İncil’de geçen, Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun (Yuhanna 3:16), şeklindeki açıklamaya ne dersiniz?

Tarih: 28.08.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. İsa (as) Allah’ın oğlu değil, kuludur. Ayrıca Hz. İsa (as) öldürülmemiş, semaya yükseltilmiştir.

Soruda geçen iddianın tutarlı hiçbir tarafı yoktur. Çünkü;

a. İnsanın diğer varlıklardan daha kıymetli olduğu gerçeği herkes tarafından bilinmektedir.  Çünkü, şuurlu, canlı ve kâinatın bir fihristi, kâinat ağacının son meyvesi olan insandır. Tekâmül kanunun içerisinde yaratılan kâinatta en son insanın yaratılması da bu gerçeğin belgesidir. Durum böyle olunca, “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu´nu verdi...” ifadesi havada kalır. Çünkü bu ifadeye göre dünya / evren insandan daha değerlidir. Üstelik “Allah kendi biricik oğlunu verdi” ifadesine göre, Allah -haşa- dünyayı kendi biricik oğlundan daha fazla sevdi. Bunun mantıkla izah edilecek bir tarafı yoktur.

b. “Öyle ki, O´na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” İfadesine göre, insanlardan sadece Hz. İsa (as)’a iman edenler kurtulur. Bu ise bütün semavî dinlerin ruhuna aykırıdır. Çünkü, Hristiyanların da kabul ettiği gibi, Hz. Adem (as)’den beri, Allah tarafından gönderilmiş bir çok peygamberler gelmiştir ve bunların gönderiliş maksadı iman edenlerin kurtuluşa ermelerini sağlamaktır. Onların bu iddialarına göre, örneğin Hz. İbrahim (as)’e, Hz. Musa (as)’a iman edenler de kurtulmayacaklardır. Bu ise, Tevrat, Zebur ve diğer eski kitapların metinlerini de içine alan  Kitab-ı mukaddesin varlık felsefesine aykırıdır.

c. Eğer Allah iman edenlerin kurtulması için “biricik oğlunu feda etmeyi” uygun gördüyse, Hz. İsa (as)’ı çok daha önceden göndermesi gerekmez miydi? Binlerce yıl içerisinde gelmiş gitmiş milyonlarca insanlar mahvolduktan sonra mı -haşa- Allah bu kurtuluş işini fark etti?!.

d. İsrail oğullarına da bildirilen ve Kur’an’da da yer alan “Bir tek insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibi olur.” mealindeki Allah’ın hükmü ortada iken, “en sevdiği biricik oğlunu(!) kâfirlere öldürtmesi, bu hükmüne taban tabana zıttır.

e. Hristiyanların da kabul ettiği gibi, Hz. İbrahim (as) Allah’ın dostudur. Hz. İshak, Hz.İsmail, Hz. Yakub, Hz. Musa (Aleyhimüsselam) da Allah’ın sevdiği kulları ve elçileridir. Ve bunlar öldükten sonra cennete gidip kurtulmuşlardır. Semavî din mensuplarının kabul etmek zorunda olduğu bu gerçek, “bir fidye verilmeden de başka bir insan kurban edilmeden de” iman edenlerin kurtulabileceklerini göstermektedir. Durum böyle olunca, “en sevdiği biricik oğlunu(!) insanların kurtulması için feda etmesi”nin ne anlamı var?..

f. “Öyle ki, O´na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun.” ifadesine göre,  insanların kurtulması,  Hz. İsa (as)’a iman etmeye bağlıdır. İnsanların neye iman edeceklerini bilmeleri ise, bunları öğreten Hz. İsa (as)’ın -ölmesini değil-, hayatta kalmasını gerektirir. Bir de iman ile Hz. İsa (as)’ın ölmesi arasında hiçbir bağlantı olamaz. Çünkü, bu iman Hz. İsa (as)’ın öldüğüne iman değil, onun Allah’tan aldığı vahye imandır. Vahyin anlaşılması için Hz. İsa (as)’ın ölmesi mi gerekirdi? Bunu izah etmek ve böyle bir gerekçe üretmek aklın almayacağı bir husustur. Üstelik başka insanlara şefkat ve merhamet eden, onların kurtulmasını isteyen Allah’ın, -sırf insanları sevdiği için-  şu “en sevdiği biricik oğlunu (!) öldürülmesini planlamış olması" O’nun şefkat ve merhametiyle bağdaşmamaktadır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Teslise inanan bir Hıristiyan'ın, Allah inancı ne derece makbûl ve ne ölçüde geçerlidir?

Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olduğuna ve çarmıha gerildiğine inananlara nasıl cevap verebiliriz?

Allah'a babalık isnad etmek, teslis ve ruhullah ifadesi?

Hristiyanların Hz.İsa (as) hakkında "Allah'ın oğlu derken onunla aynı özden olduğunu kastediyoruz" demelerine cevap ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun