"Ya Abdurrahman! Dünya tatlıdır, yeşildir / güzeldir / çekicidir…" hadisini açıklar mısınız?

Tarih: 24.07.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Ya Abdurrahman! Dünya tatlıdır, yeşildir/ güzeldir/ çekicidir. Muhakkak ki Allah sizi (Müslümanları) orada halife yapacaktır ve neler yapacağınıza bakacaktır. Dikkat edin; dünyadan sakının..."
- Bu hadia açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Söz konusu hadisi sahabeden Abdurrahman b. Semüre (ra) aktarmıştır. (bk. Mecmauz’-zevaid,10/246).

“Ya Abdurrahman! Dünya tatlıdır, yeşildir / güzeldir / çekicidir. Muhakkak ki Allah sizi (Müslümanları) orada halife yapacaktır ve neler yapacağınıza bakacaktır. Dikkat edin; dünyadan sakının / korkun ve kadınlardan sakının / korkun.”

Hadiste insanın, nefsanî duygularına hitap eden iki şey karşısında dikkatli olmaları istenmektedir. Bunlardan biri, dünyanın kendisidir. Dünyanın menfaatleri, mal-mülkü, makam-mevkii çok lezzetlidir, tatlıdır, yeşil bahçeler gibi güzel ve çekicidir. İkincisi, erkekler için önemli bir imtihan vesilesi olan kadınlardır. Onlar da tatlıdır, çekicidir, nefse hitap etmektedir. Erkekler için geçerli olan bu durum, kadınlar için de geçerlidir; erkekler de kadınlar için bir imtihandır

Aslında, hadiste ne dünyadan ve ne de erkeklerin kadınlardan kadınların da erkeklerden uzak durulmasına yönelik bir işaret yoktur. Çünkü birçok ayet ve hadiste de vurgulandığı üzere, dikkate çekilen husus, haram alanlardır. Helal dairede kazanılan ve gayesine uygun harcanan mal-mülkün; keza helal dairede eş olarak alınan kişinin ahirete zararı değil, faydası vardır. Tehlike, Allah’ın emir ve yasaklarının çiğnenmeye başlamasıyla ortaya çıkar.

İster erkek için kadın, kadın için erkek, isterse de dünya -adı ne olursa olsun-, insanı Allah’tan uzaklaştıran her şeyden kaçınmak gerekir.

Ümmetin Hz. Peygamber (asm) Efendimizden sonraki dönemlerinde en önemli ayrılık sebepleri, fitne ve fesada düşme vesileleri; dünya malı, mülkü, zenginliği, mevki ve makam hırsı olmuştur. Esasen hadisin rivayetlerinin bir kısmında geçen mal kelimesine karşılık bazısında geçen dünya kelimesiyle kastedilen mananın da mal, mülk ve dünya zenginliği olduğu anlaşılmaktadır.

Dünyanın tatlı, yeşil ve hoş manzaralı olarak anılması, tatlı ve yeşil bir meyveye benzetilmesi sebebiyledir. Çünkü manzara olarak yeşil renk, lezzet olarak da tatlı hoşa gider. Dünyanın çekiciliği de güzel bir meyvenin çekiciliği gibidir. Fakat aynı zamanda bu meyvenin tadı ve yeşilliği gelip geçicidir. Dünya da tıpkı bunun gibi gelip geçicidir.

O halde dünyaya gönül bağlamak, onun ebedî olduğuna inanmak bir Müslüman için söz konusu olamaz.

Müslümanlar yeryüzüne hâkim olurlarsa, onlar dünyanın malına mülküne aşırı derecede düşkünlük göstermez, bu geçici dünya hayatı uğrunda birbirleriyle yarışmazlar. Şayet onlar kendilerinden beklenildiği şekilde Müslümanca bir kişilik sergileyemezlerse, o takdirde birbirleriyle kavga eder, fitneye düşer ve neticede halifeliklerini, hâkimiyetlerini kaybeder, kendilerinden önceki ümmetler gibi helak olur, tarih sahnesinden silinip giderler.

O halde Müslümanlar dünya ile ilgilerini sürdürürken, bu dünyada yaptıkları işlerin hesabını verecekleri ahiret gününü ve ebedî olan ahiret hayatını unutmamalıdırlar.

Kadınlardan sakınmanın tavsiye edilmiş olması ise, erkek ve kadının şehevî arzularının, birbirlerine karşı olan meyil ve yönelişlerinin, her türlü gayrimeşru ve haram ilişkilerden arındırılması gayesine yöneliktir. Çünkü toplumdaki nizamın ve düzenin sağlanması, annesi ve babası belli sağlıklı nesiller yetiştirilmesi, aile hayatının mutluluğu ve sürekliliği, kadın erkek ilişkilerinin ahlaki bir temel üzerine bina edilmesine bağlıdır.

Kadınlar da erkekler için tıpkı dünya gibi çekicidir. Birçok kavganın, kan dökmenin, bela ve musibetlere uğramanın sebeplerinden biri de kadın erkek ilişkilerindeki dengesizliktir.

Nitekim günümüz dünyasında, hatta içinde yaşadığımız toplumda dahi bu durumu yakından müşahede etme imkânına sahibiz.

Bu sebeple, İslam dini kadın erkek ilişkilerinin temel kurallarını, zaman içinde değiştirilmesi söz konusu olmayan Kur'an ve sünnete dayandırmıştır. Bir müminin itikad ve inancı gereği, Allah ve Resulünün (asm) koymuş olduğu bu kuralların dışına çıkması söz konusu olamaz.

Peygamber Efendimiz (asm), kadınlar sebebiyle ortaya çıkacak fitneden genel anlamda sakındırdıktan sonra, özel anlamda bunun örneğini vererek, Beni İsrail’in ilk fitnesinin kadın yüzünden olduğunu hatırlatmıştır.

Müslim’in rivayetinde belirtildiğine göre, Benî İsrâil’den bir adamın kardeşinin veya amcasının oğlu, onun kızıyla ya da karısıyla evlenmek istemiş, adam bunu kabul etmeyince de öldürülmüştü. Bu kişinin aynı zamanda zengin biri olduğu da nakledilir. Bu konudaki rivayetlerin muhtevası çeşitli olmakla beraber, ilk fitnenin kadın yüzünden çıktığı gerçeği ortadadır. (bk. Ali el-Kârî, Mirkat, 6/267-269)

Buna göre:

- Dünyanın mal, mülk ve zenginliği insana çekici gelir. Ancak dünyanın bütün zevkleri, mal, mülk ve zenginliği geçicidir. Bu sebeple onlara bağlanıp kalmamak gerekir.

- Yeryüzünü yönetmeye, orada halife olmaya layık olanlar Müslümanlardır. Bu görevlerini gerektiği gibi yerine getirmedikleri takdirde hâkimiyetlerini kaybederler.

- Dünyalığa aşırı düşkünlük, insan için fitne sebeplerinin başında gelir.

- Kadınlar erkekler için fitne unsurlarından biridir. Bunun sebebi, kadının yaratılışındaki çekicilik, kadın ve erkeğe verilen şehvet hissidir. Benzer durum kadınlar için de geçerlidir, zira erkekler de kadınlar için bir fitne unsuru olabilir. Bu sebeple İslam, kadın erkek ilişkilerinin düzenlenmesini esas almıştır. (bk. Riyazü's Salihin - İmam Nevevi Tercüme ve Şerh)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun