"Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz oradan inin." (Tâhâ, 20/123) ayetine göre şeytanın da cennette olduğu anlaşılmıyor mu?

Tarih: 29.11.2011 - 11:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hani şeytan daha önce cennetten kovulmuştu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Gerek soruda yer alan,

“Dedi ki: ‘Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz oradan inin.'” (Taha, 20/123)

mealindeki ayetin ifadesinde; gerekse

 “Derken şeytan onların ayaklarını kaydırarak, içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de: 'Haydi, dedik, birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! Siz orada belirli bir süre ikamet edip yararlanacaksınız.'”,

"Dedik ki: 'İnin oradan hepiniz!' (Bakara, 2/36, 38)

mealindeki ayetlerin içinde yer alan “Birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! - İnin oradan hepiniz!” ifadelerinden Âdem ve Havva’nın dışında birilerinin/birinin olduğunu göstermektedir. Alimler, bu birinin İblis/şeytan olduğunu söylüyorlar(bk. Taberî, Razî, İbn Kesir, ilgili ayetlerin tefsiri).

- Yukarıda mealleri verilen ayetler ile

“Allah buyurdu: 'Söyle bakayım, Sana emrettiğim halde, secde etmene mani nedir?' İblis: 'Ben ondan daha üstünüm; çünkü Sen beni ateşten, onu ise bir çamur parçasından yarattın.' dedi. 'Çabuk in oradan!' buyurdu Allah, 'Öyle orada kurulup da büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çabuk çık, çünkü sen alçağın tekisin!' (A'raf, 7/12-13)

“Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım. Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın."  Allah şöyle buyurdu: “Alçak ve kovulmuş olarak çık oradan! Onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki cehennemi sizlerle dolduracağım.(A'raf, 7/16-18)

mealindeki ayetler arasında görünürde bir çelişki varmış gibi gelebilir. 

- Şeytanın ilgili sözlerinden anlaşılıyor ki, onun kovulması vesvese vermesine engel değildir. Şeytanın vesvesesini uygulamaya koyduğunu ve zeminin buna müsait olduğunu gösteren aşağıda mealleri verilmiş ayetlerden anlaşılmaktadır:

“Sana gelince Âdem, seninle eşin cennete yerleşiniz, istediğiniz her tarafından yiyip içip yararlanınız. Yalnız sakın şu ağaca yaklaşmayın! Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz. Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: 'Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir.' diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.”(A'raf, 7/19-21).

Şimdi soru çerçevesinde konuyu maddeler halinde açıklayalım:

a. Bu farklı ayetlerden anlaşılıyor ki, şeytanın iki ayrı kovulması söz konusudur: Birincisi, Hz. Âdem’e secde etmediği için kovulmuştur. İkincisi: Hz. Âdem’i aldattığı için kovulmuştur. Birinci kovulma; cennetten tamamen menedilme manasına değil, onun eski değerinden aşağı düşürülmesi, -deyiş yerindeyse- rütbelerini sökmek manasına gelir. Bununla beraber cennete girip vesvese vermesi için kapı açıktır. İkinci kovulma ise, tamamen cennete girmesini engelleyen bir cezadır(bk. Beydavî, İbn Aşur, Bakara suresi 36. ayetin tefsiri).  

b. Söz konusu ayette yer alan ve “inin oradan” manasına gelen “İHBİTÛ” filinin cemi sigası, tesniye manasınadır. Araplar, tesniyelerin peş peşe fazla olmasından hoşlanmadıkları  için, tesniye yerine cemi sigasını tercih ederler. Bu ayette de daha önce üç adet tesniye(ikil) kullanılmıştır. Bunlar: “ezelle-huma, ahrace-huma, mimma-kanâ” sözcükleridir. Hatta aynı konuyu işleyen bir önceki ayette yer alan “kulâ=ikiniz yiyin”, “Şi’tuma” ikiniz dilediğiniz şekilde”, “vela takraba=ikiniz yaklaşmayın”, “tekunâ”=sonra ikiniz olursunuz...” tesniyelerle beraber yedi adet tesniye peş peşe gelmiştir. Bu yedi tesniye/ikil kalıbından sonra daha fazla tesniye olmaması için, Arapların kabul ettiği bir kural uygulanmış ve “İhbita” yerine “ihbitû” çoğul kipi kullanılmıştır. Buna göre, bu kovulma emrine muhatap sadece Hz. Âdem ile Hz. Havva’dır. İbn Aşur bu görüşü benimsemiştir(bk. a.g.e.)

- Söz konusu yedi tesniyenin Hz. Âdem ile Hz. Havva’ya bakması bu görüşü güçlendirmektedir. 

c. Bazı alimlere göre, ayette çoğul kipiyle gelen “İhbitû=İnin” fiilinin muhatabı Âdem, Havva ve onların müstakbel çocuklarının temel esasları olan zürriyetleridir. Çünkü, onlar cennetten atılınca onlara ait bir şeyleri kalmamıştır. Dolayısıyla -gelecek nesillerini nüveleri hükmünde olan- zürriyetleri de kalmamıştır. Ayetteki çoğul kipi bunların hepsine hitaptır(bk. İbn Aşur, a.y)

d. "Kiminiz kiminize düşman olarak, hepiniz oradan inin.(Tâhâ, 20/123) mealindeki ayetin Arapça metninde açıkça tesniye/ikil şekli  olan “ihbit’a= ikiniz inin” ifadesi kullanılmıştır. Burada “hepiniz” manasına gelen “cemîan” sözcüğünün kullanılması, bazılarına göre, şeytanı da içine alır(İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)..  Diğer bazı alimlere göre ise, ayetin bu ifadesi, yalnız  Hz. Âdem ve Hz. Havva çiftine hitaptır(Nesefî, ilgili ayetin -ve Bakara 36. ayetin-tefsiri). “Hepiniz” sözcüğü onların zürriyetlerini ihtiva etmek için kullanılmıştır(bk. Ebu’s-Suud, ilgili ayetin tefsiri).

- Bazı tefsirciler de şöyle der: Âdem ve Havva, bazen cennetin kapısına yakın gelirler, şeytan da dışardan gözetir, yaklaşırdı; vesvese bu şekilde meydana geldi.

Şeytanın cennetten kovulması, dışarıdan vesvesesini ulaştırmasına engel olmayacağından, bu konuda bir zıtlığın olmayacağı sonucuna varabiliriz. Allah, imtihan gereği olarak, Şeytanın vesvesesini Hz. Âdem aleyhisselama işittirmiştir(bk. Razî, Bakara, 36. ayetin tefsiri).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun