Nisa suresi, ayet 171-173'de geçen Hz. İsa ile ilgili bilgileri açıklar mısınız?

Tarih: 30.03.2007 - 11:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. İsa hakkında "ruhullah" tabirinin kullanılması hangi anlamdadır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur'an-ı Kerim'de Hz. İsa (a.s.) için “ruhullah” tabiri kullanılır. Bazıları bunu da yanlış yorumladıkları için hata ediyorlar. Biz de bu konuda tefsir alimlerinin görüşlerini aktarmak durumundayız. Bu alimlerimiz "ruhullah" tabirini ruha bir iltifat olduğunu söylerler. Yani, Kâbe’ye "Beytullah" denilmesi, nasıl yeryüzünün o ilk mescidi için bir iltifat ise Hz. İsa’ya (a.s.) "ruhullah" denilmesi de bir iltifattır.

Bir diğer mana da şu şekilde verilmiştir: Nasıl ceset ruh ile hayat bulursa, onun irşat ve tebliğiyle de ölmüş kalpler imana kavuşmuş, hayat bulmuşlardır.

Kur'ân-ı Kerîm'de Meryem'in İsa aleyhisselâm'a hamile kalışı anlatılırken,

"... Biz ona ruhumuzdan nefh ettik (üfledik)..." (Tahrim, 66/12)

buyrulduğu için, İsa aleyhisselâm "Ruhullah" olarak anılır.

"İsa Ruhullah" yani Allah'ın Ruh'undan, Allah'ın sıfat ve esmasından veya Ruh-u ilâhî'den anlamında. Aslında bu anlamıyla "Ruhullah" herkeste mevcuttur. Adem aleyhisselâm'ın yaratılmasından söz edilirken Allah meleklerine

"Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secde edin." (Sad, 38/72)

şeklinde buyurur. Bu anlamda Ruhullah her insanda vardır. Yani Hz. İsa’nın sahip olduğu ruh ile Mehmet'in veya Ali’insahip olduğu ruh arasında temelde fark yoktur. Çünkü ruh Tek'tir ve her yaratılanın hayatiyeti O Tek Ruh'tandır.

171. Ey kitab ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hakkında ancak doğru olanı söyleyin! Meryem oğlu İsa Mesih, sadece Allah'ın elçisi, Meryem'e atmış olduğu kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve peygamberlerine inanın (Allah) üçtür demeyin. Kendi yararınız için buna son verin. Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

172. Hiçbir zaman Mesih de Allah'ın bir kulu olmaktan çekinmez, Allah'a yakın melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onların hepsini huzuruna toplayacaktır.

173. İnanıp güzel işler yapanlara gelince, onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir. Allah'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah'dan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

(Ya ehlel kitab) genel anlamda olmakla beraber, yukarıda daha çok Yahudiler hedef alındığı gibi, burada da özellikle Hristiyanlar hedef alınmıştır. Yani ey bütün insanlardan ve insanlar içinde kitap ehlinden bir kısım olan hıristiyanlar dininizde taşkınlık etmeyiniz. İsa (a.s.)'ın yüksek şanını, yukarıda açıklandığı üzere, inkâr ve küçültmeye, gayri meşru çocuk Mechul "incannu" diye iftira etmeye kalkışan Yahudilerin alçaltmalarına karşılık, siz de onun hakkında Allah'lık iddiası ile ifrata gitmeyiniz, ve Allah'a karşı haktan başka hiçbir şey söylemeyiniz.

Allah Teâlâ'yı bazı şeylere girme, değişme ve başka bir şeyle birleşme, arkadaş ve çocuk edinme vs... gibi imkansız ve batıl olan vasıflar ile vasıflandırmayınız da, böyle noksanlardan uzak tutunuz ve her hususta hakkı takip ediniz, doğruyu söyleyiniz. Çünkü Meryem oğlu İsa Mesih başka bir şey değil, ancak Allah'ın bir elçisidir, ve yaratma veya tebliğe dair bir kelimesidir ki onu Meryem'e atmış.

"Muhakkak ki Allah seni, kendisinden bir kelime ile müjdeliyor. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir." (Âl-i İmran, 3/45)

âyetinin delaleti üzere melekleriyle Meryem'e bildirip müjdelemiş, Cebrail'in üflenmesi ile Meryem'in rahimine bırakıp "ol, oldu" emriyle yaratmıştır, ve Allah tarafından bir ruhtur, ki Allah bununla bir çok ölü kalblere hayat vermiştir. Peygamberlik, kelime, ruh; işte Meryem oğlu İsa Mesih'in son hakikatı bunlardan ibarettir. İsa, öldürülmedi ve asılmadı veya henüz ölmedi, semaya kaldırıldı denildiği zaman, bu gerçekten başka bir şey anlamamalıdır.

Şu halde Allah'a ve bütün peygamberlerine iman ediniz, Allah'ı Allah, peygamberleri peygamber tanıyınız, ve "üç" demeyiniz, ne "ilâhlar üçtür: Allah, Mesih, Meryem'dir" diye açık şirk ile, ne de "Allah üçtür: baba, oğlu, Ruhul-Kudüs üç esas; üç şahıs olarak tek esastır" gibi bir yorumlu şirk ile "üç ilah" anlayışına sapmayınız. Üç ilâh inanışından vazgeçiniz ki sizin için hayırlı olur. Çünkü Allah ancak bir ilâhtır, hiçbir şekilde ortaklığı kabul etmez, zatında her türlü çoğalmadan uzak ve ilâhlıkta tekdir, hâşâ, O'nun bir çocuğu olması ihtimali yoktur. O'nu öyle bir noksanlıktan tenzih eder ve yüceltirim.

Çünkü göklerde ve yerde, yukarılarda ve aşağıda her ne varsa hepsi O'nundur. Halk O'nun, mülk O'nun, hükümranlık ve tasarruf O'nundur. İsa da içinde olduğu halde eşyadan hiçbir şey O'nun mülk ve melekutu (gayb âlemi)ndan hariç değildir. Allah vekil olarak da kafidir. Yani bütün bunları yaratmak ve düzenlemek ve adına zabtetmek ve idare etmekte Allah'ın hiçbir kimseyi vekil tutmaya ihtiyacı yoktur. O bizzat ve asaletle hüküm ve tasarrufa kadir, âlemlerden müstağnidir. Bununla beraber yarattıklarının işlerini, onların hesap ve faydaları adına en güzel düzenleyen ve idare eden ve edecek olan da O'dur.

Onlar görevlerini yapıp kendisine tevekkül ederek ve dayanarak işlerini ona havale ettikleri takdirde, onları düzeltmek, arzu ve emellerini tatmin etmek için kendilerini başka bir vekile muhtaç da etmez. Özetle O, bütün yaratıkların işlerini düzeltmeye ve kendisine dayanmasına yeterlidir ve işinde bir vekile muhtaç değildir. O, her şeyin yerini tutar, hiç bir şey O'nun yerini tutamaz ve O'na dayanmadan duramaz.

Şu halde Allah'ın mülkü dışında bir şey, Allah'ın yerini tutacak bir çocuk, yerini dolduracak bir vekil, Allah'tan başka işleri havale edecek bir merci, bir mabud düşüncesi muhal (mümkün olmayan)in tasavvurudur. Bu gibi şeyler, ancak faniler ve acizler hakkında düşünülür. "Peygamber" denildiği zaman da bir "vekil" değil, ancak sözü nakleden bir emir kulu anlamalıdır. Buna karşı ey hıristiyanlar, "Mesih nasıl kul olur?" demeyiniz. Mesih, hiç bir zaman Allah'a kul olmaktan çekinmez. Hıristiyanlar Peygamberimize gelmişler, "Bizim sahibimize niçin ayıp isnad ediyorsun?" demişler. "Sahibiniz kim?" buyurmuş. "İsa" demişler. "Ne dedim?" buyurmuş, "O Allah'ın kulu ve resulüdür, diyorsun." demişler. (Bunun üzerine): "Allah'a kul olmak bir âr değildir." buyurmuş ve bu âyet bunun üzerine inmiştir, diye rivâyet edilmiştir. (bk. Elmalılı Hamdi YAZIR, Hak Dini, İlgili ayetlerin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayınız:

Ruh î = ruhum, ruhihî = ruhu, nuhuna / ruhana / ruhina = ruhumuz, Ruhullah, Ruhumuzdan üfledik, ondan bir ruh, gibi ifadeler nasıl anlaşılmalıdır?

Hz. İsa’ya (a.s.) veya bir başka insana “İlâh” demenin hükmü nedir?

Hıristiyanların Hz.İsa (as) hakkında "Allah'ın oğlu, derken onunla aynı özden olduğunu kastediyoruz" demelerine cevap verirseniz sevinirim...

Hz. İsa’nın (as) babasız doğuşunu aklına sığıştıramayanlar oluyor; bunlara nasıl bir açıklama getirebiliriz?

TESLİH...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun