Erkekler ağlamaz mı?

Tarih: 07.02.2024 - 15:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Zamanında aldığım terapide terapist, “erkekler de ağlar”, demişti. Eşim ise böyle bir durumda yanımda ağlama. “Güçsüz bir erkek istemiyorum,  yalnızken ağla” dedi.
- Eğer böyle zorlanırsak, duygu durumumuz kötü olursa yalnız olduğumuz zamanları mı seçmeliyiz? Neden?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İki temel sorunuz var. Birincisi bir erkek için ağlamanın normal olup olmadığı, diğeri ise ağlamak için “yalnız olduğunuz” saatleri seçip seçmeyeceğinizdir.

Öncelikle ağlama hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan insani bir özelliktir. Başta göz sağlığı olmak üzere, birçok nedeni vardır ve insan sağlığına da faydalı bir olaydır. Çünkü ağlamak, üzüntü ve hayal kırıklığı gibi ağır ruhsal durumlara karşı, bedeni ve ruhu sakinleştirmek için insani bir tepkidir. Yani altından kalkmakta zorlanılan durumlarda duyguların ağırlığından kurtulmak için bir çeşit terapidir. Bazen de problemlerimizle baş edecek kadar yeterli kaynağa sahip olmadığımızı hissettiğimizde, yani kendimizi çaresiz hissettiğimiz de ağlarız.

Ayrıca ağlamak bazen dile getirilemeyen, getirmekte zorlanılan duygu ve düşünceleri çevreye iletmek için bir araçtır. Yani çevremizdeki kişilere “Bir sorunum var, ama ben bunu çözmek için yetersizim, bana yardım edin.” çığlığıdır.

Bunun yanında ağlamak umutsuzluk, yas ve özlem, hasret gibi çok çeşitli duyguların dile gelmesidir.

Bunların dışında sevinç, gurur, mutluluk için ağlamak da yine insanı bir durumdur. 

Ağlamanın bir diğer hikmeti ise, yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamaktır. Çünkü insan, birinin ağladığına şahit olduğunda da içindeki empati ve şefkat duyguları artar ve o da ağlamaya başlar. Böylece de onunla sosyal ve duygusal bağlanmayı güçlendirir.

Dolayısıyla empati kurduğu kişinin acısına ortaklık etmek daha kolay olur.

Kısacası; duygusal gözyaşları; beyinde sadece stres, öfke, üzüntü, ıstırap veya fiziksel acı kaydedildiğinde değil, sevinç, heyecan, mutluluk, zevk, şefkat, merhamet kaydedildiğinde de meydana gelir.

Görüldüğü gibi ağlamanın çok sayıda nedeni, faydası ve  hikmeti vardır. Tümü de insanın sağlığını korumaya, stresten kurtulmasına, toplumsal dayanışmaya yardımcı olmaya yöneliktir.

Ancak her konuda olduğu gibi burada da önemli olan ölçü ve dengedir, yani neye, ne kadar ve hangi sıklıkla ağladığıdır. Sorunuzda bu konuda ayrıntılı bir bilgi yok. Yani yetişkin ve evli bir erkek olarak gerçekten hikmete uygun ve herkesi üzen şeyler için mi ağlıyorsunuz, yoksa olur olmaz her şey karşı mı gözyaşlarınıza hâkim olamıyorsunuz?

Bu soruya vereceğiniz cevap önemlidir.

Eğer herkesin ağlayabileceği bir nedenden ötürü ağlıyorsanız ve bu da zaman zaman yaşanıyorsa bu konuda rahat olabilirsiniz. Her insanın olaylar karşısında etkilenme ve dayanma gücü farklı olabilir. Bu durum erkekliğe zarar vermez, çünkü her erkeğin birbirine benzemesi şart değildir.

Ama eğer çok çok hassaslaşmışsanız ve en küçük bir üzüntü ve olumsuzluğa karşı ağlamanıza hâkim olamıyorsanız veya görünürde ciddi bir neden yokken ağlıyorsanız, -kadın veya erkek fark etmez- bu durum normal değil, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından yardım almanız gerekir.

Burada size şunları tavsiye edebiliriz:

Sizin ağlama nedeninizin ne olduğunu, altında yatan psikolojik dinamiği fark etmeniz çözüm için atacağınız ilk adım olabilir. Mesela kendinizi, duygu ve düşüncelerinizi açıkça ifade etme konusunda geliştirmeniz; kişiliğinizin zayıf yönleri varsa onları güçlendirmenin yollarını aramanız; sorunlarınız varsa çözmek için başka alternatifler düşünmeniz, tek nedene tıkanıp kalmamanız gibi.

Bunun dışında toplumda erkeklerin ağlamaması gerektiği, ağlayan erkeğin zayıf olduğu şeklinde bir algı var. Bu algıdan dolayı, erkek çocukları, küçüklükten itibaren acı ve sıkıntılar karşısından ağlamama konusunda uyarılmaktadırlar.

Bunun temel amacı, yapısı gereği dışarıda ve zor şartlarda çalışan, mücadele eden erkeğin koruma görevini yerine getirebilmesi için daha dayanıklı olmasını sağlamaktır. Erkeğe göre ev içinde çocuklarını korumak için daha şefkatli olması gereken kadının ağlamasına izin verilmiştir. Zamanla ağlama kadına özgü, kadınsı bir olay gibi algılanmıştır.

Eşinizin uyarısına gelince, ya muhtemelen toplumda var olan “ağlama” ile ilgili algıdan dolayı, sizin ağlamanızdan rahatsız oluyor. Çünkü eğer kafasına ağlamayı, zayıflık olarak, kadınsılık olarak kodlamışsa, sizi zayıf görmek istemiyordur. Çünkü her kadın, haklı olarak kocasını güçlü görmek ve bu konuda ona güvenmek ister.

Burada yapacağınız şey, ölçüsüz ağlamanıza duygusal olarak engel olmaya çalışmak yanında, eşinizle bu konuyu açık açık konuşmanızdır. Yani ağlamanın kadınlara özgü olmadığını, ayrıca bunun sizin yapınızdan geldiğini, şefkat ve merhametinizden kaynaklandığını anlatıp, onu ikna etmenizdir.

Ancak eşiniz, sizin normal olmayan ölçülerde ağladığınızı gördüğü için, ağlamalarınızı sınırlandırmak için de böyle konuşmuş olabilir. Bir erkeğin en hassas tarafı erkekliğine laf edilmesidir. Eşiniz, maalesef daha açık konuşmak yerine, sizin erkekliğinize dokunarak tedavi olmanızı isteyebilir.

Unutmayın, kendinizi sık sık görünürde bir sebep olmadan ağlarken buluyorsanız, bu sizi kötü, zayıf, kadınsı bir insan yapmaz; ancak bu, altta yatan fiziksel veya zihinsel bir sağlık sorununa işaret edebilir. Bu konuda emin olmanın en sağlıklı yolu, bir an önce bir ruh sağlığı uzmanına durumunuzu sormanızdır.

Allah yâr ve yardımcınız olsun...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun