Bir savaşta yiyecek, içecek, silah, giysi gibi eşyaları almak, kullanmak caiz midir?

Tarih: 26.05.2015 - 01:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir savaş ya da ona benzer bir olay ya da büyük çaplı bir olay sırasında yiyecek, içecek, silah, giysi vs. gibi eşyaları almak, kullanmak (etrafta bunları denetleyecek pek kimse yok) caiz midir, yapılırsa kul hakkı olur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Büyük çaplı bir olaydan maksat, bazı gruplar arasında meydana gelen bir kavga ise, bu savaş hukukuna girmeyebilir.

- Savaşan tarafların her ikisi de müslüman ise, burada yine savaş hukukuna bağlı olarak tahakkuk eden ganimet söz konusu değildir.

- Kavga edenlerden bir taraf dinden çıkmış mürtet de olsa onun malı ganimet olmaz. Çünkü hak sahibi olan yakınları vardır.

“Cihad-ı dinîde olsa, kâfirlerin çoluk-çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganîmet olabilir; Müslümanlar, onları kendi mülküne dâhil edebilir. Fakat İslâm dairesinde birisi dinsiz olsa; çoluk-çocuğuna hiçbir cihetle temellük edilmez, hukukuna müdahale edilmez. Çünki o masumlar, İslâmiyet rabıtasıyla dinsiz pederine değil, belki İslâmiyet'le ve cemaat-ı İslâmiye ile bağlıdır.” (bk. Nursi, Emirdağ Lahikası-ı, S. 39)

- Kâfirlerle yapılan savaşlarda (ki küçük çaplı da olsa yine savaştır), İslam hukuku çerçevesinde ganimetler alınabilir.

Fakat İslam hukukunda ilkeler esastır. Ganimetlerin alınış şekli de belli kurallara bağlıdır. Örneğin:

a) Devlet reisi/sivil veya askeri bir yetkili tarafından, askerleri savaşmaya teşvik etmek maksadıyla: “Kim bir malı elde ederse şu kadarı onundur. Kim bir düşmanı öldürürse onun eşyası onundur...” derse, bu şartları yerine getiren kimse söz verilen eşyaya sahip olur.

Nitekim, Peygamberimiz (asm) de “kim bir düşmanı öldürürse onun üzerindeki eşya (silah ve saire eşya) onundur.” (Buhari, Humus 18) diye buyurmuştur. Bu konuda silah gibi yiyecek-içecek, altın-gümüş gibi kıymetli eşyalar aynıdır. Bu, Hanefi ve Malikilerin görüşüdür.

- Şafii ve Hanbelilere göre, bu konuda devlet reisinin izni gerekmez. Bu iki mezhep alimlerine göre “kim bir düşmanı öldürürse onun üzerindeki eşya (silah ve saire eşya) onundur.” (bk. Neylu’l-Evtar, 7/261) hadisi esastır. Yani bu hadiste efendimiz zaten izin vermiştir, artık başkasının iznine gerek yoktur. (bk. V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 6/452-453)

Ancak unutmamak gerekir ki, bu izin sadece savaşta öldürdüğü savaşçının üzerindeki mallarla ilgilidir.

b) Ganimet ise genel olarak düşmandan elde edilen mallardır. Ganimetleri de rastgelen kimsenin alması caiz değildir. Bu konudaki detaylara giremeyiz. Fakat şu ayetin mealini vermekte fayda vardır:

“Eğer Allah'a ve iki ordunun karşılaşıp hak ile bâtılın birbirinden ayrıldığı günde kulumuza indirdiğimize iman etmişseniz, bilin ki elinize geçen ganimetlerin beşte biri Allah'a, Peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Allah ise her şeye kadirdir.” (Enfal, 8/41)

Ganimetlerin taksimatı hu ayetin emri doğrultusunda yapılır. (bk. bk. V. Zuhayli, 6/455-465).

Özellikle ganimet malının aşırılmasına vurgu yapan şu ayetin mealini de vermek yerinde olur:

“Emanete hıyanet etmek, bir peygamberin yapacağı iş değildir. Her kim  emanete hıyanet edip de (ganimet gibi umunun malından)  bir şey aşırır, bunu da gizlerse, kıyamet gününe o vebâlini aldığı şeyler, boynuna asılı olarak gelir. Sonra her kişiye kazandığı şeylerin mükâfat veya cezası eksiksiz ödenir. Ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.” (Al-i İmran, 3/161)

Demek ki ganimet rastgele alınmaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun