Hamd etmek varken, şükür etmek doğru mudur?

Tarih: 29.06.2014 - 01:26 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hamd ile şükür arasında bir fark var mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konuyu hamd ile şükür kavramlarını açıklamakla ortaya koymakta fayda vardır.

HAMD:

“Yapılan bir ihsana, bir iyiliğe karşı kalbin medih / övgü ve şükür duygularıyla dolması ve o ihsan sahibini tâzim etmesi, yüceltmesi” anlamına gelir.

Hamdin çeşitleri:

a) Sözlü yapılan hamd: Allah’ın peygamberlerinin lisanıyla kendine yaptırdığı medh-u senayı dil ile seslendirmektir.

b) Fiilî olarak yapılan hamd: Allah’ın rızasını kazanmak için bedeni ibadetleri yapmaktır.

c) Hâl diliyle yapılan hamd: İlim ve salih amel gibi kemalatla vasıflanmak ve Allah’ın o güzel ahlakıyla ahlaklanmaktan ibarettir. Bu hamd, kalbi ve ruhî bir haletin tezahürüdür.

d) Lugavî hamd: İyilik yapanı yüceltmek, ona karşı olan saygısını ifade etme adına yapılan ihsan ve iyiliği dillendirip seslendirmektir.

e) Örfî hamd: Dil veya organların ötesinde, nimet verenin verdiği nimet sebebiyle hakkettiği büyüklüğünü ihsas eden eylemlerdir. (bk. Seyyid Şerif Cürcanî, Tarifat,1/93)

ŞÜKÜR:

“Şükür, ister dil, ister el, ister kalple olsun, verilen bir nimete güzel bir karşılık vermekten ibarettir.”

Diğer bir tarife göre, “Şükür: İhsan eden kimsenin söz konusu iyiliğini seslendirmek suretiyle kendisine medh-u senada bulunmaktır.” Buna göre, kul Allah’ın kendisine yaptığı iyiliklerini zikrederek, ona şükrünü takdim etmiş olur. Allah da kulunu bu şükrünü kabul etmekle ona şükürle mukabelede bulunmuş olur.

Şükrün Çeşitleri:

a) Lugavî şükür: Yapılan bir ihsana bir iyiliğe karşılık olarak, o ihsan sahibini tâzim etmek ve yüceltmek adına kalp, lisan ve organlarını onun bu iyiliğini izhar etmekte kullanmaktır.

b) Örfî Şükür: Kulun göz, kulak gibi, Allah tarafından kendisine ikram edilen bütün nimetleri o organların veriliş gayesine uygun olarak kullanmasından ibarettir.

- Hamd ile şükür arasındaki ilişki:

Hamd ile şükür ilişkisi, umum husus olarak özetlenebilir. Yani her şükür aynı zamanda bir hamddir; ancak her hamd şükür değildir.

Hamd, bize ve bütün mahlukata yapılan ikram ve izzete karşılık olarak bütün medh-u senaları Allaha takdim etmektir.

Şükür ise, daha hususi olarak biz insanlara yapılan ikramlara karşılık gelir. Bu nedenle şükür kelimesi hamdin yerini tutamaz. Şükre göre hamd daha geniş ve daha şümullüdür. (krş. Tarifat, 1/128)

Kur’an’ın hülâsası olan Fatiha sûresi, “Âlemlerin Rabbine hamd” ile başlar.

Demek ki âlemlerin terbiye edilmeleri insan için bir ihsan, bir ikramdır; Ona Rabbinin bir lütfudur.

Örneğin: Dünyanın Güneş etrafında, Ay’ın da Dünya etrafında döndürülmesi büyük bir kudret tecellisi olduğu gibi, insan için büyük bir İlâhî ihsandır ve ikramdır. Onları böylece terbiye eden Allah’a hamdederiz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun