı, yarı canlı, cansız, melek, cin, ruhanî ve insanoğlu gibi milyarlarca varlık türlerini, ilim, kudret, merhamet, hikmet gibi yüzlerce isim ve sıfatlarının değişik tecellilerini, farklı tezahürlerini bu harika sanat estetiklerine yansıtmıştır.

Bu tecellilerin önemli bir kısmı ise, hâkimiyet-i mutlaka mertebesindeki rububiyetiyle alakalıdır. Hâkimiyet;  infirad, istiklal ve men-i müşarekeyi / ortaklığı kabul etmemeyi esas alır. Görmek ve göstermek istediği en önemli husus bu vahdaniyet ve birliğin görülmesidir. Bunun Allah’ın nezd-i uluhiyetinde ne kadar önemli olduğunu

“Şu muhakkak ki Allah Kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun altındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder. Kim Allah’a ortak icad ederse müthiş bir iftira etmiş, çok büyük bir günah işlemiştir.” (Nisa, 4/48)

mealindeki ayetten de açıkça anlamak mümkündür.

Rububiyetin en açık iki özelliği vardır. Bunlardan biri, hâkimiyeti kabul edip itaat edenlere mükâfat vermek, bu hâkimiyeti kabul etmeyip isyan edenlere ceza vermek. Böylece hâkimiyetin inayet ve merhamet cenahını -itaat edenlere- mükâfatla, haysiyet ve izzet cenahını da isyan eden terbiyesiz eşkıyaları cezalandırmakla gösterir.

Fatiha suresinde, “Rabbi’l-âlemîn” sıfatından sonra, Rezzak manasına gelen “Rahman” isminin zikredilmesi, rububiyetin inayet, merhamet, ihsan, ikram kısmını, Ğaffar manasına gelen “Rahîm” isminin zikredilmesi ise, zarardan korumak, cezadan affetmek kısmını ifade etmek içindir. Yani Allah’ın kullarına menfaat sağlaması ve onları zararlardan koruması onun mutlak hâkimiyetinin bir gereği ve mutlak rububiyetinin bir lazımıdır. Madem Allah, kullarını kötülükten korumak ister, buna rağmen kötülüğe kalkışan, Ona isyan edenlere bu koruma zırhını kaldırması ve gereken cezayı vermesi bu hakimiyet ve rububiyetin haysiyetini, izzet ve azametinin bir gereğidir ve mutlak adaletinin bir yansımasıdır. Bu iki vasıftan sonra gelen “Maliki yevmiddin = Din / ceza ve mükâfat günün sahibi / hâkimi, yegâne yetkilisi” isminin zikredilmesi, Rahman ve Rahîm sıfatlarının bir nevi açıklanmış özeti gibidir.

Ayrıca kâinatta en mükemmel, en güzel kıvamda , yeryüzü halifesi olarak yarattığı,  maddî-manevî pek çok donanımlarla donattığı insanoğlunun fıtratındaki kabiliyet ve istidatlarının inkişaf etmesi için, imtihan ateşiyle teste tabi tutmuştur. Bir madene ateş verilip içindeki elmas ile kömür, altın ile bakır ayrıştırıldığı gibi, Allah da  insanlık madenindeki farklı cevherlerin, meziyet ve kabiliyetlerin ortaya çıkması için imtihan ateşine tabi tutmuştur.

Hz. Muhammed (asm) ile Ebu Cehlin, Müseleme-i kezzab ile Ebu Bekir Sıddık (ra)'ın, Hz. Ömer ile As b.Vail’in, Hz. Ali ile Velid b. Muğire’nin aynı muameleye tabi tutulmasına hangi vicdan razı olur, hangi adalet ölçüsüne sığar? Allah’ın böyle bir şeye izin vermesi ne adaletinin, ne merhametinin, ne kereminin, ne de inayetinin şanına yakışır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Yaratılışımız bizim tercihimiz olmamasına rağmen, bu dünyaya gönderilip imtihan olmamızın sebebi nedir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun